Nihayet play-off'lar başladı. Kawhi Leonard dışında olması gerekenler parkede yerini aldı. Onun da sakatlığı ciddi değil. Oynayacak. Bir diğer sakatlık riskli yıldız Joel Embiid bir ara korkuttu ama oyuna dönmeyi başardı. Biri hariç ilk maçlar beklediğim gibi geçti. Los Angeles Clippers-Dallas Mavericks maçında gözümüze inanamadık. Clippers'ın Dallas'ı yenmesi değildi inanılmaz olan, yenerken yaptıklarıydı.
Los Angeles Clippers bir kez daha tahmin edilemez olduğunu gösterdi. Rüyada görülse inanılmayacak şeyler yaptı. Kawhi Leonard'ın yokluğunda Clippers, Dallas'a fark atabilir mi ? Çok zor. Dominasyonunu kaybeden James Harden bir devrede 20 sayı kaydeder mi? Hadi canım! Maçın tamamında atamıyor. Peki, Clippers savunması 7 dakika Dallas'a sayı izni vermez. Yetmezmiş gibi Luka Doncic'i sadece 2 asistle sınırlar ve skor yapmaya yöneltebilir mi? Bu sene kükremiş sel gibi önüne geleni süpüren Doncic'i savunmak! Çıldırmış olmalısın!
Bunların bir tanesi bile yeterince imkansızken hepsi 24 dakikaya sığdı. Clippers bir devrede rakibini teslim aldı. Geri kalan süre Dallas'ın ne olduğunu anlamaya çalışmasıyla geçti. Yan parçaları devreye sokamayan Dallas şok içinde maçı bitirdi. Ty Lue ilk maçta olağanüstü şeyler yaptırdı takımına. İkinci maçı büyük bir merakla bekliyorum.
Boston Celtics, Jimmy Butler ve Terry Rozier'den yoksun Miami Heat’i zorlanmadan yendi. Bir anlamda aktif dinlenerek seride 1-0 öne geçtiler. Triple double yapan Jayson Tatum öne çıkan isim oldu. Miami Heat, şartlar ne olursa olsun parkeye çıkaracak 5 oyuncu bulduğunda kazanma şansı olan bir takım. Ancak oyun kurucusuz ve Butler'sız durum farklıymış. Bununla birlikte Boston tedbiri elden bırakmamalı. Son yıllarını favori olduğu şampiyonlukları kendi eliyle rakiplerine ikram etmekle geçirmiş bir takım Boston. Koç Joe Mazzulla da bu konuda sicili parlak biri değil. Uyuyan Miami'yi uyandırmanın alemi yok.
Oklahoma City Thunder son dakikalarında liderliğin sürekli el değiştirdiği maçta New Orleans Pelicans'ı 2 sayılık farkla mağlup etti. Çaylaklardan oluşan bir takımın özgüven kazanması adına bu galibiyet çok değerli. İki takım da çok iyi savunma yaptı. Pelicans, Oklahoma'nın boyalı alan zaafından hücum ribaundlarıyla yararlandı. Bolca 2. şans sayısı buldular. Şayet Zion Williamson oynasaydı kazanan farklı olurdu. Oklahoma'da Shai Gilgeous Alexander maçın kahramanı oldu. New Orleans adına her ne kadar son hücumda Cason Wallace'ın savunmasına takılsa da CJ Mc Collum etkili oldu. Toplamda 21 üçlük atılan maçta, 5 üç sayı isabeti kaydeden Trey Murphy, 9'u hücum 20 ribaund alan Jonas Valanciunas ve 5 blokla Chet Holmgren dikkat çeken isimler oldu. Bu seri daha çok su götürür. Çekişmeli maçlar bizi bekliyor.
Milwaukee Bucks, Antetokounmpo'suz ilk maçını kolay kazandı. Maça çok iyi başlayıp rakibi dağıttılar. Damian Lillard bu takıma niçin alındığını gösterdi. Dame üç sayılarla, Khris Middleton ise orta mesafe basketleriyle etkili oldu. İki takım arasındaki tecrübe farkı net göründü. Pacers'da Pascal Siakam dışında etkili olan oyuncu yoktu. Özellikle Tyrese Haliburton hayal kırıklığı oldu.
Cleveland Cavaliers-Orlando Magic karşılaşmasında çabanın yoğun, kalitenin düşük olduğu kısır bir maç oldu. İki takımın da dış şut yüzdesi kâbus gibiydi. Cavaliers %25, Orlando % 21'le adeta tuğla attı.
Cleveland ikiz kulelerini devreye soktu. Donovan Mitchell verimli oynadı. Darius Garland, Suggs savunmasında skor bulmakta zorlandı. Açığını asistlerle kapattı.
Orlando Magic, Jonathan Isaac'ı 5 numarada kullandı. Diğer alternatifleri düşününce mantıklı tercih. Isaac, fena iş çıkarmadı.
Cleveland hem birebirden hem de asist üzerinden sayı buldu. Orlando ise birebirden, -o da bulabildiği kadar- sayı attı. Orlando bençten daha iyi katkı aldı. Ancak aslar bekleneni veremedi. Franz Wagner verimsizdi. 33 dakikada 0 sayı atan Garry Harris adeta biletsiz seyirci gibiydi.
Minnesota, Phoenix'i savunmasıyla durdurdu, Anthony Edwards'la vurdu. Fazla zorlanmadan ilk maçı kazandı.
Chris Finch, savunmada Kevin Durant'ı riske ederek diğer yıldızları devre dışı bırakma yoluna gitti. Bu plan tuttu. Jaden McDaniels uzun kollarıyla Devin Booker'ın skor üretmesine engel oldu. Phoenix Suns sadece Durant ve ekstra katkı veren Royce O'Neale'la Minnesota'ya direnemedi. Kurtlar bir anlamda savunmayla Phoenix'i yedi.
Ribauntlar ve benç katkısı, Minnesota'nın Phoenix'e açık ara üstünlük kurduğu alanlar oldu. Minnesota'nın galibiyetinde çift yönlü etkili olan Nickeil Alexander Walker ilk maçın x faktörü oldu.
Durant ve arkadaşlarının ikinci maçta bir cevabı olacağını düşünüyorum. Böyle kolay teslim olmazlar.
Knicks-Sixers denk mücadeleye sahne oldu. Ekstra katkılar New York'a galibiyeti getirdi.
New York Knicks ribaundları toplayarak bolca 2. şans sayısı kaydetti. Rakibinden daha fazla ve yüzdeli üçlük attı. Daha iyi benç katkısı aldı. Miles Mc Bride 21 sayı ve 37 verimlilik puanıyla maçın kahramanı oldu. Skorun yüksekliği kadar kritik anlarda atması da önemliydi. Mc Bride'ın Madison Square Garden'da pelerini eksikti. Süper kahraman gibi oynadı.
Philadelphia Sixers, Kelly Qubre ile Jalen Brunson'ı çok iyi savundu. Ancak Tyrese Maxey ve Joel Embiid dışında skor katkısı alamayınca yenilgiye engel olamadı. Maç içinde sakatlanıp tekrar oyuna dönen Joel Embiid’in sağlığı elverirse turun ortada olduğunu düşünüyorum.
Top kayıplarında 12'ye 4, %27 ile 8 üçlük isabetine karşılık % 35'le 15 üç sayı isabeti. Bu rakamlar Denver Nuggets'ın Los Angeles Lakers'ı nasıl yendiğinin fotoğrafı. Lakers, Denver'ı bazı şeyleri değil çok şeyi çok iyi yaparsa yenebilir. Böyle maç içinde kopuş yaşayarak değil. Üstüne D'Angelo Russell'ın 1/9'lik üçlük isabetiyle hiç değil.