Hablemitoğlu suikasti sanığı Levent Göktaş: Yasa dışı bir emir vermedim

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davası 3. gününde sürüyor. Tutuklu sanık emekli Albay Levent Göktaş "Ben hiç kimseye yasa dışı bir emir vermedim" derken 3. günde de sanıklar cinayetle bağlantılarını kabul etmedi. İddianamedeki tüm ifadelerin muğlak olduğunu söyleyen Levent Göktaş, FETÖ bağlantısına dikkat çekti. FETÖ raporunun sorulması üzerine ise Göktaş, 2001'de Genelkurmay'ın emriyle 2 bin 500 sayfalık PKK raporu hazırladıklarını dile getirdi.

Google Haberlere Abone ol
Hablemitoğlu suikasti sanığı Levent Göktaş: Yasa dışı bir emir vermedim

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastiyle ilgili, aralarında FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanık emekli Albay Levent Göktaş "Ben hiç kimseye yasa dışı bir emir vermedim" dedi.

Akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun, Ankara'da 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde düzenlenen silahlı saldırı sonucu öldürülmesiyle ilgili davada 6'sı tutuklu, 1'i tutuksuz, 3'ü firari 10 sanığın, Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına 3. gününde devam edildi.

Duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Albay Levent Göktaş, emekli Binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Gökhan Nuri Bozkır ile eski istihbaratçı Enver Altaylı, Aydın Köstem ve tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı. Hablemitoğlu'nun ailesi de salonda hazır bulundu.

GÖKTAŞ: İDDİANAMEDE TAHMİNİ CÜMLELER VAR

Savunmasını yapan Levent Göktaş, uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde şerefli bir subay olarak görev yaptığını, o dönem 180 takdirname ile 23 şerit rozet brövenin kendisine takdim edildiğini belirterek, "Hakkımdaki iddialar somut delillere dayanmamaktadır. İddianamede, 'düşünülmektedir', 'sanılmaktadır', 'buluşmaya gittiği zannedilmektedir' gibi tahmin ifade eden cümleler kullanılmıştır. Birçok veri MİT tarafından verildiği için üzerinde 'delil olarak kullanılamaz' ibaresi olan ve MİT Kanunu gereği aslında adli merciler tarafından istenmesi bile mümkün olmayan, hatalı, uydurma ve nereden, nasıl elde edildiği asla belli olmayan verilerle suçlanmaya çalışılıyorum.

Kendilerini hiç tanımadığım, aramızda bir kez dahi telefon irtibatı olmayan, yan yana gelmediğim kişiler tarafından beni hiç ilgilendirmeyen hatta hayatım boyunca bana en çok zarar veren ve 2009 yılında beni 5,5 yıl hapis yatıran FETÖ lehine bir amaç için azmettirdiğim iddia ediliyor. 2003 Mayıs'ın sonuna kadar hiç tanımadığım, birliğime hiç katılmamış, üstelik olay zamanı yurt dışında görevde olduğu kesin olan, aramızda hayatım boyunca bir kez dahi telefon görüşmesi olmayan bir subayla, ilişkilendiriliyorum. Adını bile söylemekten büyük üzüntü duyduğum bir suç için azmettirdiğimin düşünülmesi bile kahrediyor" dedi.

Göktaş, asker kimliğinin yanı sıra aynı zamanda hukukçu da olduğunu, 2006 yılında avukatlık bürosu açtığını, 7 Ocak 2009'da bürosunun polisler tarafından arandığını ve FETÖ'cü savcı Zekariye Öz tarafından sorgulanıp, FETÖ'cü Hakim Ömer Diken tarafından tutuklandığını anlatarak, "Ergenekon davasında 5 yıl 3 ay haksız yere hapis yattım. Hablemitoğlu cinayetiyle benim aramda bir bağ kurmak mümkün değil" diye konuştu.

'GÖREV KONSEPTİMİZ BELLİDİR'

Sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır'ın beyanlarının iftara olduğunu öne süren Göktaş, "Bozkır ifadesinde cinayetin işlendiği dönem Kirazlıdere Kışlası'nda olduğumu söylüyor. Ancak biz 11 Kasım- 2 Aralık 2002 tarihleri arsında Oğulbey/Gölbaşı tesislerine taşındık. Taşınmamızın bittiği 2 Aralık'tan sonra da Kirazlıdere Kışlasına, Eğitim Doktrin Komutanlığı Birlikleri taşınmıştır. Yani 20 yıl önceki her şeyi, kendi üzerine giydiği kıyafetleri, Tarkan'ın giydiği kıyafetleri, arabanın patinaj yaptığını, trafik lambasının kırmızı yandığını, durakta 2 kişiyi gördüğünü bile bugün olmuş gibi hatırlayan Nuri Gökhan Bozkır'ın, Kirazlıdere'de olmadığımızı, Oğulbey'de olduğumuzu hatırlamaması ifadesinin kurgu ve yalan olduğunun ispatıdır.

Zaten kendisi de 19 ekim 2022 tarihinde savcılığa verdiği dilekçede 18 Aralık 2002'de Mumcuoğlu'nu arabayla olay yerine götürdüğünü, beklediğini ve sonrasında evine bıraktığına ilişkin tüm anlatımlarını yalanlamıştır. Ben hiç kimseye yasa dışı bir emir vermedim. Özel Kuvvetler Komutanlığı olarak bizim görev konseptlerimiz bellidir; eğitim, atış, tatbikatlar ve terörle mücadeledir. Bunun dışında hiçbir hal ve şartta başka bir görevimiz yoktur" dedi.

Sanık Göktaş'ın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

GÖKTAŞ ÇARPRAZ SORGUDA SORULARI YANITLADI

Davanın öğleden sonraki kısmında sanık Göktaş, çapraz sorguda soruları yanıtladı. Göktaş, Bozkır'ın gerçeği yansıtmayan ifadeleri nedeniyle tutuklu olduğunu iddia etti. 

Bozkır, Tarkan Mumcuoğlu'nun Kazakistan görevine gitmesine ilişkin savunma yaparak, "Eğer Bozkır, Mumcuoğlu ile gerçekten her gün serviste bir araya geliyor ve sohbet ediyor olsaydı, Tarkan Mumcuoğlu'nun 17 Kasım 2002'de Kazakistan'a gideceğini bilirdi. Yurtdışı görevlerinde hiçbir şekilde bu denli bir esneklik söz konusu değildir. Genelde doğum ve ölüm hariç izin verilmez ve izin vermede tek yetkili Özel Kuvvetler Komutanıdır. Mumcuoğlu ve timi, 17 Kasım 2002'de Türkiye'den THY tarifeli uçak seferi ile Kazakistan'a gitmiş, Kazakistan'da 6 ay müddetle eğitim vermeyi müteakip izin kullanmadan 19 Mayıs 2003'te yine THY tarifeli uçak seferi ile Kazakistan'dan Türkiye'ye geri dönmüştür" ifadelerini kullandı.

'2001'DE HAZIRLANAN RAPOR, PKK RAPORUDUR'

Tutuklu sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır'ın "Özel kuvvetler olarak FETÖ ile ilgili bir rapor var mı?" sorusu üzerine sanık emekli albay Levent Göktaş, "2001'de böyle bir rapor yok. 2 bin 500 sayfalık bir rapor var Genelkurmay'ın emriyle artan PKK faaliyetleri ile ilgili bir rapor bu. İstanbul, Antalya, Mersin ve Adana gibi illerde PKK'nın hücresel faaliyetlerini araştırdık. Bunun üzerine 'Bu bölgelere gidin ve valilerle görüşün. Onlar da kolluğa talimat versin, verilere bakın. Bu verilerden bir rapor hazırlayın' dendi. Ben bu raporu Milli Güvenlik Kurulu'na sundum. Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı gibi bakanlıklara ilgili yerlere arz ettim. Bu rapor PKK raporudur, FETÖ raporu değildir" dedi. Bunun üzerine tekrar söz alan sanık Bozkır, daha önce belirtmiş olduğu, "Birlikte bir hareketliliğin olduğunu söylediğim şey buydu ama tarihi karıştırmışım" şeklinde savunma yaptı. 

'2005 YILINA KADAR ENVER ALTAYLI'YI TANIMIYORDUM'

2022'de Şubat'ta Hablemitoğlu dosyasına dahil edildiğini aktaran Göktaş, "Nuri Gökhan Bozkır, birkaç kez ifade vermiş ama benimle ilgisi yok. Turan Güneş'te (Ankara'da bir cadde) bir ev ya da işyerine gittik. Enver Altaylı ile bir kere bürosunda görüştük. Altaylı ile 2015 yılından sonra iki kez görüştük. 2005 yılına kadar tanımıyordum ben kendisini. Altaylı ile 2002'de görüşmedik dolayısıyla Altaylı beni karargahta görmeye gelmedi" dedi.

'BERAATİMİ TALEP EDERİM'

Göktaş, söz konusu Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili, "İddianamede sanık olarak yer almamın hiçbir mantıklı açıklaması olmadığı göz önüne alındığında atılı suçu işlediğimi gösteren somut bir delil olmadığı gerçeği karşısında, söz konusu suçu işlemediğim sabit olduğundan beraatimin hükmedilmesini talep ederim" diye konuştu.

Göktaş'ı dinleyen mahkeme heyeti, duruşmayı yarın sabah saat 10.00'a erteledi. Yarınki duruşmada tutuklu sanık Enver Altaylı savunma yapacak.

Kaynak: DHA
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin