Yıllar boyunca binlerce kilometre kat eden uçuş görevlileri, gökyüzünde yaşanan küçük ama önemli ayrıntıları dair birikimlerini zaman zaman paylaşıyor.
Son dönemde sosyal medyada gündem olan bir açıklama, çoğu yolcunun neredeyse düşünmeden tercih ettiği içeceklerle ilgili.
Bir kabin memurunun verdiği bilgiye göre, uçuş sırasında gazlı içecekler sandığınız kadar masum olmadığı ortaya çıktı.
Bu içecekler, kutusundan dökülürken içerdiği karbondioksit nedeniyle oldukça yoğun bir şekilde köpürüyor. Bu da servisi hem zaman alıcı hem de kontrolü zor hale getiriyor.
Sık sık taşma yaşanıyor, koltuklar kirleniyor, ekipmanlar hasar görebiliyor. Görevli, özellikle kolalı ve limonlu gazlı içeceklerin, kabin basıncı düşükken adeta "fışkırdığını" dile getiriyor.
Hatta bu yüzden bazı firmalarda bu içeceklerin servisinde personel sınırlamaya gidiyor ya da dikkatli dökülmesi için ekstra zaman ayrılıyor.
VÜCUDA ETKİSİ TEHLİKELİ
Tabi ki buradaki asıl mesele yalnızca kabin görevlilerinin yaşadığı zorluk değil. Uçak içindeki hava kuru, oksijen miktarı düşük, nem seviyesi ise yere göre çok daha az.

Bu şartlarda gazlı içecekler ağızda bir ferahlık hissi verse de, aslında vücudu daha fazla susuz bırakabiliyor.
İçindeki gaz mideye ulaştığında, genleşerek rahatsızlık hissine ve şişkinliğe neden olabiliyor. Bazı yolcular bu yüzden uçuşun ilerleyen saatlerinde mide bulantısı, ağrı ya da baş dönmesi yaşadığını bile fark etmiyor çünkü nedeni genelde içeceğe bağlanmıyor.
Uzmanlara göre uzun uçuşlarda su ya da sade soda gibi seçenekler daha güvenli ve konforlu. Hatta kafeinsiz, şekersiz içeceklerin tercih edilmesi de öneriliyor.
Çünkü gazlı meşrubatlar, kısa süreli bir rahatlama sunsa da, uçuş sonuna doğru yorgunluk hissini artırabiliyor.
Özellikle gece uçuşlarında ya da jet lag riski taşıyan seyahatlerde bu küçük tercih büyük fark yaratabiliyor.
Sıradan görünen bir içecek seçimi, uçuş boyunca hem fiziksel hem de operasyonel açıdan beklenmedik sonuçlara yol açabiliyor.
Salatalık sandığınız kadar masum değil: Yıllardır yanlış tüketiyormuşuzYaşam