Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün “Ben beyefendiye diyorum ki,
yahu kardeşim sen iç bırak ta ben içmeyeyim. Aynı masada oturalım.
Sen iç, bırak ben içmeyeyim. ‘Yok’ diyor ‘Sen de bir kadeh
tokuştur’ diyor.” sözlerine cevap verdi.
"BAŞBAKAN KADEH KALDIRMAYI YANLIŞ ANLADI"
İçki içmeyenlere saldırıldığını hiç görmedim.
Ama bunun aksi örneklerini çok gördüm. İçki içenlere saldırıldığını
çok gördüm. Ankara’daki olayı herkes ekranlardan gördü. Ancak başka
bir şey var. Başbakan iftar masasında insanları hedef gösteriyor.
Artık kontrolünü kaybetti. Ben başbakanı içki içmeye zorlamadım.
Kaynaş insanlarla. Git o mekânlara, su veya meyveye suyuyla kadeh
kaldır. Dolmabahçe’deki görüşmemizde gel içkiye karşı kampanya
yapalım dedim.
Kadeh kaldırmayı yanlış anladı. Yabancı konuklara bu jesti yapıyor.
Kendi insanlarına da yap bunları demek istedim.
Başbakan bizi hedef gösteriyor. Bizim en ufak ekeltirimize tahammülü yok ama kendisi dokunulmazlık zırhı dsayesinde hakaret ediyor, istediğini söylüyor, bizi hedef gösteriyor. Yani ne demek istiyor? Biz bunları ekonomik olarak hallederiz, siz de fiziki olarak halledin mi demeye çalışıyor birilerine...
"CUMARTESİ AÇIKLAYACAĞI ŞEYLER İÇİN TEDİRGİN
DEĞİLİM"
Gazeteci olara bizim başbakana bir saldırı
başlattığımız duygusuna kapıldınız mı? Daha önce hükümeti
eleştirmediğimiz için eleştirildik. Olay nereden başladı. Deniz
Feneri davası Almanya’da görülmeye başlanınca ve Alman
gazetelerinde yayınlanmaya başlanınca biz de verdik. Deniz
Baykal’la ilgili iddiaları gündeme getirmemişiz. Biz Bülent
Ersoy’la ilgili iddiaları bile yayınladık. Ergenekon’la ilgili
iddiaları da yayınladık. Hoş bir şey değil ama bizim tirajımızı 500
bine çıkardı. Bakın ben Cumhurbaşkanının Ermenistan ziyaretini
eleştirdim. Ama gece sayfa değiştirdim eleştirdim çünkü Başbakan’ın
açıklamaları Cumhurbaşkanının açılımını gölgede bıraktı.
Cumartesi açıklayacağı şeyler için tedirgin değilim, benim
dokunulmazlığım yok. Ama onun var her istediği hakareti
yapıyor.
Tarihe bakın hiçbir iktidar basının üzerine bu kadar hakaretamiz
ifade ile tehditkâr bir tavırla gitmemiştir. Benden değilsen
üzerine giderim tavrı. SPK kanunu açık, başbakanın yaptığı
açıklamaların cezası 5 yıl hapis. Onun yaptığı açıklamalar yüzde 8
değer kaybettirdi, ama SPK harekete geçmedi.
"İDDİALARIMIZ MAHKEME KAYITLARINDAN"
Bir gazetecinin elindeki bilgileri
biriktirmesi diye bir şey olabilir mi? Haftanın birkaç günü
özel haberimiz yok diye manşet sıkıntısı çekiyoruz. Bizim iddiamız
mahkeme kayıtlarından.
Başbakanın gündeme getirdiği iddiayı 2001 yılında Uzanlar medyaya
taşımıştı. Araştırdık o zaman Uzanlar bizden daha pahalı alıyor
kâğıdı. Tüm gazetelerin kayıtlarına bakılsın kim kaç paraya alıyor
kâğıdı. 5 yıldır fiyat artıramıyoruz. Dengir Mir Mehmet Fırat,
dokunulmazlık zırhına saklanarak bizi kâğıt kaçakçılığıyla
suçluyor. Nasıl oluyor anlatsın bakalım? Ayrıca Gümrük ve Maliyeyi
de suçluyor.
Biz şimdi başka iş yaptığımız için hükümete
bağlı mıyız? Artık bunları tartışmanın anlamı kalmadı. Çalık Grubu
mesela son iki yılda girdikleri işleri anlatayım. Onlar bunları
yaptığı için daha bağımlı. Bu artık çok naif bir yaklaşım.
Fransa’ya ABD’ye bakın. Bu tartışma artık aşıldı.
Tansu Çiller döneminde bir tartışma vardı. Biz diyorduk ki kanun
değişsin örtülü sahipler ortaya çıksın. Hala sahipler gizli. Gerçi
artık Başbakan’ın bu açıklamalarının ardından hangi şirket halka
açılmayı göze alır bilmiyorum. Bunun Türkiye’ye zararı büyük.
"DENİZ FENERİ HABERLERİNİ DURDURAMAM"
Ben hükümetle kavgalı değilim. Yarın iyi bir şey yaparsa beni kimse durduramaz. Ama Deniz Feneri haberlerini durduramam. Benim kadar manşetten düzeltme yapan biri yoktur. Ayrıca ben bir şirketim devletin imkânlarıyla beni yok edebilir. Ben başbakan gibi 5 yılda bir halkın karşısına çıkmıyorum. Her gün çıkıyorum ve tirajım 500 bine çıktı. Bu da benim oyum.
"AKP'YE OY VERENLER MİLLİ İRADE Mİ"
Milli irade AKP’ye oy verenler mi? Bana göre Ufuk Uras da milli irade. Hadi Kıbrıs konusunda bir referandum yapın bakalım. Yüzde 47’lik Milli irade tanımı diktatörlüğe götürür. Ona oy vermeyen yüzde 53 ne olacak. Hitler böyle diktatörlüğü getirdi. Dünya artık azınlıkların haklarını savunuyor.
"BAŞBAKAN'A PARA VERİLDİĞİ İDDİALARINA İNANMIYORUM"
Hangi olayda alamadığımız ihale için
birilerine yüklenmişim. İstediğiniz her türlü şeyi kabul edeceğim.
İnsanların dini inançları sömürülerek paraları alındı, yüzde 60’ı
nereye gitti bilmiyorum. Başbakan’a para verildiği iddiasına
inanmıyorum. Başbakan bu olayda bize destek olmalıydı ve açıklığa
kavuşturulmalıydı.
Her gün 3-5 şehit geliyor. Ayrıca ekonomi durdu. Türkiye’nin önemli
sorunları var. Bunlar varken Aydın Doğan üzerinden politika yapmak,
cücelik olarak geliyor. Mahalle siyasetçiliği olarak geliyor. Ben
Erdoğan’ı birçok konuda destekledim. Türban konusunda fikir
ayrılığım oldu. İmam hatip konusuna karşı çıktım ama bu da benim
görüşüm. Demokrasi de böyle bir şey.
Benim kimseyle bir savaşım yok. Zaten alıştık artık iftiralara…