HÜDA PAR parti programında tartışma yaratacak maddeler. İşte HÜDA PAR parti programının tamamı. HÜDA PAR parti programı (64 sayfa)

Türkiye 14 Mayıs'taki seçimler için geri sayıma girerken siyaset dünyasından da ilginç ittifaklar oluşuyor. En dikkat çekici olanı ise Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Hür Dava Partisi'nin (HÜDA PAR) AK Parti ile ittifak görüşmelerine başlaması... Görüşmeler başladıktan sonra HÜDA PAR'ın parti programındaki tartışmalı maddeler de gündeme geldi. İşte HÜDA PAR'ın 64 sayfalık parti programından dikkat çeken ifadeler...

Google Haberlere Abone ol
HÜDA PAR parti programında tartışma yaratacak maddeler. İşte HÜDA PAR parti programının tamamı. HÜDA PAR parti programı (64 sayfa)

HÜDA PAR lideri Zekeriya Yapıcıoğlu bugün AK Partili yetkililerle bir araya geldi ve çıkışta da bir açıklama yapıp, ittifak için görüşmelerin süreceğini açıkladılar.

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) 14 Mayıs’ta yapılması planlanan genel seçimlerde Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini daha önce açıklamıştı. Şimdi Cumhur İttifakı içerisindeki yer alıp almayacağı görüşmeleri sürerken, Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen HÜDA PAR'ın parti programı da merak ediliyor.

İşte web sayfalarındaki 64 sayfalık HÜDA PAR parti programının çok tartışılan ve sosyal medyada da dile getirilen o maddeleri....

HÜDA PAR PARTİ PROGRAMINDE NE VAR?

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların rahatça ibadetlerini yapabilmeleri için uygun ortam oluşturulmalı, çalışanlar inançlarına uygun kıyafetle mesleklerini icra edebilmelidirler.

Anadilde eğitim herkes için tabii, insani bir haktır. Çocukları bilmedikleri bir dilde eğitmek eğitimde fırsat eşitliğine de aykırıdır.

İmam nikahı suç olmaktan çıkarılsın

Toplumda yerleşik olan ve ayrıca toplumun inancı ile de esastan ilişkili olup dini bağlayıcılığı olan imam nikâhı suç olmaktan çıkarılmalı, bu nikâh şekline resmi statü kazandırılmalıdır.

Seküler bakış açısına göre: “Yapılan iş veya hareketin hukuken doğru olması yeterlidir; ahlaken yanlış veya din tarafından haram kılınmış olmasının bir önemi yoktur.” Zinanın; toplumumuzun kahir ekseriyeti tarafından haram ve büyük bir ahlaksızlık olarak kabul edildiği, toplumu ifsad ederek ahlakını bozduğu, neslin karışmasına sebebiyet verdiği, huzur ve barış ortamını bozduğu kesin bir gerçektir. Bu nedenle toplumun ve neslin selameti için seküler anlayışın dayatmalarının sonucu suç olmaktan çıkarılan zina, yeniden suç olarak tanımlanmalıdır. Çünkü zinanın yasaklanması kişinin nesil emniyetini korumaya yönelik bir insan hakkıdır. Diğer taraftan nesli ifsat ettiği için tüm insanlığı tehdit eden cinsel sapıklıkların yasaklanması ve suç kapsamına alınması da bütün toplumu ilgilendiren bir insan hakkı olarak bu kapsamdadır.

Eğitim ve Sağlıkta sadece kadınlar çalışmalıdır

Kadınların çalışma şartları cinsiyetlerinin gereklerine uygun hale getirilmelidir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kadınlara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınlar istihdam edilmelidir.

Seçme hakkı 15 yaş

On beş yaşını ikmâl etmiş ve akıl sağlığı yerinde olan her vatandaş, seçme hakkına sahip olmalıdır. Yaş ve akıl sağlığı dışındaki sınırlandırmaların tamamı kaldırılmalıdır. Hükümlülere,
er ve erbaşlara seçme hakkı tanınmalıdır. Seçilme yaşı on sekize indirilmelidir.

Kürt isyanları... Özür dilenmeli ve tazminat verilmeli

Cumhuriyet ideolojisi, temel olarak iki ilke üzerine kurulmuştur. Bunlardan biri laiklik, diğeri de Türklüktür. Laiklik ile bağlantılı uygulama ve inkılâplar yüzünden Kürtler, batıdaki Müslüman
Türk kardeşleri ile beraber büyük eziyet ve sıkıntılar çekmişlerdir. Ancak onların çektiği sıkıntılar bununla sınırlı değildir. Bunun dışında Kürt oldukları için Türklük/Türkleştirme
politikalarının sonucu olarak büyük sıkıntılar yaşamışlardır. Bu şekilde hem laiklik hem de Türklük dayatmalarına tepki olarak vuku bulan Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı Ayaklanmaları büyük bir şiddetle ve katliamlarla bastırılmış, bunlar ve Zilan’daki katliamlarla beraber yüz binlercesi öldürülmüş, yaralanmış ve çok daha fazlası da aç ve çıplak bir halde batıya sürgün edilmişlerdir. Bu dönemde yapılan zulüm ve vahşet akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Normalleşmenin gerçekleşmesi ve toplumsal barışın tesisi için; Öncelikle bugüne kadar yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mağdurlara tazminat ödenmelidir.

Kürtçe ikinci resmi dil

Kürtçe, Türkçe ile beraber ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır. Yeterli talep olması halinde anadili farklı olan diğer vatandaşların da kendi dillerinde eğitim alabilmelerinin önü açılmalıdır.

Andımız kaldırılmalı

İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, "Bir Türk dünyaya bedeldir." şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir. Zulüm ve ayrımcılık uygulamış olan tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimleri
derhal değiştirilmelidir.

Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza mezar yerleri açılsın

Başta Şeyh Said olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir. Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanmalı, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler derhal açılmalıdır.

Medreseler açılmalı resmi statü verilmeli

Medreseler iyileştirilmeli, asli fonksiyonlarına kavuşturulmalı ve medreselerde verilen icazetlere resmi statü tanınmalıdır.

Yerel yönetimler üzerindeki vesayet kaldırımalı

Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti kaldırılmalı, bunun yerine karşılıklı işbirliği sağlanarak, yerel yönetimlerin iç denetim mekanizmaları etkin hale getirilmelidir. Yine merkezi idarenin belediyeler üzerindeki denetimi; belediyelerin özerkliğine zarar vermeyecek düzeyde, orantılı, sadece anayasa ve yasalara uygunluk denetiminden ibaret olmalı, yerindelik denetimi olmamalıdır. Merkezi yönetim hiçbir şekilde geçici dahi olsa seçilmiş bir yöneticinin görevine son verememeli ve onu görevden uzaklaştıramamalıdır. Yine yerel meclisler (belediye meclisi, il genel meclisi) tarafından alınan kararların merkezi yönetimin onamasına tabi olması uygulaması sonlandırılmalıdır.

Kur’an-ı Kerim, Arapça, hadis, ilmihal dersleri birinci sınıflardan itibaren okutulsun

Eğitim sisteminin, bugünün ve yarının anlaşılması için İslamî değerleri ve Müslümanların kabul görmüş tarihi tecrübeleri doğrultusunda düzenlenmesi, sadece bilgi devreden ezberci değil, insan yetiştiren, talim eden, terbiye eden bir anlayışla ele alınması gerekliliği üzerinde durulmalıdır.

Kur’an-ı Kerim, Arapça, hadis, ilmihal ve siyer dersleri ilköğretim birinci sınıftan itibaren ders olarak okutulmalıdır. Bu konuda ehil kurum ve kuruluşların desteklerinden istifade edilmelidir. Bu alanda çalışma yapan sivil kuruluşların önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Camiler eğitim fonksiyonun içerisinde olsun

Camilerin eğitimdeki fonksiyonundan azami derecede istifade edilmelidir. Özel eğitim ve öğretim kurumlarının açılması serbest olmalıdır.

Karma eğitimden vazgeçilsin

Medeniyetimizin gelişmesinde medreselerin rolü çok büyüktür. Bu sebeple eski medreselerimiz restore edilip onarılmalı, medrese eğitiminde geçen süre zorunlu eğitim süresinden sayılmalıdır. Buralardan mezun olan öğrencilere belli sınavlardan geçtikten
sonra denklik diploması verilmelidir.

Din ve edebiyat alanında şaheserler bırakmış olan âlimlerimizin hayatlarına ve eserlerine ders kitaplarında yer verilmelidir. Devleti oluşturan halkların dilleri resmi olarak tanınmalıdır. Herkesin kendi ana diliyle eğitim yapması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli, isteyen aileler çocuklarını yüksek öğrenim dâhil eğitimin her kademesinde erkek veya kız okullarında okutabilmelidir.

YÖK kaldırılmalı, evli yurtları oluşturulmalı

Yükseköğretim öğrencilerinin ihtiyaçları dikkate alınarak yeteri kadar kız-erkek ve evli yurtları oluşturulmalıdır. YÖK kaldırılarak üniversiteler, akademik, idari ve mali yönden özerk bir yapıya kavuşturulmalı, yükseköğretim kurumları arasında koordinasyonu sağlayan yatay bir organizasyon oluşturulmalıdır.

Evlilik dışı ilişkilere yasak

Evlilik ve aile kurumunun her yönü ile teşvik edilmesi ve desteklenmesi gereklidir. Aile yapısının korunması aslında toplumun ve geleceğimizin korunmasıdır. Devlet aile kurumunu koruyan tedbirler almalıdır. Gayr-ı meşru yollardan meydana gelmiş nesil, toplum için felakettir. Örfümüze, değerlerimize ve kültürümüze uymayan batı tipi yaşam tarzının ürünü olan evlilik dışı ilişkiler, nesil emniyetini tehdit eden davranışlardır. Nesebi belli olmayan, anne-baba şefkatinden yoksun, dağılmış aile yapılarında büyüyen çocuklar, devlet için de toplum için de sorun olacaktır. Merhametten, şefkatten yoksun bencil ve ferdiyetçi bir toplumun ortaya çıkmasına sebep olan evlilik dışı ilişkilerin önüne geçilmelidir. Sorun yaşayıp boşanma seviyesine gelmiş eşler arasında sulhu sağlamak için arabuluculuk yapacak sivil toplum kuruluşlarına veya şahıslara imkân verilmelidir. Bu girişimler devletçe teşvik edilerek boşanma oranı düşürülmeli, toplumun aile yapısı korunmalıdır.

Kadınların fıtratına uygun işler

Kadınlarla ilgili düzenlemeler yapılırken inanç ve toplumsal değerler göz önünde tutulmalıdır. Kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir.

Genelevler kapatılmalı

Genelevler kapatılmalı ve fuhşu önleyecek önlemler hızla alınmalıdır. Bayanların okur-yazarlık oranı ve eğitim düzeyi arttırılmalı, bunun önündeki engeller kaldırılmalıdır. Okur-yazarlık oranının düşük olmasının en büyük sebebi olan başörtüsü ve tesettür serbest bırakılarak eğitim ve öğretim seviyesinin arttırılması sağlanmalıdır.

Turizm geliri uğruna fuhuşa izin verilmesin!

Suudi Arabistan’ın kota uygulamasından dolayı hac farizalarını yerine getirmek isteyen Müslümanların çoğu senelerce beklemektedir. Ülkemize verilen kotanın arttırılması ve hacılarımıza her türlü kolaylığın sağlanması için Suudi Hükümeti ile en üst düzeyde görüşmeler yapılarak bu kotanın arttırılması sağlanmalıdır. Turizm geliri uğruna ahlaksızlığın yaygınlaşmasına ve fuhşa izin verilmemeli, toplumun genel ahlakının korunması için gerekli
tedbirler alınmalıdır. Daha çok inanç turizmine yatırım yapılmalıdır.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin