Yemek yerken telefonunuzu kaldırın! Telefondan gelen sinyaller açlık tokluk algımızla oynuyor!

Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen sosyal medya mecraları artık beslenme şeklimizi de ele geçirmeye başladı. Popüler beslenme, sıfır beden anlayışı, az beslenerek çok kilo verme gibi furyaların çoğalması insanın fiziksel ve ruhsal sağlığını ciddi anlamda etkiliyor. Yapılan birçok araştırma yemek yerken masada bulunan telefon veya masa başında sosyal medyada vakit geçirmenin ciddi yeme bozukluklarına kadar götürebildiğini söylüyor. Çünkü telefondan gelen sinyallerin açlık tokluk hormonlarına etkisi ile tat alma ve açlık tokluk metabolizmamızın bozulmasına neden olabiliyor. Bu sebeple yemek yerken telefonlarınızı yanınızda bulundurmadığınızda ne kadar bilinçli ve farkındalıkla yemek yediğinizi fark edeceksiniz.
 Bir diğer araştırmalarda ise özellikle 15-22 yaşlarındaki gençlerin beden algılarının bozulması da yüksek oranda sosyal medyadan kaynaklanıyor. Sıfır beden, kusursuz bir vücut, az yiyerek kilo vermek gibi durumların sosyal medyanın yapay hayatında yankı bulması gençleri anoreksiya, bulimia, tıkanırcasına yeme bozuklukları ve anksiyete, stres, depresyon gibi ciddi fiziksel ve ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Yapay ortamda yapılmış bu reklamların insan üzerindeki baskısı maalesef ki tartışılmaz. Bunun için ebeveynlerin desteği ile profesyonel yardım alınmalı ve sosyal medya kullanım süresi azaltılmalıdır.

İnsan psikolojisi ve beden sağlığı üzerindeki etkisinin yanında bir de beslenme alışkanlıklarımızın, mutfağımızın içinde bile artık sosyal medya etkisi görüyoruz. Popüler hale getirilen besinler, sağlıksız diyet modelleri, herhangi bir sağlık sorunu olmadığı halde karbonhidratı, şekeri kesmek gibi durumlarında oldukça yaygın olduğunu görüyoruz. Maalesef bu durum önünü alamayacağımız kadar çoğaldığından dolayı insan sağlığını ciddi anlamda tehlikeye atıyor. Bu tür popülarite haline getirilmiş durumlar ister istemez zihne kazılıyor ve kontrolsüzce yapar bir hale geliyoruz. Öyle bir reklam yapılıyor ki sanki sihirli değnek gibi etki edeceğine dair bir inanış söz konusu oluyor. Evimizi, alışverişimizi, mutfağımızı, yemeklerimizi ve tabaklarımızı bile sosyal medyaya uygun hazırlar hale geliyoruz. Bizim sosyal medya hesaplarımızı yöneteceğimiz yerde onların bizi yönettiğini görüyoruz esasında. Sosyal medyanın yapay doğasını elbette ki değiştiremeyiz ama bize düşen kendimize farkındalık kazandırmak olmalı. Son zamanlarda gluteni kestim kilo verdim, şekeri kestim kilo verdim, şu besini her gün yedim cildim ışıl ışıl ya da şu takviyeyi kullandım çok iyi geldi gibi gönderilere fazlasıyla rastlıyorsunuzdur. Hatta bunların reklamları bile çok fazla kez yapılıyor. Peki ama ne kadarı doğru? Verdikleri önerilerin yaptıkları reklamların her insana iyi geldiğine nereden eminiz? Belirli bir hastalığı olan insanlara da uygun mudur değil midir? Herhangi bir alerjik tepkime veya yan etkisi olur mu olmaz mı? Gibi soruları mutlaka kendimizde sorgulamamız gerekiyor. Bu farkındalığı her anlamda kendimize aşılamamız gerekiyor. Eğer gluten hassasiyetiniz yoksa çölyak hastası değilseniz karbonhidratı kesmenize gerek yok, ya da belirli bir besini sağlığınızda bir sorun yaratmıyorsa hayatınızdan çıkartmayın, sıfır bedene ulaştırmayı vaad eden günlük almanız gereken enerjinizden çok daha az kalori değeri olan moda diyetleri ve içecekleri de asla uygulamayın ve reklamı yapılan takviyeleri de doktorunuza eczacınıza danışmadan asla kullanmayın. Sağlığınız yapay medya dünyasından çok ama çok daha kıymetli bunu unutmayın.

Bir de bunun yanında sosyal medya ve bilgisayar başında geçirilen saatlerce vakitte oldukça hareketsiz kalıyor ve kendimizi kontrolsüzce yer iken buluyoruz. Bu da bel kalça çevremizin yağlanmasına, kilo artışına bağlı obezite riskinin artmasıyla beraber birçok sağlık sorunlarının riskinin artmasına neden olabiliyor. Elbette ki boş zamanlarınızda bilgisayar, TV ve sosyal medyada vakit geçirebilirsiniz ama bunun içinde belirli bir zaman ayırın. Mutlaka hareket edin, farkındalıkla beslenin, açlığınızı tokluğunuzu dinleyin, sağlığınızı tehlikeye sokacak moda diyet ve ürünlerden uzak durun, düzenli ve kaliteli uyuyun ve gününüzün 30 dakikasını sevdiğiniz bir hobiye, kitap okumaya, egzersiz yapmaya ayırın. Bunları yaptığınızda hem ruhen hem bedenen kendinize ne kadar kıymetli bir yatırım yaptığınızın farkında olacaksınız. Eğer beslenme anlamında kendinizi eksik buluyorsanız sosyal medya yerine beslenme uzmanlarından destek almayı da unutmayın. Sağlıklı günler dilerim :)