Sürü', 'Bereketli Topraklar Üzerinde', 'Yusuf ile Kenan',
'Sensiz Yaşayamam', 'Kanal'... Sinemamızın 30 yıl önce çekilen
birbirinden önemli filmleri, bu yıl Altın Portakal için yarışacak.
Bütün sinemacıların heyecanla beklediği bu sürprizi ve 1979-1980
yıllarında düzenlenemeyen festivali, zamanın tanıklarından Cem
Davran anlattı.
Bu yıl 8-14 Ekim arasında düzenlenecek 48. Uluslararası Antalya
Altın Portakal Film Festivali'nde sürpriz bir bölüm var; 'Geç Gelen
Altın Portakallar'. Bütün sinemacıları heyecanlandıran bölümde
1979'da ve 1980'de düzenlenemeyen festivalin filmleri temsili
biçimde yeniden yarışacak.
1979'da Sansür Kurulu festivale katılan filmler arasından Yavuz
Özkan'ın yönettiği 'Demiryol', Ömer Kavur'un yönettiği 'Yusuf ile
Kenan' ve Yavuz Pağda'nın yönettiği 'Yolcular' filmlerini
sansürlemek istediğinde filmin yapımcıları, yönetmenleri ve jüri
tepki göstermek için ortak bir kararla çekilmiş, festivalin uzun
metrajlı yarışma bölümü de yapılamamıştı.
O yıl katılamayan filmler, yeni çekilen diğer filmlerle birlikte
1980'deki festivalin yarışmalı bölümüne kabul edilmiş fakat yine
bir engel çıkmıştı; 13 Eylül'deki açılışından hemen önceki gün
askeri darbe gerçekleşince festival iptal edildi.
30 yılın ardından verilecek ödüllerde, jürinin de o yılların
jürisinde yer alan isimlerden oluşturulacağını söyleyelim. 1980
yılının jürisinde yer alan Atilla Dorsay, 'O yıl işimiz çok zordu,
başyapıt düzeyinde filmler vardı, şimdi de zor ama bu sembolik
yarışmaya o zamanlara, toplumun belleğine açılan bir kapı olarak
bakmak lazım' diyor.
1979'un sansürlenen filmlerinden 'Yusuf ile Kenan'ın başrol
oyuncusu Cem Davran eğer ödül alsaydı ne yapacağını
açıkladı.
ÖDÜL ALINCA 'TEK YOL DEVRİM' DİYECEKTİM
- Antalya Film Festivali'nde ödül bekliyor
muydunuz? Yalnız ben değil, izleyenlerin çoğu ödül
alacağımı düşünüyordu. Ben de acaba ödül konuşmasında 'Yaşasın tam
bağımsız Türkiye, tek yol devrim' desem mi diye düşünüyordum.
Ağabeylerimizin hoşuna giderdi. Sonraki süreç; film sansürlendiği
için jürinin çekilmesi, sonraki yıl festivalin iptali, darbe.
Şimdilerde hala bazı sağcılar kendilerinin de darbe mağduru
olduğunu söylüyor ya hüzünle gülüyorum. 12 Eylül denen trajedi
aydınları, solu, özgürlükçüleri, sanatçıları yedi bitirdi. O Eylül
sabahının yükünü bu toplum üzerinden kolay kolay atamaz.
- Yönetmen Ömer Kavur'la ilişkiniz nasıldı, 1980'den sonra
da sürdü mü? Ömer Ağabey soğukkanlı biriydi. Sürekli
ofise uğrayıp onunla konuşuyordum. 1980'de üniversiteyi kazandım,
henüz 16 yaşımdaydım. İlkokul'a direkt ikinci sınıftan başlamıştım,
kayıpsız okuyup ilk hakkımda sınavı kazanınca kendimi 16 yaşımda
üniversitede buldum. Ömer Ağabey öğrenince hiç unutmuyorum, çok
erken olduğunu, üniversiteye o yaşta girmemin sakıncalı olduğunu
söylemişti. 80'den sonra gelen bazı film tekliflerini de Ömer
Ağabeye danışmıştım, 'Boş ver bunları sen tiyatroya okuluna bak'
demişti. Sonraki yıllarda ne kadar haklı olduğunu gördüm.
Akşam / Eyüp Tatlıpınar
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.