Gazeteci Ertuğrul Özkök yazdı: Depremdeki 48 saatlik gecikmeyi AFAD'daki görüşme mi çözecek?

Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler 10 şehrimizi birden etkiledi. Depremzedeler ve vatandaş enkaz alında kaldığında beklenen tek şey yardım oldu. AFAD ekiplerinin bölgeye yetişmesi ile ilgili tartışmalar gündemdeyken bu konuyu Gazeteci Ertuğrul Özkök "Depremdeki 48 saatlik gecikmeyi AFAD'daki görüşme mi çözecek" yazısıyla değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol
Gazeteci Ertuğrul Özkök yazdı: Depremdeki 48 saatlik gecikmeyi AFAD'daki görüşme mi çözecek?

Kahramanamraş merkezli art arda yaşanan depremlerde on binlerce insanımız hayatınıkaybetti. Şehirler ve tarihleri resmen yok oldu. 10 ilimizdeki deprem felaketinde AFAD ve kurtarma ekiplerinin çalışma prensibi de tartışmalara konu oldu. Gazeteci Ertuğrul Özkök bu konuyla ilgili değerlendirmelerini konu aldığı bir yazı yazdı.

Özkök'ün yazısı şöyle:

"1 SAAT 50 DAKİKA: DEPREMDEKİ 48 SAATLİK GECİKMEYİ AFAD’DAKİ GÖRÜŞME Mİ ÇÖZECEK

Deprem uzmanı değilim.

İyi bir siyasi analizci ise hiç değilim.

Her konuda saatlerce konuşabilecek “Yetenekli Bay Konuşan Kafa” da asla olamam.

Ama Allah vergisi bir kabiliyetim var.

Ufukta kalkan bir sosyal veya siyasal dalga, hele hele tsunami varsa, bazı hayvanlar gibi önden seziyorum.

İşte bu sezimle size şunu söyleyebilirim.

İktidar bu seçimi kazanamazsa, ertesi gün bu ülkede tarihimizde ender gördüğümüz bir “48 Saat hesaplaşmasına” tanık olabiliriz.

Konuyu da tahmin ettiniz…

“Türk Silahlı Kuvvetleri neden 48 saat gecikmeyle sahaya indi…”

Her ne kadar iktidarın bazı yazarları “Hayır gecikme olmadı, asker erkenden sahaya indi” diye yazıyorlarsa da…

Ülkeden herkesin çok iyi bildiği ve kamuoyu çoğunluğunun satın aldığı bir “Sır” var.

Ordu sahaya geç indi, ya da “İndirildi…”

Sırada bir gözlemci bile bu konuda iktidar  içinde şimdiden başlayan büyük bir kavganın sinyallerini görebilir.

Taraf olmayacağım.

Sadece bu iç savaşın gazeteci olarak görebildiğim bazı “An’larını” alt alta yazacağım.

Karar sizin.

10.02.2023… DEPREMİN 5’NCİ GÜNÜ İLK İŞARET CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN GELİYOR: GECİKTİK

Bu gizli savaşın ilk işareti depremin beşinci gününde eliyor.

Erdoğan son derece gerçekçi bir değerlendirme yapıyor ve şunu söylüyor:

“Müdaheleleri istediğimiz hıza ulaştıramadık.”

Ancak bunun sorumluluğunu herhangi bir yetkiliye yükleyecek en küçük imada bulunmuyor.

Depremin yaygınlığına ve hava şartlarına bağlıyor.

Ancak “Geciktik” tesbiti daha o andan itibaren siyasi lügata giriyor.

14.02.2023 DEPREMİN 9’NCU  GÜNÜ İKİNCİ SİNYAL 300 BİN İZLEYİCİSİ OLAN BİR YOUTUBER’DAN GELİYOR

Siyaset katı ve acımasızdır ve onun lügatında en gerçekçi gerekçe bile başkalarının gözünde bir “Bahane” haline getirilir.

Bunu en iyi bilecek iki kişiden biri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur.

Nitekim ilk somut işareti Memduh Bayraktaroğlu’nun Youtebe yayınında geldi.

Bayraktaroğlu, “Ben haberci değilim. Sadece gördüğüm duyduğumu aktarıyorum” diyerek ilk füzeyi fırlattı.

Buna göre deprem sabahı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu haberi alır almaz, Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u aramış ve gerekli bütün hazırlıklar yapılmış, hatta Ordu sahayla inmeye bile başlamıştı.

Ancak daha sonra ordu sahadan çekilmişti.

Tabii bu senaryoda gözler Cumhurbaşkanı'na çevrilmişti.

Aynı anda şu soru ortaya atılıyordu.

“Bu haberin kaynağı kimdi?”

Gözler İçişleri Bakanı Soylu’nun çevresine çevrilmişti.

17.02.2023 DEPREMİN 12’NCİ GÜNÜ GÖZLERİN ÇEVRİLDİĞİ İLK KİŞİ AHMET HAKAN’IN PROGRAMINA ÇIKIYOR AMA

Gözler İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun üzerindeyken ondan ilk ses 6 gün sonra geliyor.

Soylu kendince en etkili kanaldan devreye giriyor.

17 Şubat gecesi saat 20.00’de Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölgesi’ne” çıkıyor.

Önce, “O sabah saat 08.15’de deprem bölgesine indik. 9.15’de Gaziantep’teydik” diyor.

Soylu deprem gecesi yaşadıklarını, başına gelenleri tek tek anlatıyor.

97 bin deprem tatbikatı yaptık. 620 bin AFAD gönüllüsü yetiştirdik” diyor.

Soylu her şeyi anlatıyor ama 6 gün önce Bayraktaroğlu’nun sitesinde “Ordunun neden sahaya inmediği” konusundaki  söylentilere girmiyor.

 Sadece “Jandarma ve Polis koordineli çalıştı” demekle yetiniyor.

“Biz hazırdık” diyor ama o sabahın “48 saat gecikme” konusunda bir şey söylemiyor.

20.02.2023 DEPREMİN 20’NCİ GÜNÜ ÜÇÜNCÜ SİNYAL GÖZLERİN ÇEVRİLDİĞİ YETKİLİ İKİNCİ BAKANDAN GELİYOR

Bu yazılardan sonra en önemli ikinci sinyal Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan geldi.

Akar, yanına komutaları da alarak yaptığı açıklamada askerin geç çıktığı söylentilerinin doğru olmadığını açıkladı.

Ayrıca dakika dakika bir kronoloji verdi.

“Saat 04.50’de İkinci Ordu Komutanımız görevinin başındaydı ve birliklerinden rapor almaya başlamıştı.

Saat 05.55 de afet koordinasyon kurulu kuruldu.

Saat 07.00 iki askeri nakliye uçağı pist başındaydı.”

Akar bu arada önemli bir ayrıntı verdi.

“Saat 05.10’da Cumhurbaşkanını arayarak bilgi verdim ve onayını aldım. 

20.02.2023 DEPREMİN AYNI GÜN DÖRDÜNCÜ SİNYAL: ‘AKAR’IN  SÖYLEYEMEDİĞİNİ SÖYLEYEN’ ‘YETKİN’ BİR GAZETECİDEN GELİYOR

Hulusi Akar’ın açıklamaları bütün medyanın gündemine giriyor.

Ancak öğleden sonra ilginç bir soru, özellikle internet sitelerinin ve sosyal medyanın gündemine düşüyor.

Ankara’da askeri çevrelerden iyi haber alan ve “Yetkin Rapor” adlı bir bir “Newsletter”  yayınlayan Murat Yetkin, basın toplantısından hemen sonra, şu soruyu saatli bomba gibi kulislerin içine bırakıyordu:

“Akar, Erdoğan’dan her il ve ilçedeki askeri birliklerle anında müdahele için izin istedi ama AFAD’ın devreye girmesi için bekleme emri mi aldı?”

Arkasından da şu cümleyi yazıyordu:

“Akar’ın belki de söylemek istediği ama tam olarak söyleyemediği budur…”

Veya Akar’a yakın çevreler, bakanın basın toplantısında söyleyemediği bir şeyi soru formatında bazı gazetecilere mi fısıldıyordu?

Cevabı ne olursa olsun,  gazeteciler üzerinden çok çarpıcı ve adı konmamış bir savaş patlıyor izlenimi doğuyordu.

21.02.2023 DEPREMİN 22’NCİ GÜNÜ SAVAŞ PATLAYINCA İKTİDARA YAKIN KÖŞELERDEN

ETKİSİZ VE CILIZ TOP ATIŞLARI GELMEYE BAŞLIYOR

 Savaşın bu noktasına kadar Cumhurbaşkanı tarafından gelen tek işaret, depremin üçüncü gününde sahada yaptığı bir konuşmada, “Askerin geciktiğini söyleyenler şerefsizdir” cümlesi oluyor.

Bu işareti alan iktidara yakın bazı köşeyazarları devreye girmeye başlıyor.

Ancak onların top atışları ötekilerin yanında çok cılız kalıyor.

 24.02.2023 DEPREMİN 26’NCI GÜNÜ BEŞİNCİ SİNYAL: KARŞI TARAFTAN İLK AĞIR 

SALVO YİNE BİR GAZETECİDEN GELİYOR

Patlayan savaşın o ana kadarki ana tezi şuydu:

“O sabah Ordu ve Polis hazırdı. Ancak o sabah birileri, önce AFAD devreye girsin”  istemişti…

Ortadaki açık soru buydu ama arkadaki asıl soru şuydu:
“Önce AFAD devreye girsin” emrini kim vermişti?

O ana kadar yapılan açıklamalarda bu isteğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldiği ima ediliyordu.

Ancak dün  sabah, yani Depremin 26’ncı günü  T24’de, istihbarat ve Polis kaynakları güçlü bir yazar olan Tolga Şardan’ın yazdığı yazı okların istikametini bir anda değiştirdi.

24.02.2023 AYNI YAZI İKTİDARA YAKIN GAZETECİLER O SABAH NE OLDU ÇOK İYİ BİLİYOR AMA YAZAMIYORLAR

Şardan şu soruyla başlıyordu:

“Depremin ilk saatlerinde neler oldu?”

Arkasından da şunu söylüyordu:

“İktidar cephesini takip eden gazeteciler gelişmeleri çok daha yakından biliyorlarsa da kaleme almakta çekingen davranıyorlar.”

AYNI YAZI DEVAM EDİYOR CUMHURBAŞKANI TALİMATI AFAD MERKEZİNDE İKİ BAKANA İLETİLDİ

Şardan yazının bu noktasından itibaren düne kadar bilmediğimiz bazı ayrıntılar anlatıyor:

(*) YENİ AYRINTI 1: “ O sabah Cumhurbaşkanı Erdoğan yardımcısı Fuat Oktay ile görüşerek şunu söyledi:

‘AFAD bunu tek başına götüremez o nedenle asker görev başına geçsin.”

(*) YENİ AYRINTI 2: Oktay bunun üzerine Ankara’daki AFAD merkezinde Savunma Bakanı Akar ve İçişleri Bakanı Soylu ile görüşerek, Cumhurbaşkanının bu talimatını iletti.”

(*) YENİ AYRINTI 3: “Ancak İçişleri Bakanı Soylu ‘Askeri niye karıştırıyorsunuz, AFAD bana bağlı’ diyerek bunu red etti…”

Şardan bu bilgileri AKP kulislerinden aldığını belirtiyor.

DÜN İTİBARİYLE: ASKERİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ÇEKTİRDİ TEZİ TERSİNE DÖNDÜ

 Böylece 11 Şubat günü “Asker çıktı ama Cumhurbaşkanı geri çekti” tezi, “Hayır Cumhurbaşkanı askeri sokun dedi ama Soylu red etti” tezine döndü.

Bugün itibariyle anlaşılmıştı ki, “Askerin devreye girmesindeki gecikme konusu  birilerinin üzerine fatura edilecekti.

Peki hangisine inanacağız?

Şimdilik bu konuya girmek istemiyorum.

Ama bütün bu olup bitenlere dışardan bakan bir gazeteci olarak bazı gözlemlerim var.

AFAD MERKEZİNDEKİ AÇIKLANAMAYAN GÖRÜŞMENİN 1 SAAT 50 DAKİKALIK SIRRI  

Bu yeni bilgiler doğruysa;

Geriye dönüp o sabahın dakika dakika kronolojisine baktığımda  önüme çıkan tablo şu oluyor:

(*) DEPREMDEN 53 DAKİKA SONRA Savunma Bakanı Akar, sabah saat 05.10’da, yani depremden 53 dakika sonra,  Cumhurbaşkanına haber verdiklerini söylüyor.

(*) O KONUŞMADAN SONRA Cumhurbaşkanı bunun üzerine yardımcısı Fuat Oktay’la konuşuyor.
O da Ankara’daki AFAD merkezinde Akar ve Soylu ile buluşuyor.

(*) SAAT 08.15’DE SOYLU NEREDE Ancak Soylu, Ahmet Hakan’ın programında “O sabah saat 08.15’de Gaziantep Havaalanına indik” diyor.

Bunun için en geç saat 07’de Ankara’dan uçağa binmesi gerekiyor.

(*) AFAD MERKEZİ- HAVAALANI KAÇ DAKİKA Bu durumda, 05.10 ile uçağa binmesi gereken 07.00 arasında sadece 1 saat 50 dakika zaman var.

AFAD Başkanlığı Ankara’nın Çankaya bölgesinde.

Ankara İl Müdürlüğü Yenimahalle’de.

O zaman şu sorunun cevabını bilmek gerekiyor:  Oradaki görüşme kaçta ve nerede yapıldı, ne kadar sürdü?

(*) ÖNEMLİ SORU: AFAD Merkezinde o sabah böyle bir üçlü toplantı yapıldı mı? Yoksa Memduh Bayraktaroğlu’nun anlattığındaki gibi görüşmeler telefonla mı yapıldı?

Çünkü  bakanların verdiği kronolojik rakamlar pek tutarlı değil.

(*) DAHA DA ÖNEMLİ SORU: İçişleri Bakanı Soylu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatına direnme gücü var mı?

MECLİS’TE BİR KOMİSYON KURULURSA BUNLARIN CEVABINI ÖĞRENEBİLECEĞİZ 

Bence o sabahın güvenilir ve sağlıklı bir kronolojisinin çıkarılmasında yarar var.

Tahmin ediyorum depremin yaraları biraz sarılmaya başladıktan sonra bütün bunları daha sağlıklı konuşabileceğimiz bir zemin oluşacaktır.

Hele hele bu konuda bir Meclis Komisyonu oluşturulursa bunları çok ayrıntılı öğrenebileceğiz.

Çünkü bu 48 saatlik gecikme konusu Türk siyasetinde epey konuşulacak gibi duruyor…"

 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin