Sıklıkla haber bültenlerinde rastladığımız bir formattır. Muhabir gündemin en sıcak veya en polemik yaratan konusunu seçer, sokağa çıkar, önüne gelen vatandaşlara sorar ve türlü cevaplar alır. Bunlar montajlanır ve bültenle beraber servis edilir. Genelde verilen cevaplar o kadar absürd olur ki ertesi gün o haber Youtube’a düşer. Biz de güler “Bu insanlar nerede yaşıyor” sorusunun cevabını ararız. Habertürk Gazetesi’nin yazarlarından Pakize Suda bir süredir “Türkiye Konuşuyor” adlı programında Türkiye’yi il il dolaşıyor ve halka sorular soruyor. Bazen Ortadoğu ülkelerinin sayılmasını istiyor, bazen mevsimlerin nasıl oluştuğunun peşine düşüyor. Suda, seyirciye saç baş yoldurtabilecek bir programın nasıl bu kadar çok izlendiğinin sırlarını anlatıyor.
Türkiye konuşuyor mu hakikaten, yoksa konuşuyor gibi mi
yapıyor?
Konuşuyor tabii, kadın da konuşuyor erkek de,
ama pek soru sormuyor. Samimiyseniz konuşuyor. Hâlâ “Beyim bilir”
diyen kadınlar da var, kocanın sustuğu kadının konuştuğu da var.
Bazı yerlerde “Anama sorun”cular da var.
Seyrederken aklımı kaybedecek gibi oluyorum. Sükûnetinizi
nasıl koruyorsunuz?
Hiç kızmıyorum, zaten kızma hakkım
da yok. Kimseyi aşağılamıyorum, herkesin cehaletinin başladığı bir
nokta var. Herkesin ilkokulda aldığı bir bilgi var, unutmuş
olabilirsin hele de ezberle geldiysen... Kaldı ki sokakta yürürken
karşılarında bir kadın görüyorlar, elinde bir mikrofon ve soru
soruyor. Kim olursa olsun insan bildiğini unutur, iki saniye sonra
doğrusunu hatırlayabilir. Bazen “Biz buralı değiliz” cevabını
alıyorum, onlar komik oluyor ama ben dalga geçmiyorum. Herkes her
şeyi bilecek diye bir kural yok. Bu programın çok sevilmesinin
sebebi şu: İnsanları seviyorum ve samimi davranıyorum.
Soruları kim hazırlıyor?
Ben hazırlıyorum.
Soruları hep gündemden seçmek gibi bir kural yok. Yakın çevreme
sorup deniyorum, sonra karar veriyorum. Özellikle sorunun cevabı
bilinmesin diye bir derdim asla yok.
Peki bu kadar her şeyden bihaber olmayı nasıl
açıklıyorsunuz?
İnsanımız geçim derdine düşmüş.
Arkadaşının gazetesini okuyup gündemi takip eden de var,
üniversitelilerden çok bilen de, hiçbir şey bilmeyen de... Ama
neredeyse gazete okumuyor, haberleri seyretmiyorlar. Biz diziciyiz
haberci değil. Hürrem’i sor hemen biliyorlar. Bir de gençlerin
gündemle ilgilenmediklerini hissediyorum, biraz daha takip
etmelerini isterim. Program bir araştırma gibi aslında, biliyorsun
seçimler için de dolaştım, gözlem yaptım ve ne yazdıysam o
çıktı.
Sizin bilmedikleriniz neler?
Bu program
sayesinde ben de çok şey öğrendim, ben de bilmiş gibi gitmiyorum
yanlarına. Bu program bir işe yaramıştır, bilmediklerimizi
öğreniyoruz.
Türk insanı en çok hangi konuya
hâkim?
Siyaseti çok seviyor. “Siyaset sor, siyaset”
diyorlar. Daha “siya” derken herkesin anlatacağı bir şey var.
Gezerken gördüğünüz Türkiye ne durumda? Morali
nasıl?
Bir kere, hayvancılıkla uğraşana soruyorsun
“Hayvancılık bitti” diyor, arkasında 200 koyun. Çiftçiye soruyorsun
“Tarım bitti” diyor, arkası tarla, ne ektiyse biçmiş. Ağızlarına
bunu pelesenk etmişler. O da olmuyor, bu da olmuyor diyenler var,
bazıları da çok memnun hayatından. Ama alışmışız şikâyet etmeye!
Beni sorarsan, hiç karamsar değilim. İyi şeyler oluyor, daha da
güzel şeyler olacak. Onu tutmakla, bunu tutmakla alakası yok,
herkes şapkasını önüne koysun düşünsün, hep muhalefet hep muhalefet
hoş değil.
(Habertürk)