Ünlü kadın köşe yazarı kandilden bildirdi

Akşam gazetesi köşe yazarı bugünkü köşesinde Kandil notlarını kaleme aldı.

Google Haberlere Abone ol
Ünlü kadın köşe yazarı kandilden bildirdi

İşte, Tuğçe Tatari'nin bugünkü köşe yazısı:



"Kandil'den bildiriyorum...



Kandil Dağı kimi için kahramanlığın merkezi kimi için ise 'terörist yuvası'... Benim için ise ikisi de değil...

Kandil Dağı'ndan randevu talebime cevap geldiğinde hem heyecanlandım hem de endişelendim.

Telefonun öbür ucundaki ses "Sizi 18 Nisan saat 15.00'te alacağız. Gece bizimle kalacaksınız" demişti. Gece Kandil'de kalmak, koşulların başa çıkabileceğim gibi olup olmadığını bilmemek, kiminle ve nerede, nasıl görüşeceğime dair fikrimin olmaması; bir gazeteci için büyük heyecan ama diğer yandan da tedirgin edici.



DAĞA ÇIKMAK



Erbil'de beni dağa götürmek üzere gelen arabayla buluştuğumda kafamda onlarca soru vardı. Dört saate yakın bir yolda bana eşlik edecek olan, arabayı kullanan Zaza'yla sohbet etmeye başladık. Daha önce Kandil'e giden gazeteci arkadaşları sordu; Serdar Akinan, Ertuğrul Mavioğlu'ndan ve onların Kandil deneyimlerinden söz ettik. "Onları da ben götürmüştüm" dedi.

Yolda peşmergelerin

kontrol noktalarından geçtik. Sarp dağlara, keskin virajları alarak yaklaşırken dağın üzerine kondurulmuş Abdullah Öcalan fotoğrafları ve bayraklar göründü.

Kandil devasa bir yerleşke. Eteklerinde; akademileri, belediye binası, sağlık ocağı, basın büroları, bakkallar ve birçok köyü barındırıyor.

Yerleşkeye giriş yaparken telefonumu kapatıyor ve Zaza'ya teslim ediyorum.



GECE KANDİL'DE UYUMAK



Baharla beraber dağın keskin mizacı yemyeşil, papatyalar, gelinciklerle dolu, doğanın yarattığı bir sanat eserine dönüşmüş. Araba dağlara doğru tırmandıkça atmosferin üzerimde yarattığı büyülü etki tarifsiz.

Kandil eteklerindeki köylerinden birine giriş yapıyoruz. Bizi orada Roj Welat ve Ahmet Deniz karşılıyor.

Bir eve giriyoruz. Dört çocuklu bir aileye misafir olacağım. Sohbet ediyoruz, o esnada televizyon açık, tartışma programlarında PKK'nın geri çekilme süreci konuşuluyor. Geri çekilmesi söz konusu olan insanlarla oturup ekranlarda konuşanların sözleri, tahminleri ve iddialarını dinlemek ilginç bir deneyim oluyor.

Yemeğe geçiyoruz. Yer sofrası donatılmış.

Tahmin edeceğiniz üzere sürekli çay içiliyor. Çay alışkanlığına uzak olan ben ikinci günün sonunda çay bağımlısına dönüşeceğim, belli.

Yemekten sonra erkekler evi kadınlara bırakıyor. Yer yatakları seriliyor. Tuvaletin dışarıda olması ilk başta beni tedirgin ediyor ama kısa sürede koşullara uyum sağlıyorum.

Dağ havası; derin bir uykuyu beraberinde getiriyor...

Sabah 7'de uyandırılıyorum. Kahvaltıya davet ediliyorum. "Hasan Cemal'in anlattığı peynir bu" diyorlar, tadına bakıyorum. Benim için fazla tuzlu. "Van'ın otlu peynirine değişilmez" diyorum.

Neredeyse sofradaki her ürün kendi mamulleri. Adını daha önce hiç duymadığım otları tek tek deniyorum."





Yazının devamı için tıklayınız


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin