Ali Saydam/AKŞAM
Mehmet Altan'a neden cevap vermedim...
Sevgili Serdar Turgut dün Mehmet Altan ile ilgili bir yazı
yazmış. Kendisinden pek haz etmediği belli... İşin içine kıyıdan
köşeden de olsa adımız karıştığı için küçük bir not düşmekte yarar
görüyorum. Yazının bir yerinde şöyle demiş Serdar Turgut:
'Ali Saydam ile tartışırken (CNN Türk'de), Ali Saydam 'Keşke bu tür
programlarda askerler de konuk olsalar' dediğinde adam bu sefer
büyük bir terbiyesizlik de yaptı ve Ali Saydam'a 'Zaten siz o
kontenjandan buradasınız' deyiverdi.
Ona göre Ali Saydam askerin kontenjanından bulunuyormuş orada.
Kendisiyle aynı görüşte olmayan herkes ya darbeci ya ulusalcı ya da
askerin adamı olmak zorunda ya; o da damgasını vuruveriyor hemen.
Ağzı gerektiğinde iyi laf yapabilen Ali Saydam nedense ona cevap
vermedi.
Bu tür davranışlar nedir, neyin göstergesidir biliyor musunuz?
Bunlar, 'Biz aldık başımızı gidiyoruz. Artık bizi kimse tutamaz,
önümüzde kimse duramaz' diye düşünmeye başlayan güç sarhoşu bir
kendini bilmezin aile terbiyesinden yoksun davranışlarıdır. Ben bu
türden insanlara 'liberal faşistler' dediğimde herkes bu kavrama
şaşırdı.' Dostlarımı düşüncelerine değil ruhsal tekamüllerine göre
tasnif etmeye başlayalı en az 30 yıl geçmiştir... Düşüncelerin zırt
pırt değişmesi, insanın ruhsal tekamülünün ise heyecan verici
kalıcılığı, insan ruhunun 'tasallut'tan kurtulabilme serüveni ve
başarısı bende hep hayranlık uyandırmıştır. Bu yüzden de,
görüşleriyle tam olarak mutabık olmadığım pek çok kadim dostum
olduğum gibi, görüşlerine sonuna kadar katıldığım ancak ruhumun bir
gıdım bile yaklaşamadığı 'tanışlarım' olmuştur...
Mehmet Altan birinci türden kadim bir dostumdur. Avrupa Hareketi
2002 adlı sivil inisiyatifte omuz omuza müthiş başarılı bir
mücadele verirken de, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin AB ülkeleri
orduları ile kıyaslanamayacak özel bir yeri olduğu konusundaki
köklü fikir ayrılığımızda da ona karşı olan sevgim bir dirhem
azalmamıştır... Siyasi parti kurarsa katılmam ama evinde davet
verir de davet ederse bir an tereddüt etmeden koşar giderim; başıma
bir iş gelirse yardımıma ilk koşacaklardan biri olduğundan da
şüphem yoktur... O nedenle CNN Türk'deki canlı yayında
Mehmet'in yaptığı espri, aramızdaki yıllar öncesinden gelen köklü
hukuka dayalı, yayının tamamı izlendiğinde net olarak gözlemlenecek
inceden çekişmenin mizahi boyutunun ayrılmaz bir parçasıydı...
Serdar Turgut diğer fikr” kalın anlaşmazlık çizgilerine odaklandığı
için bu küçük noktayı kaçırmış olmalı...