Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!

Sokak hayvanlarının çıkaramadıkları ses olmak zorundayım, zorundayız… Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!

İnsan olmak demek, kendi dışında herhangi bir canlı için de iyi şeyler düşünebilmek değil midir? Başka bir canlının yaşadığı acı durumdan dolayı, kalbinin en derin yerinden sızı hissedemeyen insan olabilir mi? Hayır.

Evrimin en üst basamağına tırmanmış tür olan ‘insan’ orada kalmayı hak etmelidir. Toplumun ve toplumun içinden çıkan çekirdek olan ‘birey’ in her türlü kanayan yarasına merhem, yine o bireylerin kendi üst çevrimi olan doğayı ve toplumu okuyabilmesi ve koruyabilmesidir. Unutmamalıyız ki, doğa olmasaydı insan olmazdı, insan olmasaydı toplumlar, kültürler, bireyler oluşamazdı. Bizlere birey olabilme fırsatını, müthiş özgürlüğü veren tarihin diyalektiğine borcumuzu ödemeliyiz.

İşte en çok da bu yüzden sokakta yaşayan kedi ve köpekler için de bir yaşam alanı kurabilmemiz gerekiyor. Sanayileşme ve kent yaşamının hızla artmasıyla beraber sokak hayvanlarının doğal yaşam alanları da hızla betonlaşmış durumda. Böylece sokakta yaşayan kedi ve köpeklerin sığınabileceği doğal ortamlar da kısıtlanmış ve hatta neredeyse yok olmaya yüz tutmuştur. Türümüz insan, avcı toplayıcı hayattan yerleşik hayata geçtiğinde kendisini ve toplumsal düzeni ehlileştirdiği gibi, bazı hayvan türlerini de ehlileştirmiştir.

“İlk insan topluluklarının ortaya çıkışı günümüzden 2 milyon yıl öncesine uzanır. İlk evcil hayvan olan köpeğin evcilleştirilmesi 10-12 bin yıl öncedir. Ürettiği ürünlerden yararlanmak üzere evcilleştirilen ilk hayvan türü koyundur.”

“Kediler, muhtemelen, tahılları korumaktaki etkinliğini fark eden Antik Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir. Kedilerin evcilleştirildiğine dair en güvenilir bulgular, MÖ 1500 tarihinden sonrasına rastlar.”

Tarih biliminin sunduğu bu bilgiler de gösteriyor ki sokak hayvanlarına bakmak insanın sorumluluğudur. Geçmişte, türümüzün bekası ve üretimin sürdürülebilirliği için diğer canlıların yaşamlarına müdahale etmiş(ehlileştirmiş) bulunuyoruz. Bu yüzden bu canlıların günümüzde hayatta kalabilmesi ve sağlıklı yaşayabilmesi için insanlığa düşen sorumluluklar vardır. Bu sorumluluklar hayati öneme sahiptir. Soğuk kış günlerinde bir çok sokak kedileri ve köpekleri donarak ölmektedir. Veya bir çok köpek besine ulaşamadığı için saldırganlaşmaktadır. Tüm canlılar birlikte yaşayarak doğanın dengesini korurlar. Buna “yaşam çemberi” denir. Biyoloji biliminin de dediği gibi, yaşam çemberindeki bir türün kaybı bütün çemberi tehlike altına alacaktır. Kediler olmasa sokaklar farelerden geçilemeyecek duruma gelirdi. Peki ya doğaya ve topluma tarih boyunca bu kadar katkısı olmuş bu hayvanları unutmak, hor görmek sizce de çok insanlık dışı değil midir?

Sokaktaki canları unutmayalım, onlara düzenli olarak bir kap mama ve su vermeyi, barınabilecekleri alanlar üretmeyi ihmal etmeyelim.

Uzun lafın kısası
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için…

Not: Prof. Dr. Fatin Cedden'in Günümüzde Sığırların Kökeni adlı çalışması ve Wikipedia'dan alıntı yapılmıştır