GUGUK KUŞU - ONE FLEW OVER THE COCKOO'S NEST
Orijinal adı ile “one flew over the cuckoo’s nest” olan film Ken Kesey’in kitabından uyarlamadır. Bir mahkûmun akıl hastası taklidi yaparak hapishane cezasından kurtulup daha az güvenlik önlemi olan bir yere, akıl hastanesine gitmesini konu alıyor. Bu mahkûm hastaneden kaçmanın yollarını ararken oradaki hastalarla da farklı bağlar kurar. Ancak onun bu başına buyruk halleri yüzünden, hastanedeki düzeni bozması sebebiyle, hastanenin baş hemşiresiyle araları gerilir. Hastane düzeniyle mahkûmun arasındaki bu çatışmaların konu alındığı film Milos Forman tarafından yönetilmiştir.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Milos Forman
Senaryo sahibi: Bo Goldman, Ken Kesey
Oyuncular: Michael Berryman, Dean R. Brooks, Jack Nicholson
Orijinal ismi: One Flew Over the Cuckoo's Nest
Yapımcı: Saul Zaentz
Yardımcı yapımcı: Martin Fink
Görüntü yönetmeni: Bill Butler ve Haskell Wexler
Müzik: Jack Nitzsche
Süre: 2 saat 13 dakika
FİLMİN TÜRÜ / GEYRE’Sİ
1975 yapımı Guguk kuşu filminin türü/Geyre’si Dram/komedi-Drama’dır. Film başrolünde yer alan McMurphy karakterinin karakter özellikleri ile komedi türüne girer. (McMurphy’nin akıl hastanesindeki diğer hastaları, hasta olarak değil de toplumun normlarına uyum sağlayamadığı için hastaneye tıkılmış bireyler olarak görmesi ve onlarla oyunlar oynamaya, futbol maçları izlemeye çalışması.) McMurphy’nin diğer hastalardan normal psikolojiye sahip insan hareketleri beklemesi ve bu beklentideki çabası. Bu çatışmada ortaya çıkan komik anlar, filmin türünün komedi olmasını sağlamıştır. Ancak film komedi türünün yanına, dram türünü de kazımayı borç bilmiştir. Özellikle de filmdeki Kızılderili rolünü üstlenen Şef Bromden karakterinin ruh halleri ve karakter analizi, filmin türünün dram boyutuna taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Şef Bromden karakteri dilsiz, konuşma engelli olmadığı halde öyle gibi davranmaktadır. Bu şekilde öne çıkmaktan sıyrılmaya çalışarak, hastane baskısından kendisini korur. Karakterin bu hüzünlü amacı filmi duygusal bir boyuta taşır. Orada yeni Amerika’nın eski Amerikanlara karşı bastırma gücünü de izliyoruz aslında. Asıl Amerikalı olan Şef Bromden’in (yani Kızılderililerin) nasıl kendi olmaktan korkutulduğunu, yalnızlaştığını, bir ırkın yok edilme çabasını görüyoruz. Böylelikle bu film hastanede bulunan hastaların dramatik hikayelerinden dolayı dram türüne de girmiştir.
Sevgili okurlar sizlere biraz da filmin temasından bahsetmek istiyorum. Fazlasıyla spoiler içerir bilginiz olsun.
Filmin teması: özgürlük, asilik, hastalık durumlarının baskı atında düzene sokulmaya çalışılmasının dramatik sonuçları olur.
Özgür ve asi bir karakter olan McMurphy, işlediği suçların hükmünden kaçmak için, akıl hastası taklidi yaparak akıl hastanesine gelir. Ancak hastanedeki düzeni bozar. Aslında genel anlamda yaşanan bu olaylar filmin temasının da isminin de nereden geldiğini kanıtlar nitelikte. Film orijinal ismiyle “One Flew Over the Cuckoo's Nest” yani “bir guguk kuşunun yuvasının üzerinden uçtu” diye düz bir çeviri yaparak, buradan da temayla bağlantısını çözümleyeceğim. Guguk kuşlarının dişileri, yumurtlama döneminde yumurtalarını, başka bir kuşun yumurtalarının yanına bırakırmış. Bıraktıktan sonra da kendi yumurtası fark edilmesin diye yuvadan başka bir yumurtayı ortadan kaldırırmış. Filmde de aynı bu terkedilen guguk kuşu yumurtaları gibi toplumun terk ettiği, dışladığı insanları görüyoruz. McMurphy karakteri başka bir yumurta gibi akıl hastanesine bırakılır. Ancak onun o yapan çılgın ruhu artık yok olur. McMurphy’nin aklı ve bedeni, hastanenin deneylerinde kullanılmak ya da yola getirilmek üzere tüketilmektedir. McMurphy‘nin bu haline dayanamayan Şef Bromden onu öldürür ve McMurphy'nin ilk günden beri uygulamak istediği kaçış planını uygulayarak akıl hastanesinden kaçar. Şef Bromden, Kızılderili inancı gereği onu özgürlüğüne kavuşturmuş ve özgürlüğe kavuşmuştur.
Şef’in görüş noktasından bakarsak ;
McMurphy’nin ölümü ikisinin de özgürlüğe kavuşmasıdır. Onu öldürerek ruhunu özgürleştirmiştir ve onu o halde bırakmayarak da kendi aklını özgür kılmıştır. Böylece artık pencereyi kırarak oradan kaçmaya kendince hak kazanmıştır. Bu görüş noktası saldırgancadır, ancak filmde geleneksel bir inancın yansımasıdır.
İKİ BAŞ KARAKTERİN ANALİZİYLE YAZIMI SONLANDIRMAK İSTİYORUM
Randle Patrick McMurphy karakterin analizi
McMurphy karakteri her ne kadar hüküm yememek için deli taklidi yapan bir karakter gibi gözükse de aslında son derece sağlıksız bir psikolojiye ve düşünce yapısına sahiptir. 15 yaşındaki bir kıza tecavüz etmiş ve bunu da mantıklı bir kılıfa sokmaya çalışmış, toplumdaki diğer bireylere zarar verme potansiyeli son derece yüksek olan bir bireydir. Bazı izleyenler için filmin başlarında McMurphy karakteri özgür ruhlu, kalıplara sığmaz, akıllı bir insanı çağrıştırsa da aslında durum hiç de öyle değildir. Çünkü onun özgürlük anlayışı sosyolojik ve psikolojik açıdan kabul görür bir halde değildir. Diğer bireylerin özgürlüklerini kısıtlıyor, onlara zarar veriyordur. Kendini sistemin ve hastane düzeninden daha zeki sanıp kaçma planları yapsa da aslında akıl hastası teşhisi koyulduğu zaman ömür boyu orada kalacağından habersizdir. Bu yüzdendir ki son derece lümpen bir kişiliği temsil etmektedir, çok fazla akıl sahibi biri karakter değildir.
Şef Bromden karakterinin analizi
Sağır dilsiz, içe kapanık bir karakteri canlandırmaktadır. Aslında sağır ve dilsiz değildir. Ancak yaşadığı akıl hastanesine uyum sağlamak ve uyuşturulacak seviyeye gelmemek için içe kapanmış bir karakterdir. Son derece geleneksel yerli Amerika kültüründen geldiği, yetiştiği bellidir. Hatta bu yüzden de McMurphy karakterinin uyuşturulmasına dayanamaz ve onu öldürerek kendince özgürleştirmektedir. İnancına göre McMurphy’i öldürmekle onu sistemin aleti olmaktan ve köle olmaktan kurtarmıştır. Onu özgürlüğüne kavuşturduktan sonra da kendi özgürlüğüne doğru gider. Hastanedeki baskıcı olan düzenden kaçarak, kendi özgür hayatına kavuşur.
McMurphy karakterinin bütün bir film boyunca yapmaya çalıştığı kaçma planını, Şef Bromden yapmış olur. Yani filmin sonunda aslında sadece trajik son görüyoruz. McMurphy karakterinin asi tarzı sebebiyle, sonunun uyuşturulmak olması trajik bir son gibidir. Onu öyle uyuşuk görmeye dayanamayan Şef Bromden karakterinin McMurphy’i öldürmesi ve onun istediği kaçma planını uygulayarak özgürleşmesi için de pek mutlu bir son diyemeyiz. Hatta tam anlamıyla dramatik bir sondur. Evet belki hastanenin düzeninden kurtulmuştur ama dışarda onu bekleyen daha zorlu, karışık bir sosyolojik düzen söz konusu olabilir.