Guguk kuşunun yuvasından biri geçti…

Size bugün ilginç bir Guguk Kuşu hikâyesi anlatacağım.

Hepimiz biliriz onun ne melun, yuva dağıtıcı bir kuş olduğunu.

Ama geçenlerde İzzet Çapa’nın sosyal medya sayfasındaki Guguk Kuşu anlatımını okurken içimden “Bu olay kuşlar dünyasında geçiyor olamaz, çok tanıdık bir hikâye” diye mırıldandım gayri ihtiyari. İzzet Çapa kaynak göstermediği için metnin ona ait olduğunu düşünüyorum.

Tek kelimeyle inanılmaz.

Çünkü okurken son üç yılda yaşanan her şey gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti.

Nerede, nasıl sorularını yönelteceksiniz biliyorum.

İsterseniz önce anlatıyı paylaşayım, bakalım siz de benimle aynı şeyi hissedecek misiniz? İnanın her şey size de benim gibi çok tanıdık gelecek ve DEJA VÜ diyeceksiniz.

Buyrun…

Guguk Kuşu…

EN TEHLİKELİ, EN SİNSİ KUŞ TÜRÜDÜR.

Saksağan yuvası, ispinoz yuvası ya da ötleğen yuvası, hiç fark etmez, gözüne kestirdiği yuvanın etrafında dolanır. Yabancı türlerin yumurtlamasını, kuluçkaya yatmasını bekler sabırla. Uygun zamanı kollar, hedef aldığı yuva boş bırakıldığında ise anında gelir, kaşla göz arasında o yuvadan bir yumurtayı dışarıya atıp yerine kendi yumurtasını yerleştirir. Sonra da pırrr uçup gider.

Kuluçkaya yatan anne kuş ise hiçbir şeyin farkında değildir.

Yumurtayı kırma zamanı geldiğinde bir şey olur. Guguk Kuşlarının yumurtalarının içinde büyüyen yavru, hangi yuvaya bırakılırsa bırakılsın, kabuğunu öbür yumurtalardan en az bir gün önce kırar, diğer yavrulardan da bir gün önce doğar.

Ve doğar doğmaz…

O da kendisini oraya monte eden annesi kadar tehlikeli ve sinsidir.

Uygun zamanı kollar, yiyecek arayan anne yuvayı boş bıraktığında, ittirip kaktırarak diğer yumurtaları yuvadan dışarı atar. Böylece yuvanın gerçek evlatları imha edilir ve Guguk Yavrusu kendisine ait olmayan yuvanın tek mirasçısı olur…

Kandırıp yuvasına yerleştiği ananın şefkatini, fedakarlığını, besleme, koruma ve kollama, büyütme içgüdüsünü sömürmeye başlar. Vahametin farkında olmayan zavallı anne doymak bilmeyen Guguk yavrusunu besler, besler, besler…

Guguk yavrusu bir gün gelir kendisini besleyip büyüten anadan daha da iri hale gelir. Artık işi bitmiştir. Yuvaya ihtiyacı kalmamıştır. Ne yapar biliyor musunuz?

Yuvayı dağıtır ve öyle gider…

Evet…

Benim anladığımı siz de anladınız mı? Çünkü ben DENİZ BAYKAL SONRASI CHP’sinde yaşananları okur gibi oldum.

Şimdi burada size sorularım var.

Dün 102. Kuruluş yıldönümünü kutlayan CHP bir yuva ise…

Bu yuvanın anası kimdir?

CHP’liler ve onların seçtiği parti yöneticileridir kanımca.

Peki, bu partiye ilk GUGUK KUŞU YUMURTASINI kim bıraktı?

Bir yuva olarak CHP’ye bırakılan o yumurtadan çıkan kimdi?

Seçenekler var:

İLK GUGUK KUŞU KİM?

Deniz Baykal’ın yönettiği ulusalcı, milliyetçi ve anti emperyalist CHP yuvasına ilk bırakılan Guguk Kuşu yumurtasının adı Kemal Kılıçdaroğlu idi. Kimin tarafından bırakıldığı konusunda rivayet muhtelif. CHP eski yöneticilerinden Onur Öymen’in birtakım savları var bu konuda. Ona kulak verirsek şöyle:

"ABD, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın istifasından 10 ay önce Kemal Kılıçdaroğlu'nu partinin başına getirmeyi planlamıştı. CHP'nin il ve ilçe teşkilatlarına sık sık yabancılar gelip görüşmeler yapıyorlardı. ABD'li John Hopkins Üniversitesi ile ortak çalışan İsveç merkezli İpekyolu Enstitüsü'nün hazırladığı bir rapor var. Türkiye'de siyasetin dizayn edilmesi ile ilgili ifadelerin yer aldığı raporda, Kılıçdaroğlu'nun Deniz Baykal'ın yerine geçeceği yazılı. Raporda ‘Deniz Baykal'ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu gelir, Kılıçdaroğlu partinin politikalarını değiştirir. Avrupalı bazı partiler de ona destek olur’ ifadeleri yer almaktaydı."

AK Parti’nin bu konudaki görüşlerini MKYK Üyesi Hamza Dağ özetliyor:

“Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ eliyle CHP'ye musallat edilen, FETÖ'nün sözcülüğünü yapmak için CHP'nin başına atanmış, iliştirilmiş bir projedir.”

İKİNCİ GUGUK KUŞU; EN BELALISI…

Bu konudaki görüş yukarıdakinden farklı.

Kemal Kılıçdaroğlu ABD, Batı ve FETÖ tarafından tercih edilip desteklenmiş olabilir. FETÖ’nün Deniz Baykal’a kaset kumpası sayesinde CHP’nin başına getirilmesi onu MİNNET ALTINDA bırakmış da olabilir. Ancak Kılıçdaroğlu Guguk Kuşu olamaz.

Neden?

Çünkü Guguk Kuşu’nun başka özellikleri var.

Onun adını da Ekrem İmamoğlu koyalım.

Bir zamanlar Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı göstermesi kendisine telkin edilen ve bunu yapan Kemal Kılıçdaroğlu bu kez meçhul eller tarafından kucağına bırakılan yumurtayı TAŞIYICI ANNE olarak alır ve CHP yuvasına koyar.

Sonrasını hatırlayalım:

1-Guguk Kuşu’nun yumurtasının içindeki “yavru” getirildiği Beylikdüzü ilçesindeki kozasından(yumurtasından) kısa sürede dışarıya çıkar. Önce diğer yumurtaları, yani öz be öz CHP’lileri partiden atar, uzaklaştırır, dışlar. Zoom toplantısından sonraki süreci hatırlayın. Onu oraya getiren TAŞIYICI ANNE ise en baş hedefidir ama bu saf Taşıyıcı Anne kendisine çok güvenmekte, davul zurna ile gelen tehlikeye inanmamakta direnmektedir.

2-CHP’liler onun bir Guguk yavrusu olduğunu anlayamaz, besledikçe beslerler. O da semirdikçe semirir. Diğerlerinin hakkını çalar, gaspeder, ele geçiremediklerini yok eder.

3-Diğer yandan da ona şefkat gösteren annenin (CHP’lilerin) sevgisini sömürdükçe sömürür. Kendisini mağdur gösterir… Hep istismar etmektir huyu. Vahametin farkında olmayan TAŞIYICI ANNE KUŞ da onu besledikçe besler, büyüttükçe büyütür ve hatta yüzde 54 oyla belediye başkanı yapar.

4-Öyle ki Guguk Yavrusu iyice semirir, kendisini büyüten anneden daha da iri hale gelir. İçinden onu da yok etmek geçmektedir ama akşam yenilen hurmalar 19 Mart’ta kendisini tırmalar ve derdest edilip Marmara Cezaevine konulur.

GUGUK KUŞU HİKÂYESİNİN BUNDAN SONRAKİ KISMI

Hikâye artık bildik Guguk Kuşu anlatımından farklı biçimde ilerlemektedir. Ama Guguk Kuşu yavrusu cezaevinden kuklaları vasıtasıyla her şeye vaziyet etmekte, müdahalede bulunmaktadır. Ele geçirmeye çalıştığı CHP, elinden gitmek üzeredir ve artık SON BİR HAMLESİ kalmıştır.

O da yarın öbür gün MUTLAK BUTLAN çıktığında şekillenmeye başlayacak ve sonuç verecek.

Yukarıdaki GUGUK KUŞU hikâyesinde ne deniliyordu son cümlede?

Artık işi bitmiştir. Yuvaya ihtiyacı kalmamıştır. Ne yapar biliyor musunuz?

Yuvayı dağıtır ve öyle gider…

Evet… Yapacağı son hamle bu olacak.

YUVAYI DAĞITIP GİDECEK.

EKİM ayında tabii.

Herkes anladı sanırım…

NOT: Yazının başlığı Türkiye’de GUGUK KUŞU ismiyle 1975 yılında gösterime giren, efsane yönetmen Milos Forman’ın Ken Kesey’in One Flew Over the Cuckoo's Nest (Guguk Kuşu’nun yuvasından Biri Geçti) adlı romanından sinemaya uyarladığı 5 Oscar ödüllü bir filmden alınma. İngilizcede CUCKOO hem guguk kuşu hem de argoda deli anlamına geldiği için romanın ve filmin adı olan "One flew over the cuckoo's nest" da kastedilenin "Deliler diyarından biri geçti" olduğu söylenebilir.