Akın İpek'ten çağrı!

Şirketlerine el konulan iş adamı Akın İpek'ten 'kayyum' açıklaması!

Google Haberlere Abone ol
Akın İpek'ten çağrı!

Koza İpek Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, şirketlerine el konulmasının ardından sosyal medyadan açıklama yaptı.



Şirketlerine el konulmasının hukuksuz olduğunu savunan İpek, kayyumun maddi ve manevi zaranının inanılmaz boyutlara ulaştığını belirtti.



İpek Medya grubunun da el konulduğu holdingin sahibi Akın İpek, hakimleri ve savcıları göreve çağırdı.



Akın ipek’in açıklaması şöyle:



“Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, HSYK, Yargıtay, Danıştay, kürsüde görev yapan tüm hukukçulara ve vatandaşlarımıza bilgi vermek istiyorum.



Kolay anlaşılır ve özet olarak.



Türkiye Cumhuriyeti’nde şirketleri denetleyecek, inceleyecek, mali konuları araştıracak üç görevli kurum, yüzden fazla da yetki almış bağımsız denetim kurumu vaardır.



Bu kurular Maliye, MASAK, SPK ve SPK tarafından inceleme, denetleme ve rapor yazabilme yeterlililikleri onaylanmış akredite kurumlardır.

Bu yetkili kurumların listesi SPK web sitesinde yayınlanmaktadır.



Ayrıca maden şirketlerinde rezervleri ve üretimleri MİGEM denetler.



Halka açık şirketler yani biz, 6362 sayılı Özel Sermaye Piyasası Kanununa tabiyiz.



6362 sayılı kanun sermaye piyasalarında ve şirketlerinde yatırımcıların haklarının da korunması için daha hassas, şeffaf bir denetim ve gözetim yapılaması için çıkarılmış bir kanundur.



Bu kanuna göre; denetim yetkisi görevli SPK personeline aittir. Görevli SPK personelinin dışında inceleme, denetim, raporlama ancak SPK tarafından yeterlilikleri onaylanmış yetkili ve tam sorumlu bağımsız inceleme ve denetim kuruluşları tarafından yapılabiliyor.



Bu kuruluşlar ciddi kuruluşlar, yasal olarak inceledikleri şirketler ile birlikte devlete ve yabancı yatırımcılara karşı da sorumlular.



Halak açık bir şirkette SPK taarfından yeterliliği onaylanmamış sorumsuz birisinin SPK, Maliye, MASAK, MİGEM veya SPK onaylı bağımsız denetim kurumu imiş gibi, kendisini bu kurumların yerine koyarak inceleme ve denetim yapması, rapor hazırlaması, yasal olarak imkansızdır, hükümsüzdür, anlamsız ve geçerliliği olmayan tam bir görev gaspıdır.



Bu kurulların raporlarının yok sayılarak, SPK’nın yeterliliğini onaylamadığı birinin hazırladığı rapor yanıltıcı ve dedikodu mahiyetindedir. Sermaye piyasalarına göre suçtur.



Sayın savcılık makamının şirketlerimiz ile ilgili soruşturması ve soruları, -paranın kaynağı, paranın harcandığı yer, mali tabloların, maden rezerv ve üretimlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı gibi- tamamen mali konulardır.



Sayın savcılık makamı ve yargı mercileri özellikle halka açık şirketlerde yatırımcı haklarının korunması gereği; mali ve üretim ile ilgili iddiaları inceletmek için devletin görevli organlarını kullanmalıdır. Ek bilgi ihtiyacı duyulur ise SPK tarafından yeterliliği onaylanmış yüzden fazla kurumdan birisini seçmesi şarttır.



SPK’nın önemli bir görevi de inceleme, denetleme yapacak kişi, kurumların yeterliliğini onaylamak ve yaptığı işleri denetlemektir. Bu konuda açık bir kanun ve geniş bir mevzuat var.



Halka açık bir şirket ile ilgili yeterliliği onaylanmamış birine inceleme denetim raporu yazdırılamaz, böyle bir rapora dayanarak işlem yapılamaz.



Bu gerçeklere rağmen, devletin görevli, yetkili tüm kurumları, yeterliliği onaylanmış sorumlu kuruluşların raporları yok sayılmış, yetersiz ve yetkisiz birinin, kendi tabiri ile rasgele seçme usülü ile inceleme yaparak hiçbir delile dayanmadan yazdığı rapor ile işlem yapılmıştır.



Buna rağmen bu iddialara da belgeleri ile cevap verildi. Aksi ispatlanmamış tek bir iddia bile kalmadı.



Devletin tüm kurumları, Maliye, MASAK, SPK, MİGEM raporları, SPK’nın yetkilendirdiği ulusal, yeterliliğini onayladığı uluslararası bağımsız denetim kuruluşları, yabancı yatırım bankalarının madencilik bölümlerinin bugüne kadarki tüm raporlarında; Grubumuz aleyhine hiçbir suç tesbiti yoktur. Yetkili sorumlu kuruluşların raporlarına göre Koza grubu pırıl pırıl tertemizdir.



Sonuç olarak;



Sayın savcı ve hakimlerimizden talebimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin görevli veya yeterliliğini onayladığı ve sorumluluk verdiği bağımsız kurum ve kuruluşların inceleme ve denetim raporlarına bakınız. Bu raporları inceleyiniz inceletiniz. Yeterliliği SPK tarafından onaylanmamış birinin raporu ancak iftira ve dedikodu mahiyetindedir.



Belgesiz iftiralarının tamamı belgeler ile çürütülmüş olan yetersiz yetkisiz, sorumsuz birinin bilmediği konulardaki kendi tabiri ile zaman olmadığı için rasgele seçme usülü ile seçerek yazdığı rapora dayanarak atanmış olan kayyumun yasal bir dayanağı yoktur.



Yasal dayanağı olmayan bir kayyumun sebep olduğu maddi ve manevi zararlar ise inanılmaz boyutlara geldi.



Halka açık şirketler milyar dolara yakın değer kaybetti. Yerli ve yabancı yatırımcılar kalıcı ve ağır hasar gördü.



Bu kadar büyük ve açık bir hukuksuzluğun bitirilmesini, Türkiye’nin ve dünyanın takip ettiği bu tahribata bir an önce son verilmesini bekliyoruz.



Son olarak da halka açık şirketlere atanacak bağımsız yönetim kurulu üyelerinin vasıfları ve kriterleri SPK mevzuatında belirlenmişken buna da uyulmamıştır.



Hukuken hakkımızı aramaya devam ediyoruz.



Son durum budur.



Yüce Türk adaletine cübbeleri düğmesiz olan yargı mensuplarına ve vatandaşlarımıza arz ederim.”


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin