Balkan turumda seyahat ettiğim 2.ülke olan, her bir köşesini çok sevdiğim ve doğal manzaralarına hayran kaldığım o güzel ülke Bosna Hersek’te savaşın acılarını dün gibi hissettim…
Bosna Hersek’e girişimde ilk uğradığım kent elbette ki Srebrenitsa Şehitliği oldu. 1995 yılındaki savaşta Sırpların, Bosna Hersek’e yaptığı soykırım katiyen unutulacak gibi değil. Ancak tur rehberimizin şu sözlerini şehitliği gezdikten sonra çok daha iyi anlamış bulundum.
Arkadaşlar artık “bu şehitliği gördükten sonra, Bosna’nın turistik yerlerini gezerken aklınıza soykırımın gelmemesi mümkün olmayacak”
8.372 SİVİL VE DAHA FAZLASI
İşte tam da öyle olmuştu. 8.372 sayısı kulağımda hep yankılandı. Savaşın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen hala yeni şehitler bulunmakta. Sırpların gerçekleştirdiği soykırımın 30.yılında, toplu mezarlarda cenazelerine ulaşılan ve bu yılki anma töreninde defnedilen 7 şehitten birkaçının yeni yapılmış mezarları dikkatimden kaçmadı.
Hocamıza “bazı mezarların görünüş olarak diğerlerinden farklı ve isim yazılan yerlerinin tahtasının neden yeşil renkte” olduğunu sorduğumda aldığım cevap hepten içimi burkmuştu. Soykırım o kadar canice yapılmış ki, üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen hala bütünlüğü olan veya olmayan yeni cenazeler bulunuyormuş. Bulunan cenazelere yapılan DNA testleri sonucunda kime ait olduğu belirleniyormuş. Bütünlüğü olan veya olmayan dedim çünkü, son bulunan cenazelerden birinde yalnızca bir bacak bulunuyor ve DNA testi sonucu bir teyzenin oğlu olduğu öğreniliyor. Zavallı kadıncağız o bacağı alıp göğsüne basarak oğlum diyerek ağlıyor...

Ne üzücü ki katliamın izleri 30 yıldır yankılarını duyurmaya devam ediyor… Tıpkı bugün Gazze’ye yapılan soykırımın bir versiyonu da 30 yıl önce Bosna Hersek’e yapıldı.
Günler, aylar hatta yıllar geçiyor ancak ne yazık ki insanoğlunun bir bölümünde bulunan bu kötülük bir türlü geçmiyor. Ne yazık ki Soykırımlar tarihe kanlı harflerle ve acılarla yazılmaya devam ediyor…
Böl-parçala-yönet adlı vahşi ve kanlı politikayı ve onu uygulayanların bir an önce sonsuza dek yok olmalarını diliyorum. Zulme sessiz kalmamak adına size bu soykırımından biraz daha bahsetmek istiyorum.
ON BİNLERCE SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ!
“Srebrenitsa Soykırımı, 1991–1995 Yugoslavya İç Savaşı'nda Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun Srebrenitsa'ya karşı giriştiği harekât esnasında Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8.372 Müslüman Boşnak erkek ve çocuğun Bosna–Hersek'in Srebrenitsa kasabası ve çevresinde, Ratko Mladić komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp ordusu tarafından sistematik olarak öldürülmesidir. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Katliama, Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun yanı sıra "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır.”
Srebrenitsa soykırımının etkileri yalnızca 1995'te yaşanan katliamla sınırlı kalmadı. Boşnak halkının kolektif hafızasından, psikolojisinde ve toplumsal yapısında çok derin izler bıraktı. 8.000'den fazla erkeğin katledilmesi geride binlerce dul kadın ve yetim çocuk bıraktı. Pek çok aile hala yakınlarının kemiklerini arıyor. Soykırımdan kurtulanlarda yoğun travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, kaygı bozuklukları yaygın.
Yani Srebrenitsa, Boşnak halkı için yalnızca bir katliam değil; bir varoluş yarası. Bugün bile kadınların mezarlıkta dua edip "hala oğlumu bulamadım" diye ağlaması bu acının kuşaktan kuşağa aktığını gözler önüne seriyor...
MEDENİYET TEK DİŞİ KALMIŞ BİR CANAVAR!
Çocuk, yaşlı, büyük demeden yakalayabildikleri tüm Boşnak erkeklerini, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce insan ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda anlatmaya dilim varmayacak vahşilikte katledildi. Öldürülenler, Sırplar tarafından önce toplu mezarlara gömülmüş ardından da delillerin gizlenmesi için yerleri değiştirilmiş. Şehitlikte gezerken soykırımla ilgili bilmediğim başka detayları da öğrendikçe gözyaşlarım sel oldu aktı...
İŞTE TOPLU KATLİAMIN YAPILDIĞI FABRİKALARDAN BİRİSİ

Avrupa'nın gözü önünde sözde "güvenli bölge" ilan edilmiş bir yerde böyle büyük bir soykırımın gerçekleşmesi uluslararası toplumun pasifliğini de gözler önüne sermiştir. Tıpkı bugün Gazze'de yapılan soykırıma karşı nasıl pasif kalınıyorsa aynısı ne yazık ki Bosna Hersek'te de yaşanmıştır...
Saraybosna'nın Başçarşı semtinde gezerken gözlerimle gördüm. Sivillerin yaşadığı onlarca evde hala bir sürü mermi ve savaş izleri bulunuyor. Sivillerin de acımasızca nasıl hedef alındığını gösteren bir başka göstergelerdendi...

Balkanlarda yaptığım gezilerimden bahsetmeden önce insani bir görev olarak Srebrenitsa Soykırımını anmayı borç bildim. Medeniyet gerçekten de tek dişi kalmış bir CANAVAR...
Alıntı cümle: wikipedia özgür ansiklopedi.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Srebrenitsa_Soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1