Ali Eyüboğlu / MİLLİYET
Tahsin’le bozuşan İfo kardeşine taşınıyor
Gülse Birsel, Hümeyra’nın “Avrupa Yakası”ndan ayrılmasıyla senaryoda şöyle bir değişikliğe gitmiş: “İfo, Tahsin Bey’le hayatının kavgasını yapıp Bursa’ya kız kardeşinin yanına taşınıyor”
O, “Avrupa Yakası” gibi sevilen bir komedi dizisinin
yaratıcısı... Aynı zamanda yazdığı dizinin de başrol
oyuncusu. Gazeteci olarak başladığı meslek hayatını köşe yazarı ve
senarist olarak sürdüren Gülse Birsel, aynı zamanda bir reklam
yıldızı. Birsel, bugünlerde “Avrupa Yakası”nın senaryosunu yazmakla
meşgul, ama bu kez işi daha zor. Çünkü son günlerde kadrodan
ayrılanları ve katılanlarıyla gündem oluşturan dizide taşları
yerine oturtmaya çalışıyor. Birsel’e ‘İfo’nun durumunu
sorduk. “Tahsin Bey’le Ayvalık’taki yazlıkta hayatının kavgasını
yapıp Bursa’ya kız kardeşine taşınıyor” yanıtını aldık.
En çok Hümeyra’nın gidişi üzdü beni
Hümeyra’nın “Ata gelsin karşılıklı oynayalım, bu
profesyonelliktir” dediğini söyleyen Gülse Birsel’e göre
Ata ile Hümeyra birlikte oynasa tadından yenmezdi
O, “Avrupa Yakası” gibi sevilen bir komedi dizisinin
yaratıcısı... O, aynı zamanda yazdığı dizinin de başrol
oyuncusu. O, sadece bir köşe yazarı değil, aynı zamanda reklam
yıldızı.
Gülse Birsel şu günlerde “Avrupa Yakası”nın yeni bölümlerini
yazmakla meşgul, ama geçen sezona oranla bu kez işi daha zor. Çünkü
son günlerde kadrodan ayrılanları ve katılanlarıyla gündem
oluşturan “Avrupa Yakası”nda taşları yerine oturtmaya
çalışıyor.
Türkiye’de senarist çok ama sizin kadar medyatik olanı
yok. “Avrupa Yakası” ile senaristlik ve oyunculuğun dışında
ortaklık bağınız da var mı?
Kamera önünde de olmakla ilgili. Yılmaz Erdoğan da aynı zamanda
oyuncu olduğu için çok tanınır. “Avrupa Yakası”nın senaristi olarak
hikâyeden, reytinglerden, çıkan işin iyi olmasından ben
sorumluyum.
Bu konuda da Plato’nun verdiği sonsuz yetkiler var hakikaten.
Hiçbir gün tutup da “Bu dekoru niye yaptırıyorsun, başka bir şey
yazsana” demediler. Ama herhangi bir ortaklığım, veya yöneticilik
pozisyonum yok. Bütçe, oyuncuların ücreti gibi konular benim
dışımdadır. Genellikle oyuncuların ayrılacağını uygulayıcı
yapımcımız Atila Aslan’dan öğrenirim! O aşamada sadece arabuluculuk
yapmaya çalışırım. Hiçbir oyuncunun ayrılması beni mutlu etmiyor,
sadece işimi zorlaştırıyor. Ayrılma hikâyesini senaryoya
yedireceksiniz, gerekiyorsa yeni karakterler yaratılacak,
gidenlerin yokluğu aratılmayacak. Zor iş. Bütün oyuncuların ayrılış
kararı benim için kötü haberdir ama sonuçta elimdeki malzemeyle iyi
bir yemek yapmak benim görevim.
‘Her gidenin bir sebebi vardı’
“Avrupa Yakası”ndan şimdiye kadar sonra döndü ama Ata Demirer,
Evrim Akın, Bülent Polat, Peker Açıkalın, Hümeyra, Gürgen Öz,
Rutkay Aziz ve Tolga Çevik ayrıldı... Bu insanlar niye gitti?
Bizim dizinin seti de çalışma şartları da çok keyiflidir aslında.
Ama “Avrupa Yakası” 162 bölüm çekti! Uzun süren dizilerde kadro
değişiklikleri oluyor. “Bizimkiler”de de olmuştu, “Kurtlar
Vadisi”nde çok daha dramatik değişiklikler oldu.
Her oyuncunun ayrılık sebebi birbirinden farklı tabii. Rolünden
sıkılan var, ücreti beğenmeyen var, yeni gelecek oyuncudan rahatsız
olan var, başka projeye daha çok heyecanlanan var. Ama şu
oluyor:
“Avrupa Yakası”na zaten yetenekli oyuncular alınıyor ve senaryoda
onlara geniş ve çok seyircili bir performans alanı veriliyor.
Popülarite artıyor. Teklifler çoğalıyor. Oyuncuya başroller ve
bazen iki kat ücretler teklif ediliyor. Bu, ayrılma kararını
destekleyen, bazen yaratan önemli bir etken.
Şu da önemli: Çoğu yapım şirketi, oyuncuların kalması için hukuki
yaptırımlar uygular. Sözleşmelere tazminat maddeleri koyarlar.
Bizde bu yok. Plato ne maddi ne manevi bir yaptırım uyguluyor.
Ayrılmak isteyen el sıkışarak uğurlanıyor. Bu iyi bir özellik
bence, ama işte kabak benim başıma patlıyor. Kimi zaman ayrılık
haberleri çok geç, senaryo hazırlandıktan sonra bile gelebiliyor!
Bir de dizinin beş yıldır çok popüler olması yüzünden bu ayrılıklar
günlerce haber oluyor.
‘Arabuluculuk yapardım’
Diziden gidişi sizi en çok üzen kim oldu?
Kimsenin gidişi beni mutlu etmiyor ama en çok Hümeyra’ya üzüldüm.
Çünkü aslında Plato yapımcıları ve Hümeyra’nın yaptığı ücretle
ilgili görüşmelerden sonra ip kopmayabilirmiş. Hümeyra’ya son bir
teklif yapılsaymış, belki de kalırmış. Ama iki taraf da karşılıklı
çok kararlı restleşince, Hümeyra başka bir diziyi kabul edeceğini
söyleyince, Plato köprüleri atmış.
Bu konunun da artık daha fazla yalan yanlış konuşulmamasını
istiyorum çünkü Hümeyra’nın bu haberlerden rahatsız olduğunu tahmin
ediyorum.
Oyuncularla yapımcıların yeni sezon şartlarını konuştukları
toplantılarda bulunmuyorum. Ama belki bunlar olurken İstanbul’da
olsaydım, daha yakın bir arabuluculuk yapardım.
Hümeyra’nın ayrılmasından sonra, eksikliği doldurmak için “Hamiyet
Hala”nın Antep’ten gelmesi gibi fikirler, oyuncu adayları
konuşulurken, “Volkan”ın askerden dönmesi aklımıza geldi, bu da
diziye büyük canlılık katacak. Ama benim için ideal formül hem
annenin hem “Volkan”ın olması olurdu tabii. Hümeyra ilk günden
beri, “Ata gelsin karşılıklı oynayalım, bu profesyonelliktir”
diyordu, Ata’nın da böyle bir meselesi kalmamıştı. Bir arada
oynayabilirlerdi ve tadından yenmezdi.
‘Dizi, 200. bölümde bitecek!’
Diziyi ne zaman ve kaçıncı bölümle bitirmeyi planlıyorsunuz?
Evet iki senedir “bu son sezon” diyorum ama kanal, seyirci,
oyuncular, yapım şirketi bir araya geliyor, dizi bitmiyor. Şu anki
kararım diziyi haziranda, 200. bölümde bitirmek.
“İfo”nun durumu ne olacak?
“İfo”, “Tahsin Bey”le Ayvalık’taki yazlıkta hayatının
kavgasını yapıp Bursa’ya kız kardeşine taşınıyor. Ama kavganın
nasıl geliştiği sürprizli. 24 Eylül’de seyredeceksiniz.
“Avrupa Yakası”nı bitirdikten sonra ne yapmayı
planlıyorsunuz?
Bir uzun metraj film var . Tiyatro da yapmak istiyorum. Dizi
bittikten sonra en az bir yıl televizyon olmasın diye
planlıyorum.
‘Kendime torpil yaptım!’
Senaryo yazmak için en ideal ortam nedir size göre?
Çalışma odası, masa, kendi bilgisayarım ve kahve olacak. Bir
de hava kararmadan pek yazamıyorum.
Bir bölümün senaryosu ne kadar sürede çıkar elinizden?
Bazen iki günde yazdığım oluyor sabahlayarak. Ama ideali dört
gün.
Diziyi yazarken kendinize, “Bu hafta kendimi iyi hissetmiyorum,
rolümü biraz azaltayım” türünden ayrıcalıklı davrandığınız oluyor
mu? İtiraf edeyim geçen sene oldu. 100 dakika dizi yapılıyor,
senaryo sabah dokuzda bitmiş, öğlen üçte setim var filan... Baktım
olmuyor, ya oynadığım sahneleri yorgunluktan düşüreceğim, ya
senaryo aceleye gelecek, birkaç bölümde kendimi az mekâna yazmaya
çalıştım. Mesela ofiste Aslı yok, e röportajı varmış!
Aslı’nın o sahnede hayati bir rolü, önemi yoksa, sahneden
çıkardığım, kendime kıyak yaptığım oldu. Ama sadece birkaç
bölüm!
‘RTÜK yüzünden kitap yazamıyorum!’
“Gayet Ciddiyim” 2003’te, “Hâlâ Ciddiyim” 2004’te, “Yolculuk
Nereye Hemşerim” ise 2005’te yayımlandı... Her yıl bir kitap yazan
Gülse Birsel’den üç yıldır niye ses soluk çıkmıyor...
RTÜK yüzünden! Yirmi dakikada bir reklam kuşağına girilecek
kuralından sonra, dört kuşak reklam alma amacıyla diziler, 90
dakikaya çıkarıldı. Haftada yedi günüm doldu. O günden beri kitap
da çıkmıyor.
Keşke yapmasaydım dediğiniz neler var?
Büyük bir utancım, hatam yok. Pişmanlık faydalı bir duygu
değil.
İyi ki yapmışım dedikleriniz?
Bir gün dergi editörü olarak otururken ATV’nin tanıtım bölümünden
gelen telefona cevap vermiş ve aşağıya inip onlarla görüşmüş olmam.
“İlgilenmiyorum” deseydim, “GAG”la başlayan dönem hiç
olmazdı.
Mutlaka yapmalıyım dediğiniz şeyler?
Çok. Hem hayatla, seyahatlerle, hem tiyatroyla, sinemayla,
televizyonla, kitaplarla ilgili uzun bir liste.
Dizideki karakterlerin kaderi senarist olarak sizin elinizde.
Sete gittiğinizde bu gücü elinizde tuttuğunuzu hissediyor
musunuz?
Bu, güçten çok, berbat ve çok ağır bir sorumluluk. Herkese
iyi bir performans alanı, güzel replikler, iyi espriler yazmaya
çalışırım. Ama oyuncu var, az yazdığında küser, çok yazdığında,
“Beni yoruyorsun, malzememi tüketiyorsun” diye kızar. Neyse ki
bizim dizinin çoğu oyuncusu, az ya da çok, yazılan rolün mümkün
olduğu kadar tadını çıkartan, rolü hakkıyla oynayan, yükselten
oyuncular.
Gıcık kaptığınız için diziden yok etmek, rolünü azaltmak
istedikleriniz oluyor mu?
Hiç olmadı. Öyle kişisel dertlerim olmaz.
10 ismin çağrıştırdıkları
Murat Birsel: Özel hayat
Sinan Çetin: Film adam!
Ata Demirer: Kardeş
Levent Üzümcü: Jön komik, dost
Gazanfer Özcan: Büyük usta, efsane
Engin Günaydın: Datlum
Hümeyra: Çok değerli
Özkan Uğur: Yeni rol arkadaşım
Tolga Çevik: Teknik oyuncu
Evrim Akın: Tatlı kız
www.milliyet.com.tr