Toplantı sonrası kameraların karşısına geçen iki sanatçıdan görüşme sonrası açıklama geldi.
İşte o açıklamalar:
" Bizim söyleyeceğimiz bir takım şeyler, oradaki kardeşlerimizin güvenliğini sağlayacaktır. Madem karşılıklı adımlar atılıyor, ben buradaki kardeşlerimden bir adım bekliyorum. Ben bir babayım. Oğlumun bir çok arkadaşı orada. 51 yıldır Dolapderede'yim, 51 yıldır oradayım. Bana sen ne biliyorsun orayı diyen arkadaşlara oradaki aslanı biliyor musunuz? diyorum. Yüreğimiz ağzımızda. Bende bir babayım. Bu işin yumuşak bir şekilde sonlanmasını istiyorum. Bu konudaki dileklerimizi arkadaşlarımıza ilettik. İnşallah canım kardeşlerim için hayırlara vesile olur diye umut ediyorum. Özellikle oğlum Gezi'ye gidip geliyor, arkadaşları orada. 15 gündür o çocukların orada neler yaşadığını biliyorum. Artık orası bir insanın kalabileceği durumda değil. Diğer gruplardan ayırarak söylüyorum, orada çevre hassasiyeti olan kardeşlerime sesleniyorum. Karşılıklı adımların atılması gerekiyor"
Necati Şaşmaz ise şunları söyledi:
"Ben 2 haftadır evinde oturanlar olsun, Gezi Parkında olanlar olsun herkes gibi üzgünüm. Malesef Türkiye bunu haketmiyor. Sanırım bize nazar değdi. Biz dinleyen bir toplum olmamız, aynı dili kullanmamız gerekiyor. kuşaklar arasında farklılıklar olabilir. Geçmişimizde ben bu kadar kamerayı hatırlamıyorum. Twitterimiz, kaynaklarımız var bilgiler geliyor ancak iletişim eksiklerimiz var. Birbirimiz arasındaki kopukluğu ancak birbirimize tahammüle aşabiliriz. Düşüncelerimizi sayın Başbakanla paylaştım. 10 süre içinde suskunluğumu korudum. Olanları izlemek istedim. Çıkışlar da yapabilirdim ancak neler olduğunu görmek için bekledim. O günden bugüne çok güzel gelişmeler oldu. Sorularımın cevaplarını bugün alabildim. O günlerde benim Gezi Parkı'na gittiğim yazıldı. Ben de sizler gibi haber aldım. Ordaki arkadaşların beni taraf etmeye çalışması benim hoşuma gitmedi. Bana mahalle baskısı yapmak istediler. İnsanları zoraki taraf olmaya kimse itilmemeli. Şu an bütün dünya gözünde durumumuz üzücü. Türkiye bunu haketmiyor. Beni yurt dışından birçok dostum arkadaşım aradı "Neler oluyor" diye sordular. Türkiye emin, Türk milleti emin, bize güvenmeye devam edin. Biz demokratik özgürlük söylemlerimizi keşke görselde de dünyaya verebilsek. Ancak dünya böyle görmüyor. Elbette demokrasi hakkımız. Ancak böyle olmuyor. İnşallah bilim adamlarına, düşünce adamlarına bize bunları anlatacak insanlara ihtiyacımız var. Biz gece karanlığında kedi gözleri ile onları izmememiz gerekiyor. Bizim sosyologlar toplumsal araştırma yapanlar bize yol gösterirse doğruyu bulma imkanımız olur. Benim tek isteyeceğim tarafsız olmaları. Çünkü buna çok ihtiyacımız var.
-Taksim Gezi Parkı ile ilgili animasyonla açıklamalarda b ulundular, bu hali benim daha çok hoşuma gitti. Taksim Gezi Parkı illegal örgütlerden uzak tutulursa hepimiz daha mutlu oluruz. Taksim Gezi Parkı herkesin germek isteyeceği bir mekan. Oranın illegal eylemcilerden soyutlanması gerekiyor. Yeni kuşak ile bu mekanı paylaşmak isterim. Ben Gezi Parkı'na 'bir yerde ben Atatürk'ün askeriyim, diğer yerde bir başkasının askeriyim diyen birilerinin olduğu yere gitmem. Çünkü o sözü söyleyen Atatürk'e de saygısızlık yapıyor" Benim kardeşim, bu camianın içinde oyuncu yönetmen senarist ve hergün orada bulunmakta. O insanlar bizden farklı değil, bir ayrıştırma asla yapılmamalı. Ordaki bir örgüt bayrağının altında bulunmak istemeyeceğim şeylerdir. Safiyane arkadaşların olduğu yerde her tarafta Türk bayrağının olduğu yerde ben de bulunmaktan mutluluk duyarım"