Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, Malatya mitinginde bir TV programında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sorduğu sorudan dolayı Taraf yazarı Amberin Zaman hakkında "Haddini bil haddini. Eline vermişler bir kalem, gazete köşesinde yazıyorsun. Çıkarıyorlar seni işte böyle malum Doğan grubunun televizyonuna, oradan da saygısızca yüzde 99'u Müslüman olan bu halka hakaret ediyorsun" şeklinde konuşmuştu.
Gazeteciler tarafından tepkiyle karşılanan bu sözler hakkında 'Basın Konseyi' de bir kınama mesajı yayınlandı.
Erdoğan'ın bu tutumunun alışkanlık haline geldiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bir televizyon programında soru soran gazeteciyi, miting meydanlarında halka yuhalatan ve haddini bildirmekle tehdit eden siyasi anlayışı kınıyor, seviyeli siyaset yapmaya çağırıyoruz.
Alışkanlık haline getirilen gazetecileri hedef alma ve gazetecilerle basın kurumlarına hiza verme çabalarının, ifade, düşünce, basın özgürlüğü ile bağdaşmadığını bir daha hatırlatırız.
Kaldı ki, Başbakan ve Cumhurbaşkanları’nın görevi, gazetecilere ve gazetelere hiza vermek değil, demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğüne sahip çıkmaktır.
Gazetecilere linç kampanyası başlatmak, demokrasi sınırları dışına çıkmak olur. Seçim atmosferi ve bölgemizde çok sıkıntılı geçen şu günlerde, siyasilerin ifade özgürlüğüne saygılı olmalarını ve içtenlikle, sevgiyle halkın tüm kesimlerini kucaklamalarını bekliyoruz.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu da, bir açıklama yayınlayarak Tayyip Erdoğan’ın son günlerdeki söylemlerinin etnik ayrımcılığı körüklediğini ve halkın bilgi edinme hakkı için uğraş veren gazetecileri hedef aldığına dikkat çekti.
TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:
Kamuoyuna yansıyan Başbakan Erdoğan’ın kadın gazeteci Amberin
Zaman’a yönelik ‘Gazeteci kılıklı bir kadın militan çıkmış, edepsiz
kadın, haddini bil haddini’ şeklindeki sözlerinin siyasi etik
açısından olduğu kadar, kadını aşağılayıcı sorunlu bir üslup
olduğunu söylemek zorundayız.
AKREDİTASYONA HIZ VERİLDİ
Cumhurbaşkanı adayı olarak milleti kucaklaması beklenen Başbakan
Erdoğan ve bakanlarının son günlerde kendilerinden olmayan
gazetecilere akreditasyon uygulamaya hız verdikleri de
gözlemlenmektedir. Nitekim İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın konuşmacı
olduğu Ankara’daki Anadolu Öğrenci Birliği’nin toplantısına davetli
olduğu halde Cihan Haber Ajansı muhabirleri alınmamıştır.
GAZETECİLERİ HEDEF GÖSTERMEKTEN VAZGEÇMEYE
ÇAĞIYORUZ
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde her zamankinden daha çok
birlikteliğe ve ulusal barışa ihtiyacı olan Türkiye’nin politikada
başlayan ve bazı medya manşetlerine de sıçrayan nefret
söylemleriyle giderek gerginleştiği görülmektedir.
Ulusal barışın sağlanması için başta Başbakan Erdoğan olmak üzere
tüm adayları ve siyasetçileri nefret söyleminden uzak durmaya,
gazetecileri hedef göstermekten vazgeçmeye çağırıyoruz.
Etnik ayrımcılığın olmadığı, kadına saygının ön planda olduğu,
halkın haber alma kanallarının tıkanmadığı, savaşın değil barışın
yüceltildiği, nefretin değil, sevginin yeşerdiği demokratik
Türkiye özlemimizi bir kez daha yineliyoruz.