Bu bir siyahi Western filmi desem yanılmam.
Avlanma hünerleri olan Django ile Alman asıllı ödül avcısının yollarını birleştiren kader, izleyenlere, Amerika'nın geçmişindeki kirli tarihi provakatif olmayan bir dil ile anlatıyor. Bu anlatı dili sayesinde karakterlerle empati kurmamız mümkün oluyor ancak dramatik bir duygu durumuna girmemiş oluyoruz. İntikam, kan ve özgürlük temalarının doruklarda yaşandığı bu filmde Django’nun aldığı her intikam kanı yüreklerimize su serpiyor dersem abartmış olmam.
Geçmişinde eziyet çekmiş ancak özgürlüğüne kavuşmuş bir köle, Django, o gerçekten bir zincirsiz.
Köleliğin olduğu kirli Amerika dönemine denk gelen Django, çok sevdiği karısını kurtarmak için gözünü karartır ve bu av avcı macerasında yerini alır. Zincir vurulamayan Kahramanımızın mücadelesini tutkuyla izlediğimiz bu filmde izleyenleri yormayan bir anlatım söz konusu. Duygu anlamında ağır bir sahneyle izleyiciyi en gerecek noktaya götürdükten hemen sonraki sahnede gerilim bitiyor, sahne esprili bir şekilde yumuşuyor, izleyici yorulmuyor.
Dahi yönetmen Tarantino’nun, intikam temasını sahnelerdeki işleyişiyle izleyiciyi sağaltmasına zaten alışkınız. Kill Bill filmi bunun en büyük örneklerinden. İntikam, özgürlük ve aksiyonun iç içe geçerek oluşturduğu sinematografi bu filmde de göz dolduruyor. Gerek konusunun derinliği, gerek tarihi anlamda fazlaca derin olan bir konuyu yormadan anlatması sayesinde, Yönetmenin özgürlük ve intikam temalarını birleştirdiği filmleri arasından, favori ikinci filmim olarak hafızama yazıldı.
Sinemanın dahi çocuğu, Quentin Tarantino'nun uzun süre üzerinde çalıştığı Spagetti Western türündeki projenin başrollerinde Jamie Foxx, Christoph Waltz yer alırken, Kerry Washington, Leonardo DiCaprio ve Samuel Jackson gibi yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosu göz dolduruyor.