"Kürtler, günün birinde 'bağımsız devlet' de isterlerse ne olacak?"

Hasan Cemal, bugünkü köşe yazısında Kürtlerle ilgili politikalara geniş yer verdi.

Google Haberlere Abone ol
"Kürtler, günün birinde 'bağımsız devlet' de isterlerse ne olacak?"

Hasan Cemal'in t24'te yayınlanan köşe yazısı şu şekilde:



"Irak Kürtleri Türkiye'de yıllarca yok sayıldı. Ankara, ‘Kuzey Irak’ Türkiye Kürtlerine emsal olur diye, başını kuma gömdü. Sonunda Türkiye, hayatın gerçeklerinin de zorlamasıyla, Erdoğan döneminde Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi’ni tanıdı, Erbil’de konsolosluğunu açtı.



Kuzey Irak bitti ama şimdi Kuzey Suriye var. Bir zamanlar Kuzey Irak konusunda ne söyleniyorsa, bugün de Ankara’yla sözcüleri yine aynı havada. Ama nasıl Kuzey Irak’la Türkiye arasında Çin Seddi çekemediyseniz, benzer durum Kuzey Suriye için de geçerlidir.



Hayatın bir başka gerçeği, Kürtlerin bağımsız bir devlette toplanma idealidir. Bu ideal, Kürtlerin kafasının arkasında yatar. Bunu engelleyemezsiniz. Hayatın bir gerçeği de; Kürt dilinde eğitimdir. Ama Türkiye'de hâlâ “ana dilde eğitim böler” diye bu temel hakkın inkârı sürüyor.



Demokratik bir Türkiye Kürtlerde bağımsızlık fikrini körüklemez mi? Bu ihtimal de var. Ama ayrılıkçılığı, ‘şiddet’le bağını koparıp demokrasi çatısı altında tutmak daha doğru olmaz mı? Katalanlar, Basklar İskoçlar, İrlandalılar bağımsızlık derken artık şiddete başvuruyorlar mı? Hayır.



Bazı şeyler ancak yaşayarak öğreniliyor. Hayatın gerçekleri kafaya vura vura öğretiyor.



Zaman alıyor, can acıtıyor, faturası yüksek oluyor ama yaşamadan öğrenilmiyor.



Kürt sorunu da bunlardan biri.



Cumhuriyet kurulurken Kürt yok dedik, hepiniz Türksünüz dedik, Kürtçe yok, yalnız Türkçe var dedik.



Olmadı.



İnsanlığı ayaklar altına aldık ama ne Kürtler yok oldu, ne de Kürtçe.



Kürt sorunu böyle doğdu.



29 tane Kürt isyanı böyle çıktı.



Türklüğü Kürtlüğe ne kadar dayattıysak, bunun için Kürtlere karşı ne kadar şiddet uyguladıysak değişen bir şey olmadı.



Şiddet şiddeti getirdi.



PKK sahneye böyle çıktı 1980’lerde..."



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız. 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin