Son günlerin en çok konuşulan yapımlarından biri Disney+ dizisi Aşkı Hatırla. Hande Erçel ve Barış Arduç’un başrollerini paylaştığı dizi, ekrandan çok magazin gündeminde kendine yer buluyor. Sert sevişme sahneleri, Barış Arduç'un boşanma dedikoduları, Erçel’in özel hayatı, Sabancı ailesiyle ilgili söylentiler derken... dizinin kendisi neredeyse hiç konuşulmuyor. Neden mi? Çünkü açık konuşmak gerekirse: Aşkı Hatırla kötü bir dizi.
Güzel insanları alıp, güzel kıyafetlerle donatıp, romantik sahneler çekmekle başarılı olunmuyor. Bu izleyicinin zekâsına hakaret. Estetikle süslenmiş ama içi boş bir iş. Reklam filmi desen olur, tanıtım klibi desen olur ama dizi bu değil. Oyunculuk yok, inandırıcılık sıfır, senaryo desen çocuklara bile gerçekçi gelmez.
Bu noktada iyi örneklerle kötü işleri ayırmak şart. Gain’de yayınlanan, başrolünde İrem Sak’ın yer aldığı Modern Kadın, tam anlamıyla ders niteliğinde. Zekice yazılmış bir senaryo, taş gibi oyunculuklar ve sektöre olduğu kadar toplumsal cinsiyet klişelerine de ince göndermelerle dolu.
Kubilay Akay’ın “Benim ‘Mmm’ımı da Beğenmediniz!” repliğiyle zirveye çıkan bölüm, sadece komik değil, sektöre de ince ince ayar veriyor. İşin hakkını verenleri alkışlayalım; sırf isimler popüler diye kötü işlere methiyeler düzmekten vazgeçelim artık.
Gezgin Fest & Fontaines D.C.: Güzel Tesadüfler, Zor Seçimler
Bu yıl Gezgin Fest yeni bir vizyonla karşımızdaydı. Festivalin direktörlüğünü Deniz Kuzuoğlu’ndan devralan Rana Uludağ, görevi müthiş bir şekilde üstlendi. Hem festivalin genel ruhu hem de line-up son derece taze ve özenliydi.
Özellikle AIR ve Slowdive tercihleri hayranlık uyandıracak kadar iyiydi. AIR’in Moon Safari albümünü yıldızların altında, Parkorman sahnesinde çalması adeta gerçek dışı bir deneyimdi. O anlarda müzikle zaman durdu, nostalji geleceğe dönüştü.
Bu büyülü atmosferin hemen ardından, ertesi gün KüçükÇiftlik Park’ta Fontaines D.C. sahnedeydi. Ne yazık ki bu konser, Gezgin Fest’in en vurucu günüyle çakıştı. Tesadüf eseri yaşanan bu çakışma, müzikseverler için zor bir tercih anlamına geldi.
Fontaines D.C., geçtiğimiz yıl Zorlu’daki konserini malum sebeplerle iptal etmişti. Bu yılki yoğun turne takviminde İstanbul için ancak bu tarih mümkün olmuş gibi duruyor. Yani aslında kimse kimsenin ayağına basmak istememiş ama sektör dinamikleri bazen işler istemeden de olsa birbirini "bıçaklayabiliyor."
Hafta sonu aynı zamanda, Z kuşağı ve hatta Alfa kuşağının ilgi gösterdiği Manifestival ile de çakıştı. İlk gün Manifest’te gençler coşarken, Gezgin Fest’te daha çok beyaz yakalı, müzik seçkisine güvenen bir kitle vardı. Pazar günü Fontaines D.C. konseri ise sadık hayranlardan oluşan, güçlü bir birlikteliğe sahne oldu.
Kimileri “Slowdive bir daha gelmez ama Fontaines D.C.’yi yurtdışında yakalayabiliriz” diyerek tercih yaptı; kimileri ise iki konser arasında mekik dokuyan babayiğitlerdi.
Her şeye rağmen, İstanbul’un farklı noktalarında gerçekleşen bu müzik olayları şehri kısa süreliğine de olsa başka bir ruh haline soktu. Hem IKSV’ye hem Epifoni’ye teşekkür etmek gerek. Bizi, hayatın gittikçe ağırlaştığı bu dönemde, iki günlüğüne de olsa pamuklara sarıp müziğin evrenine uçurdular.
Bu arada not düşmeden geçmeyelim: Fontaines D.C. sahneye Filistin bayrağıyla çıktı ve kalabalığa hep bir ağızdan “Free Palestine” sloganı attırdı. Müziğin sadece eğlence değil, vicdan da olduğunu hatırlatan anlamlı bir an oldu.
Metalciler Hazır mı? Headbangers’ Weekend Yaklaşıyor
Türkiye’nin en sert festivallerinden Headbangers’ Weekend, 4-5-6 Temmuz tarihlerinde İstanbul Life Park’ta gerçekleşiyor. Üç gün boyunca metal müziğin ağır topları sahnede olacak. Manowar’dan Opeth’e uzanan line-up, solo projelerden kültleşmiş gruplara kadar geniş bir yelpazeyle oldukça iddialı. Sert riff’ler, kalın distortion’lar, uzun saçlar ve deri ceketler eşliğinde İstanbul'un ormanlık alanları bu hafta sonu cayır cayır yanacak. Shoegaze, indie, alternatif sularda yüzen müzik yazına metal cephesinden gür bir karşılık geliyor: “Biz de buradayız!”