Belgeleri niçin yayımlıyoruz?
Yazı Boyutu
< Önceki Haber
Sonraki Haber >
Arşive Ekle
Haberi Paylaş
Yorum Haberleri
Tümü
Doğacak 7 milyarıncı insana SİZ ne derdiniz?
Devlet sırrını medya değil devlet korur
Doğacak 7 milyarıncı insana SİZ ne derdiniz?
'Cantona devrimi' yıkım getirir
Vatikan kapısını aklın ışığına açtı
Bölgesel denklem Arapları zorluyor
FacebookPlugins.createRecommendationsPlugin("FacebookRecommendations")
FacebookPlugins.createLikeButtonPlugin("FacebookLike")
30/11/2010 2:00
Le Monde, WikiLeaks sitesinden aldığı gizli ve resmi Amerikan
belgelerindeki bilgileri ikinci defa yayımlıyor. Afganistan
konusundaki askeri Amerikan belgelerinin ilk dalgasının temmuzda
yayımlanması için WikiLeaks’le zaten ortaklık kuran üç gazeteye
(New York Times, The Guardian ve Der Spiegel), bu kez Irak’la
ilgili olan yığınla belgeyi ilk elden inceleyebilmek ve Fransızca
konuşan okuyucularımıza kendi uzmanlığımızı sunmak için ekimde biz
de katılmıştık.
Son belgelerin doğası ve miktarı öncekilerden farklı: Belgeler,
Amerikalıların çoğunlukla 2004-2010 arasında yaptığı yaklaşık 250
bin diplomatik yazışmadan, yani Dışişleri Bakanlığı’yla
büyükelçilikler arasındaki yazışmalardan oluşuyor.
Masum değil ama...
ABD Dışişleri’nin temsilcileri son günlerde bir dizi yabancı
ülkenin hükümetleriyle, beklenen ifşaatları kendilerine açıklamak
ve olumsuz etkilere karşı uyarıda bulunmak için temas kurdu. ABD
belgelerin yayımlanmasını ‘yasadışı’ buluyor; yönetime göre,
belgeler ‘sayısız’ insanın hayatını tehlikeye atıyor, terör karşıtı
çabaları tehdit ediyor ve ABD’nin müttefikleriyle ilişkilerine
zarar veriyor. Çoğu demokratik ülke belli bir zaman sonra
arşivlerini açarak diplomatik yazışmalarını açıklar. WikiLeaks
belgelerinin büyük bir kısmıysa çok yakın zamana ait ve söz konusu
olan ülkeler istememesine rağmen ifşa ediliyor.
ABD gibi, bütün önemli uluslararası ilişkiler meselelerinin
kalbinde yer alan bir gücün gizli diplomatik yazışmalarının
ifşaatının masum bir hareket olamayacağı açık. WikiLeaks’in
yaptığının bu yönünü tabii biz de değerlendirdik. Ancak bu belgeler
yığını yasadışı yolla da olsa WikiLeaks’e iletildiği anda, Le Monde
belgeleri görüp gazetecilik anlayışıyla analiz etmesinin ve
okurların hizmetine sunmasının bizzat misyonu olduğuna karar
verdi.
Çok dikkatli davrandık
Fakat bilgilendireceğiz diye ille de sorumsuz davranmak zorunda
değiliz. Şeffaflık ve sağduyu bağdaşmayan şeyler değil; bizi
WikiLeaks’in temel stratejisinden ayıran nokta da bu. Beş ortak
gazete aynı ham belgeler üzerinde çalıştı ve ilk sıradaki New York
Times kullanmayı düşündüğü belgeler hakkında Amerikan makamlarına
bilgi vererek, güvenlik açısından olası kaygılarını kendilerine
bildirmelerini istedi. İnsanların hayatlarını tehlikeye atacak
bütün isim ve ipuçlarını kaldırmak için dikkatle çalıştık. Le
Monde, Amerikalı yetkililere görüşlerini savunma fırsatını da
verdi: ABD’nin Fransa elçisinin bir makalesini yayımlamamızın
sebebi de bu.
Nihayetinde, bu ifşaatların Çin veya Rusya değil de, teknolojik
açıdan en ileri ve bazı açılardan da en şeffaf toplumu olan ABD’den
çıkması bir tesadüf değil. Demokratik bir güç, açık doğasından
ötürü kapalı bir güce kıyasla daha fazla ihlale maruz kalır.
İnternet devriminin bizzat ABD’den çıkması gibi, sivil toplumun
‘muhbir’ geleneği de orada yaşıyor. Ve WikiLeaks bunu herkesten
daha iyi biliyor. (28 Kasım 2010) www.radikal.com.tr