RIZA KIRAÇ'IN İLK ROMANI 'CİN TRENİ' ALTIN KİTAPLAR'DA

Yönetmen, yazar Rıza Kıraç'ın ilk romanı "Cin Treni" Altın Kitaplar tarafından yeniden yayımlandı. Recep Usta, kitap hakkında yazdı...

Google Haberlere Abone ol
RIZA KIRAÇ'IN İLK ROMANI 'CİN TRENİ' ALTIN KİTAPLAR'DA

 


Öldürmek Hakkında Küçük Bir Oyun


 


Rıza Kıraç’ın ilk roman Cin Treni, Altın Kitaplar tarafından geçtiğimiz günlerde yeniden yayınlandı.


 


Cin Treni polisiye bir roman, ancak klasik polisiye romanlardan oldukça farklı. Rıza Kıraç Cin Treni’nde, okurun merakını canlı tutmak için adım adım katile giden sıradan bir polisiye kurguyu tercih etmemiş. Bundan farklı olarak, romanın hemen başında tanımaya başladığımız Muharrem’in hayatını değiştiren olayları ve insanları, sınırlı çerçevedeki katil kim oyunundan çok daha geniş bir perspektifte karşımıza çıkarıyor.


 


İzmir’de yaşayan muharrem’in İstanbul’daki bir holdingde yaptığı iş görüşmesiyle yol almaya başlıyor Cin Treni. Muharrem, holdingde üst düzey yönetici pozisyonunda çalışmak üzere işe alınır. Holding patronunun kızı Cécille ile tanışıp tutkulu bir ilişkiye başlar.


 


Şirket yöneticilerinin bir arada bulunduğu bir toplantıda, köşe yazarlığı ve televizyon programcılığı yapan Nahit, cinayet hakkında bir konuşma yapar ve dinleyenleri “cinayet oyunu” oynamaya davet eder. Muharrem’in eski arkadaşı olan Nahit’in önerdiği oyunun tek kuralı birbirlerini öldürmemek ve işlenen cinayeti oyundaki diğer bir kişinin üzerine yıkmaktır.


 


İstanbul’a gelmeden önce nişanlı olduğu Ülkü’yle birlikte gelecek hayalleri kuran Muharrem, holdingde çalışmaya başladıktan sonra bambaşka bir hayata sürüklenir. Kısa sürede sahip olduğu lükslere ve Cécille’e kapılan Muharrem, hayatının bu yeni dönemine alışamadan  karanlık ve tehlikeli bir oyunun içinde bulur kendini. Kimseye güvenemeyeceğinin farkına varan Muharrem, cinayet oyununun parçası olmak istemez, kurtulmaya çalışır ancak cin treni çoktan yol almaya başlamıştır. İlk cinayet işlenir ve Muharrem’in yakın arkadaşı, oyunu başlatan Nahit, cinayet zanlısı olarak aranmaya başlar.


 


Kısa zamanda başka cinayetler de işlenir. Nahit’ten sonra Muharrem de polis tarafından aranlar listesine girer.


 


Muharrem’in nişanlısı Ülkü, babası Tahir Bey’le birlikte İstanbul’a gelip olaylara dahil olurlar.


 


İş adamları, köşe yazarları, siyasi kişilikler ve emniyet mensupları arasındaki karanlık ilişkiler etrafında kurgulanmış olan Cin Treni, sıradan bir polisiye roman değil. Para ve güç peşindeki insanların, toplum içindeki pozisyonu ve itibarı ne olursa olsun, suça yakınlığına işaret eden yazar, gazetelerde ya da kitaplarda yazılı olanın dışında, hayatın çok farklı basit gerçekliğine işaret ediyor. Para ve güç söz konusu olduğunda herkes kendi kurallarıyla oynamak istiyor. Kendince iyi hesapladığı bir kurguda karşısındakini yem olarak kullanan herhangi bir kişi başka birinin oyununda yem olabiliyor. Büyük balığa yem olmadan büyümek, büyüyebilmek… İşte bütün mesele bu…


 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin