Erdoğan adli yıl açılış töreni'nde konuştu! Reform vurgusunda bulundu: Hukuki himaye sigortası geliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2022-2023 Adli Yıl Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında reform vurgusu yaptı. "Hukuk sigortası olarak anılan ve değişik ülkelerde uygulaması bulunan 'hukuki himaye sigortası'nı Türkiye'ye de kazandırmayı planlıyoruz." dedi. Erdoğan, AİHM'e de eleştiride bulundu. "Kararlarında adil değil" dedi.

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan adli yıl açılış töreni'nde konuştu! Reform vurgusunda bulundu: Hukuki himaye sigortası geliyor

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Türkiye, anayasasında da belirtildiği şekilde, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Anayasamızda tadat edilen devletimizin diğer vasıflarının ortak paydası mahiyetindeki hukuk devleti ifadesi tarihi kökenleri de olan çok önemli bir vurgudur. İnsanlık tarihindeki mücadelelerin merkezinde hep bu arayış yer alıyor. Biz de geride bıraktığımız 20 yılda ülkemizin hukuk devleti vasfını güçlendirmek için önemli reformlara imza attık. Reformlarımızın en önemli unsurlarını insan hak ve hürriyetleri, kadın hakları, çocuk hakları, adalet sistemimizin geliştirilmesi gibi başlıklar oluşturmuştur. Esasen ülkemizdeki anayasaların neredeyse tamamının olağanüstü dönemlerin ürünü olması eskiden beri dile getirdiğimiz bir sıkıntımızdır.

Halihazırdaki anayasamız da 1980 darbesinin ardından hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Her ne kadar 1982 anayasasında hem bizden önceki hükümetler hem biz çok sayıda köklü değişiklikler yapsak da sonuçta elimizdeki malzemenin darbe ürünü olduğu gerçeğinden kurtulamıyoruz. Bunun için hükümetlerimiz döneminde çeşitli defalar siyasi partilere yeni anayasa hazırlama çağrısı yaptık. Kimi zaman bu doğrultuda Meclis bünyesinde zayıf da olsa bazı adımlar atılmıştır. Meclis'teki bu çabamızdan diğer siyasi partilerle uzlaşma sağlayamadığımız için sonuç alamadık. Buna rağmen gayretlerimizi sürdürdük.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra da yeni bir adım attık. Geçtiğimiz yıl bir kez daha siyasi partilere ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturma çağrısında bulunduk. Biz de kendi çalışmalarımızı yaptık. Müzakereye esas olan bir taslak hazırladık. Ancak maalesef bu çağrımız da karşılıksız kaldı. Diğer partilerden herhangi bir somut anayasa taslağı teklifi alamadık. Netice itibarıyla insan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü esas alan sivil, demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasayı ülkemize henüz kazandıramadık. Ama umudumuzu da kaybetmedik, kaybetmiyoruz. İnşallah siyasetin iklimi böyle bir adıma uygun hale geldiğinde yeni anayasa çalışmasını tekrar başlatabileceğimizi ümit ediyoruz.

Mevcut anayasamızda yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar geçen 40 yıl içinde yapılan değişiklikleri de önemli görüyoruz. Bu çerçevede kendi hükümetlerimiz döneminde hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda yapılan reform mahiyetindeki düzenlemelerden bazılarını paylaşmak istiyorum.

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmaları iç hukukumuzun bir parçası haline getirdik. İdarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri incelemek için Kamu Denetçiliği Kurumu'nu kurduk. Kişisel verilerin korunmasını ve bilgi edinmeyi anayasal bir hak olarak düzenleyerek güvence altına aldık. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nu oluşturarak insan haklarının daha etkin korunmasını sağladık. Sivil yargı, askeri yargı ayrımını kaldırarak yargıda birliği temin ve tesis ettik.

Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun hem çoğulcu kaynaktan seçilmesini hem de üyelerinin önemli bir bölümünün meclis tarafından belirlenmesini sağlayarak kurulun demokratik meşruiyetini artırdık. Ulusal Yargı Ağı Projesi'ni (UYAP) hayata geçirerek teknolojik ve bilimsel gelişmeleri yargının hizmetine sunduk. Uzlaştırmacılık ve arabuluculuk sistemlerini kurarak taraflara kolaylık getiren alternatif çözüm yollarını uygulamaya koyduk. İkinci derece yargılama yapan istinafı ülkemize kazandırdık.

Türk Ceza Kanunu'nu, Ceza Muhakemesi Kanunu'nu ve İnfaz Kanunu'nu yenileyerek yeni bir ceza adaleti sistemi oluşturduk.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu başta olmak üzere hukuk alanındaki temel kanunları yeniledik ve önemli değişiklikler yaptık. Hakim ve savcı adaylığını kaldırarak, yerine yargı mensuplarının daha iyi yetişmelerini sağlayacak hakim ve savcı yardımcılığı müessesesini kurduk.

Adalet sisteminin altyapısında da büyük bir değişime imza attık. Geçtiğimiz 20 yılda 277 adalet hizmet binası inşa ederek kapalı alan miktarını 569 bin metrekareden 6 milyon metrekareye çıkararak yargı hizmetlerinin işin mehabetine uygun mekanlarda verilmesini sağladık. Yüksek mahkemelerimizin tamamının binalarını verilen hizmetin niteliğine uygun düşecek şekilde yeniledik. Yakında ihalesi yapılacak yeni Ankara Adalet Sarayı'nın da şimdiden şehrimize ve yargı camiamıza hayırlı olmasını diliyorum.

"GÜNDEMİMİZİN BAŞINDA AVUKATLARIN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ VAR"
Önümüzdeki dönem adalet sisteminde iyileştirme yapacağız. Gündemimizin başında avukatların sorunlarının çözümü var. Avukatlık Kanununu yenilemek istiyoruz.

Hukuk sigortası olarak anılan ve değişik ülkelerde uygulaması bulunan 'hukuki himaye sigortası'nı Türkiye'ye de kazandırmayı planlıyoruz.

"BÖYLE BİR REZİLLİĞE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Birileri, ülkemizin adalet sistemini, suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için uğraşıyor. Böyle bir rezilliğe asla izin vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, karanlık mihrakların güdümünde istikamet çizilen bir ülke olmadığını herkes görecek, kabul edecek.

"AİHM, KARARLARINDA ADİL DEĞİLDİR"
AİHM, kararlarında adil değildir, siyasidir. Konu Türkiye olunca siyasi karar verir ama öbür tarafta Fransa, Almanya olunca maalesef ters kararlar verir.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan, Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuştu:

DİPLOMA ELEŞTİRİSİ

Sağkan, 2022-2023 Adli Yılı Açılışı dolayısıyla Yargıtay'da düzenlenen törende konuştu.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Türkiye'de, "diploma makinesi" hukuk fakültesi sorunu bulunduğunu belirterek, "YÖK kararı ile bir gecede hiçbir gerekçe gösterilmeden yeniden 125 bine düşürülen hukuk fakültesi başarı sıralaması şartı ivedilikle 50 bin sınırına yükseltilmelidir. Yeni tek bir hukuk fakültesi daha açılmamalıdır." dedi.

Türkiye Barolar Birliği başkanlarının önceki adli yıl açılış konuşmalarına bakıldığında, Türkiye'deki yargı alanına dair sorunların köklerinin eskiye dayandığının görüleceğini belirten Sağkan, bu sorunların ortadan kaldırılması için sistemli politikaların üretilemediğini görmenin getirdiği üzüntü ve kaygıyı yaşadıklarını söyledi.

Önceki dönem baro başkanlarının adli yıl açılış konuşmalarından örnekler veren Sağkan, "Adli yıl açılışlarında, yargı sistemindeki sorunları dile getirmek ve ülkemiz için yaklaşmakta olan tehlikelerin erken uyarısını vermek, kanundan doğan, hukuktan yükselen ve omuzlarımıza binen ağır ancak hayati sorumluluğumuzdur." ifadelerini kullandı.

Erinç Sağkan, bugün yargı alanına ilişkin Türkiye'deki en önemli başlığın, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması ile hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi olduğunu belirterek, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM), hakkında en çok dava açılan ve ihlal kararı verilen ülkeler arasında sayıldığını aktardı.

AİHM ve Bakanlar Komitesi'nin, Türkiye'nin AİHM kararını uygulamaması nedeniyle, mahkeme tarihinde Azerbaycan'dan sonra ikinci kez ihlal prosedürü başlattığını söyleyen Sağkan, "Bu çok ağır bir tablodur. Türkiye Barolar Birliği olarak AİHM kararlarının derhal uygulanmasını, hukukun üstünlüğü ilkesinin, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46 ve 19. maddelerinden doğan taahhütlerimizin gereği olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim." diye konuştu.

-"Türkiye'de 167 bin 59 avukat, 29 bin 165 stajyer avukat var"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, meslek sorunlarının artık katlanılamaz hale geldiğini, bugün Türkiye'de 167 bin 59 avukat, 29 bin 165 stajyer avukat bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Gerçekleşen nicel artışın, mesleki faaliyet alanlarının genişletilmesi bir yana, daha da daraltılmasıyla birlikte ortaya çıkan katlanılmaz gelir kaybı, söylem, eylem ve fiillerle mesleğin itibarsızlaştırılmasına dönük çaba ile avukata dönük şiddetin artması mesleğimizi çok büyük bir tehdit altına sokmuştur. Bu ülkede 'diploma makinesi' hukuk fakültesi sorunu vardır. Sermayenin hukuka tercih edilmesine son verilmeli ve YÖK kararı ile bir gecede hiçbir gerekçe gösterilmeden yeniden 125 bine düşürülen hukuk fakültesi başarı sıralaması şartı ivedilikle 50 bin sınırına yükseltilmelidir. Yeni tek bir hukuk fakültesi daha açılmamalı, mevcut fakültelerin nitelikli eğitim verebilmeleri için YÖK akreditasyonu koşulları ile üniversite kontenjanları, ihtiyaç analizleri yapılmak suretiyle üniversiteler ve yargı erkinin tüm bileşenleriyle görüşülerek belirlenmelidir."

Başkan Erinç Sağkan, tüm meslektaşlarının ekonomik sorunlarının çözümü için gerçek bir savunma reformuna ihtiyaç bulunduğunu da belirterek, "İlk adım, yakın zamanda Resmi Gazete'de yayınlanacak CMK zorunlu müdafilik ücret tarifesinin asgari ücret ile eşitlenmesi suretiyle atılmalıdır." dedi.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin