Ağa Han Ödüllü Mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan, ofis ve rezidans olmak üzere üç bloktan oluşan, toplam 1 milyar lira yatırım tutarına sahip projenin, 2014'te tamamlanması hedefleniyor.
Üç otopark katı ile 200 bin metrekare üzerinde inşaat alanına sahip 3 bloktan oluşan projenin 2 bloku 43 katlı rezidans, 1 bloku ise 39 katlı A sınıfı ofisten oluşuyor.
Arazilere farklı konumlarla yerleştirilen bloklar, bitkilerin güneşe doğru yönelmesi anlamına gelen "tropizm" yorumundan esinlenerek tasarlandı. Bu tasarım sayesinde üç blokun tüm cepheleri, başta İstanbul Boğazı olmak üzere Marmara Denizine kadar uzanan kentin farklı panoromik manzaralarını katlarına taşıyacak.
Rezidans daireleri 1 artı 1'den 4 artı 1'e kadar çeşitli
metrekarelerde dairelerden oluşacak. Projede kat yüksekliği 9 metre
olan çekim stüdyolarına yer verilmesi planlanıyor.
Komşu parseldeki mevcut yeşil alanla da bütünleşerek bir kent
parkına dönüşmesi hedeflenen projede, meydanlara açılan mekanlar
arasında Ali Sami Yen'i de ölümsüzleştiren bir simgenin yer alması
öngörülüyor.
Torunlar-Aşçıoğlu-Kapıcıoğlu Proje Ortaklığı Şirketi İcra Kurulu
Başkanı Aziz Torun, projenin tanıtımı amacıyla düzenlenen basın
toplantısında yaptığı konuşmada, Mecidiyeköy'de adeta gizlenmiş
pırlanta, elmas gibi duran Ali Sami Yen stadının, gelişen ve
değişen şartlarla yeniden projelendirilmesi gereken bir alan olarak
durduğunu, TOKİ ihalesi sonucu, değişen şartlara göre burada proje
geliştirdiklerini belirtti.
Projenin bölgeye nefes aldıracak, Mecidiyeköy'e bir meydan
kazandıracak, aynı zamanda şehrin siluetini de değiştirecek
muhteşem bir proje olduğunu ifade eden Torun, projenin inşaatına
haziran itibariyle başlamayı ve Mayıs 2014'te projeyi tamamlamayı
planladıklarını kaydetti.
Torun, "Projenin büyük hissedarı biziz. Diğer hissedarlarımızla
güç birliği yaparak projeyi yürütüyoruz. Bu büyük projenin ancak
güç ve tecrübe birliği ile başarıya ulaşacağına inanıyoruz"
dedi.
Toplam inşaat alanının 200 bin metrekareyi aşkın olduğunu söyleyen
Torun, inşaat protokolü gereği 25 bin metrekare civarındaki bir
otopark katını belediyeye vereceklerini, burasının bir anlamda
kamuya açık otopark alanı olarak bölgeye hizmet vereceğini
kaydetti.
"ALİ SAMİ YEN STADIYLA İLGİLİ BİR TÜR KENT MÜZESİ PLANLIYORUZ"
Projenin konseptiyle ilgili bilgi veren Mimar Emre Arolat ise
Ali Sami Yen'in artık ömrünü tamamladığını, yeni bir yatırıma
muhtaç olduğunu belirtti.
Bu projede nasıl kazanç sağlayacağından ziyade kentin bundan ne
kazanacağının birinci sırada geldiğini vurgulayan Arolat, "Ali Sami
Yen Stadyumu'nda bir Galatasaray taraftarı olarak ve Galatasaray
lisesi mezunu olarak benim de çok heyecanlı günlerim geçti. Çevreye
adını vermiş bir stadyumdu. Ancak yapısal, ekonomik ömrünü
tamamlamış bir yapıydı. Aslında orada maç yapılması da içeriye
seyirci alınması da bir miktar sakıncalıydı" dedi.
Bu projeyle Likör Fabrikasının bulunduğu alanı da birlikte
değerlendirdiklerini söyleyen Arolat, "İstanbul için bir şans.
Projede yeşil alan İstanbulluların üzerine basarak kullanabileceği
kent park haline dönüştürülüyor. Yola yakın olan kısmında üçüncü
bölümde neredeyse hiçbir yapı yok. 3 tane futbol sahasını arka
arkaya koyarsanız böyle bir alan elde edersiniz. Belki bir stadyumu
ortadan kaldırmış oluyoruz ama kente 3 futbol sahası büyüklüğünde
yeşil alan vermiş oluyoruz. Ben bunu kişisel mimarlık kariyerimdeki
en önemli hamlelerden bir tanesi olarak görüyorum. Bunu yapabilmek
benim için bir rüyaydı, gerçekleştiriyor olmaktan çok mutluyum"
diye konuştu.
Buranın İstanbul'un çok önemli meydanlarından biri olacağını,
meydanın yoldan aşağı kotta olmasının gürültüyü önleyeceğini ifade
eden Arolat, buraya açılan ünitelerden birini sembolik bir şey de
olsa Ali Sami Yen stadıyla ilgili bir tür kent müzesine
dönüştürmeyi planladıklarını kaydetti.
Arolat, "Yeşil alanlara açılmış olan bahçeleştirilmiş birtakım
sistemlere doğru bakan birtakım yatay kullanımlı ofisler
planlıyoruz. Zira ofis deyince aklımıza hep camları açılmayan,
içinde akvaryumda oturuyor gibi çalıştığımız mekanlar gelmeye
başlamıştı. Dışarıdaki ağacın kokusunu alabilen, geniş terasları
olan, camları açılabilen ofisleri çok önemsiyoruz" dedi.
''LİKÖR FABRİKASI ORİJİNAL HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLECEK"
İstanbul'da "gaz tenekesi"ne benzettiği binalar yapıldığını
söyleyen Arolat, bu projenin ise büyük yapılar olmasına karşın
gökyüzüne narin bir şekilde yükseldiğini kaydetti.
Soruları da yanıtlayan Arolat, Ali Sami Yen arazisi yanında yer
alan Likör Fabrikası'nın ne olacağına ilişkin bir soruya karşılık
şunları belirtti:
"Likör fabrikası Cumhuriyet'in ilk döneminde inşa edilmiş hayli
sembolik, Fransız mimarın yaptığı bina. Mimarlık tarihinde de çok
önemli yeri var, ancak maalesef yapı son döneminde bu geçmişi ile
hiç bağdaşmayan biçimde çok fena halde dönüştürülmüş durumda. Biz
uzmanlarla birlikte yeni bir restorasyon projesi hazırladık.
Yapının ilk günkü, orijinal haline dönüştürülerek, İstanbul'un bir
tür kültür merkezine kavuşturulması söz konusu. Bunun içinde bir
müze fonksiyonu, aynı zamanda sanat fonksiyonu ve buna destek
olacak üniteler olacaktır. Likör fabrikasının önündeki alanın halka
açılmasını, Ali Sami Yen Stadyumunun bulunduğu alandaki kent
meydanı ile bütünleşik olarak kullanılmasını öngörüyoruz