Hablemitoğlu’nun eşinden suikast sanığına: Gülüşünü çok net hatırlıyorum

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili dün başlayan davaya devam edildi. Sanıklar cinayetle ilgisinin olmadığını iddia ederken Hablemitoğlu'nun eşi Şebnem Hablemitoğlu, olay zamanı Türkiye'de olmadığını iddia eden tutuklu sanık Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'nu yalanladı. Hablemitoğlu sanığın gülüşünü bile hatırladığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Hablemitoğlu’nun eşinden suikast sanığına: Gülüşünü çok net hatırlıyorum

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili, aralarında FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ile emekli Albay Levent Göktaş'ın da bulunduğu 10 sanığın yargılandığı dün başlayan davaya bugün de devam edildi.

Tutuklu sanık Ahmet Tarkan Mumcuoğlu savunma yaptı. Mumcuoğlu, cinayetin işlendiği tarihte Kazakistan'da olduğunu öne sürdü. Duruşmada söz alan Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ise o tarihlerde eşiyle sanığın görüştüğünü söyleyerek, “20 yıl önceden söz ediyoruz. Kendisini 5-10 dakika kadar gördüm. Kendisini çok net benzetiyorum. Ben sizin gülüşünüzü de çok net hatırlıyorum. Ancak 'O kişi bu insandır' demek vicdani sorumluluk gerektirir. Çok benzetiyorum; gülümseyişine kadar" dedi.

Dün Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanıkların yargılanmasına başlandı. Duruşma bugün de devam etti. Duruşmada sanıklar hazır bulundu. Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül ve kızı Tuğba Hablemitoğlu da duruşmaya katıldı.

'CİNAYET TARİHİNDE KAZAKİSTAN'DAYDIM'

Mahkeme başkanı, Hablemitoğlu'nu 2 el ateş ederek öldürmekle suçlanan Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'na savunma yapması için söz verdi. Mumcuoğlu, kendisine isnat edilen suçları kabul etmediğini belirterek, 1992'de teğmen rütbesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda göreve başladığını, davanın sanıklarından Levent Göktaş, Fikret Emek ve Nuri Gökhan Bozkır ile çeşitli dönemlerde görev yaptığını söyledi. Kasım 2002'de Kazakistan'da eğitim TİM Komutanı olarak görevli olduğunu ve o tarihten itibaren Göktaş'ın emrinden çıktığını dile getiren Mumcuoğlu, "İddianamede Göktaş'ın beni gönderdiği doğru değildir. Göktaş'ın beni tayin yetkisi yoktur. Beni Kazakistan'a göndermesi mümkün değildir. 17 Kasım 2002'de 4 askerle THY'ye ait tarifeli uçakla gittik. 17 Mayıs 2003'de geri döndüm" dedi.

Sanık Mumcuoğlu, cinayetin işlendiği tarihte Kazakistan'da koruma tatbikatı kursu verdiğini, bu durumun kursiyerlerle çektirdiği fotoğraflar ve dağıttığı diplomaların tarihlerine bakıldığında anlaşılacağını söyledi. Eşiyle cinayetin işlendiği dönemde telefonundan mesajlaşmadığı için Kazakistan'da olmadığının iddia edildiğini aktaran Mumcuoğlu, o dönem 'Messenger' isimli sosyal medya platformu üzerinden eşiyle haberleştiklerini ve bu nedenle mesajlaşmadıklarını iddia etti.

ŞENGÜL HABLEMİTOĞLU: BENİM ODAMDA GÖRÜŞTÜLER

Mustafa Levent Göktaş'ın emriyle masum bir insanı katlettiğinin iddia edilmesini anlayamadığını söyleyen sanık Mumcuoğlu, "İddianameye göre Kazakistan'a çıkıp Kıbrıs'a, oradan da Ankara'ya geliyorum. Kıbrıs'tan eşimi arıyorum ve olayda kendi arabamı kullanıyorum. Benim anlamadığım husus; bu kadar tedbirli olduğum halde bu hatalar yapılır mı? Savcılık iddialarını belgelerle çürüttüm. Ne zamandan beri Zihni Çakır'ın iddiaları kurumlardan muteber oldu, onu anlamıyorum" diye konuştu.

Ardından sanık Mumcuoğlu'na, Şengül Hablemitoğlu'nun kendisini tanıdığına ilişkin beyanı soruldu. Bu sırada söz alan Şengül Hablemitoğlu, "Necip bana bir askerin kendisiyle görüşeceği bilgisini verdi. Yaptığı çalışmalarla ilgili benim bulunduğum fakültedeki odamda görüşmek için odama geldiler. Benim odamda görüştüler. Görüşmeyle ilgili çok detaylara girmedik. Bazı konular hakkında bilgiye ihtiyaç duyduklarını söyledi bana. 20 yıl önceden söz ediyoruz. Kendisini 5-10 dakika kadar gördüm. Kendisini çok net benzetiyorum. Ben sizin gülüşünüzü de çok net hatırlıyorum. Ancak 'O kişi bu insandır' demek vicdani sorumluluk gerektirir. Çok benzetiyorum; gülümseyişine kadar" dedi.

'HABLEMİTOĞLU İLE GÖRÜŞEN BEN DEĞİLİM'

Bunun üzerine söz alan sanık Mumcuoğlu, "Benim resmim ve ismim 20 yıldır her yerde dolaşıyor. Medya vasıtasıyla psikolojik dizayn edilmiştir. Ben sizin gözlerinize bakarak söylüyorum; sizinle ve eşinizle görüşmedim. Mayıs 2016'da MİT'e geçtim. 2021 Eylül'de albay rütbesinden kendi isteğimle emekli oldum. Gazeteci Abdurrahman Şimşek yazılarında beni 'tetikçi' olarak ifade etti. Dost Tarikatı lideri cinayetini benim işlediğime yönelik yazılar yazdı, ancak bunlar gerçek değil" diye savunma yaptı.

Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, sanık Mumcuoğlu'na, Nuri Gökhan Bozkır ve çalıştığı kurumdaki kişilerle husumeti olup olmadığını sordu. Mumcuoğlu, "Benim şansızlığım onunla aynı yerde çalışmak, bunun dışında bir husumet yok. Bu tür şeyler açık şekilde söylenmez ama MİT'te birçok kişiyle anlaşmazlığım oldu" dedi.

Sanık Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'nun savunmasını dinleyen mahkeme heyeti duruşmayı 1 saat ara verdi.

Hablemitoğlu'nun eşinden suikast sanığına: Gülüşünü çok net hatırlıyorum (2)

HABLEMİTOĞLU SUİKASTİ SANIKLARINDAN EMEKLİ BİNBAŞI EMEK, SAVUNMA YAPTI

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili, aralarında FETÖ/PDY elebaşı Fettullah Gülen ile emekli Albay Levent Göktaş'ın da bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davada, emekli Binbaşı Fikret Emek savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Emek, cinayetten bir gün önce Eskişehir'den Ankara'ya gelmesini tesadüf olarak nitelendirdi. Sanık Emek, "Sanırım o tarih denk gelmiş, bilmiyorum. 1 ay kadar izinliydim ben öncesinde de rahatsızdım. 17'sinde Ankara'ya gelme nedenim Levent Göktaş'ın bana; 'Ben izne çıkıyorum, gel' demiş olması olabilir, hatırlamıyorum. Çünkü Levent Göktaş aynı tarihte Konya'ya gitti. Ankara'ya döndüğüm gün Levent Göktaş'ı arayıp geldiğimi haber vermek istemiş olabilirim. Üzerinden çok zaman geçti, hatırlayamıyorum. Benim cinayet günü Gölbaşı'ndaki birlikte olduğum baz sinyallerinden belli. Ya gece eğitimindeyim ya da birlik içinde bir yerdeydim ama oradayım yani. Cinayete yardım etmek için birlikten çıkmış olsam bile Gölbaşı'ndan olay yerine gitmem 35 dakikadan az süremez. Galatasaray maçının da o gün olduğunu düşünürsek benim oraya gitmem 45 dakika 1 saat arası. Dolayısıyla benim bu cinayete katılmam mümkün değil" ifadelerini kullandı.

'BÖYLE BİR CİNAYET İÇİN EN AZ 2 AY KEŞİF YAPILMASI LAZIM'

Kamuoyunda bu kadar ses getiren bir cinayet işlenmesi için uzun zaman araştırma yapılmasının şart olduğunu aktaran sanık Emek, "Böyle bir cinayet için en az 2 ay keşif yapılması lazım. Karşıdaki kişi eve ne zaman giriyor, ne zaman evden çıkıyor, ne iş yapıyor, bu bilgiler şart" diye konuştu. Bu ifadenin ardından mahkeme başkanı, Emek'e, 'Bu şekilde olması gerektiğini nereden biliyorsunuz' sorusunu yöneltti.

Bunun üzerine Emek, "Bir eski asker olarak düşman bölgesinde hedef olan bir yerde bunlar araştırılır. En az 1 ay öncesinde keşif olur. Buradan biliyorum. Aldığımız askeri eğitimlerde biz bunları görüyoruz" dedi.

'BEN CANİ BİR KATİL DEĞİLİM'

Cinayetle bir ilgisinin olmadığını, masum olduğunu aktaran Emek, "Ben katil, cani, şerefsiz bir adam değilim. Bu cinayetin içinde bulunmadım. Biz bu davada yargılandığımıza göre maktul Necip Hablemitoğlu'nu tanımak da suç tanımamak da. O dönemde bekar olduğum için televizyonları, gazeteleri takip etmeye çok fırsatım oldu. Hablemitoğlu'nu çıktığı televizyon programlarından tanıyıp, biliyorum. Cinayet haberini gördüğüm zaman ölümüne de üzüldüm" ifadesini kullandı.

Sanık Emek, tanık Ömer Yaman'ın suikastın gerçekleştirilmesinde kullanılan araç hakkındaki ifadelerini sonradan değiştirdiğini belirterek, "Sonraki beyanlarında söz konusu araç için net bir dille beyaz renkli bir araç olduğu beyanında bulunuyor. Yaman'ın ifadelerinin farklı yerlerinde çelişkiler mevcut, insaf" diye konuştu.

'KOSKOCA SUBAYLAR CİNAYET İŞLEMEZ'

Cinayette gözdağı verilmek istenmiş olabileceği yorumunu yapan sanık Emek, "Sizi evinizin önünde bile öldürürüz mü demek istemişlerdir, bilmiyorum. Bu yönde söylentiler var. Koskoca subaylar kendilerini riske atarak gidip bir cinayet işleyecekler, bunun bence hiçbir mantığı yok. Mafyatik tiplere, para ile tetikçilere yaptırılabilir bu cinayet. Belki Almanlar, belki polisler bilmiyorum herkes yapmış olabilir. Bu cinayet hakkında yapabileceğim tek yorum kesinlikle ihmalin olduğu. Olayı gören bir görgü tanığı olmadığına göre kimsenin görmediği bir anda olduğu aşikar" dedi.

Mahkeme heyeti duruşmayı yarın sabah saat 10.00'a erteledi.

Kaynak: DHA
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin