Erdoğan'dan İYİ Partili Lütfü Türkkan'a çok sert sözler, Meral Akşener'e flaş çağrı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen kritik kabine toplantısı sona erdi. İYİ Partili Lütfü Türkkan'a sert tepki gösteren Erdoğan, "Milletvekilliğinin sonlandırılması dahil, en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkanları kullanacağız" dedi.

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan'dan İYİ Partili Lütfü Türkkan'a çok sert sözler, Meral Akşener'e flaş çağrı

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından kameralar karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Bingöl'de şehit kardeşine küfür eden partisi tarafından Grup Başkanvekilliği'nden alınan Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'a çok sert çıktı.

Erdoğan Türkkan için, " Partinin grup başkanvekilliğinden veya genel başkan yardımcılığından ayrılması bu iş için bir çıkış yolu değildir. Bu siyasetçi müsveddesinin 'milletvekili' sıfatına ve o kutlu çatının altında bir dakika bile durmaya hakkı yoktur. Bu şahsın milletvekilliğinin sonlandırılması dahil, en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkanları kullanacağız" dedi.

Erdoğan, Meral Akşener, "İYİ Parti'nin başındaki hanımefendi şehitlere, şehit yakınlarına değer vermiyorsa hiç değilse kendi cinsiyetinden birisine hakaret eden bu kişiye tepki göstermelidir" diye seslendi.

 Meclis'te tezkereye 'hayır' diyen CHP için Erdoğan, "Bu tezkereye karşı çıkmak, bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesindeki unsurlarına can simidi atmak demektir. Irak ve Suriye tezkerelerine hayır demelerini yalan ve iftiralarla savunanların 'Kandil'i yakıp yıkmak'tan söz etmeleri omurgasızlık örneğidir." ifadelerini kullandı.

 Erdoğan şu açıklamaları yaptı:

Terörden darbeye kadar sinsi oyunun, kirli tuzağın bu gücü kırmasına müsaade etmesek Allah'ın izniyle önümüzdeki süreçte aynı başarıyı göstereceğiz. Türkiye'yi müstemlekelerinden biri sananların ve onların değirmenine su taşıyanların heveslerini kursaklarında bırakmak boynumuzun borcudur.

15 Temmuz destanı ile darbeler devrini kapatan Türkiye'nin önünü kesmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. 19 yılda ülkemizi bugünkü seviyesine nasıl getirdiysek inşallah 2023 vizyonuna ulaşmayı rabbim bize nasip edecektir. Cumhur İttifakı olarak gece gündüz çalışıp, mücadele veriyoruz.

Bu ülkenin ikinci büyük partisi taşıyan siyasi teşekkülün milli güvenliğimize, çıkarlarımıza yönelik ciddi tehdit haline dönüşen tutarsızlıklarından endişe duyuyoruz. TSK'nın Suriye ve Irak'taki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekatlarına imkan veren tartışmalar bu endişelerimizi daha da arttırmıştır.

Türkiye'nin sınır ötesi harekatları siyaset üstü bir konudur. Geçmişte defalarca evet dedikleri konuya yabancı asker gibi cahillikleri bir yerlerden cesaret aldığı anlaşılmaktadır. Bu tezkereye karşı çıkmak, TSK'nın ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesi unsurlarına can simidi atmak demektir.

Bu tezkereye karşı çıkmak bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının emrine girmek demektir. İlk günden beri mecliste tezkerelere en şiddetli karşı çıkan, terör örgütünün şamar oğlanlığından bir değer taşımayan bu kesimdir. Türkiye'nin ikinci partisinin bu örgütün kuklası olarak görmekten gerçekten üzüntü duyuyoruz.

Meclis'e Irak ve Suriye tezkerelerine hayır demelerini, yalan ve iftiralarla bezeli nutuklarla savunanların Yozgat'a gidince Kandil'i yakıp yıkmaktan söz etmek de bir başka omurgasızlık örneğidir. Nerede nasıl konuşacaklarını da iyi biliyorlar. Kamu görevlilerini tehdit etmeyi alışkanlık haline getiren kendi partilerindeki hırsızlık, tecavüzü örtmek isteyen zehirli üslubu tehlikeli buluyoruz.

Büyükelçilere verilen tepkiye deste olmayan, daha vahimi Kanal İstanbul'u yabancı elçilere şikayet edecek kadar şuur kaybı yaşayanlar milletimiz asla emaneti vermez.

LÜTFÜ TÜRKKAN'A KÜFÜR TEPKİSİ

Milletimiz değerlerimize hakaret etmekten başka vasıfları olmayan, her kritik durumda ülkesinin hasımlarının yanında saf tutan bu siyaset bezirganlarının gerçek yüzünü gayet iyi biliyor. Türkiye geçmişte nasıl tek parti faşizmini yendi, iç ve dış vesayetin üstesinden geldiyse inşallah bu çarpık zihniyeti tarihin tozlu raflarına kaldıracaktır.

Bir siyasi partinin en üst düzey yöneticisi tarafından Bingöl'de şehit yakınına yapılan edepsizliği aynı alçak zihniyetin farklı bir tezahürü olarak kabul ediyoruz.

Neresinden tutsanız rezillik, neresinden tutsanız terbiyesizlik, saygısızlık, neresinden tutsanız alçaklık olan bir skandalla karşı karşıyayız. Kardeşinin gencecik bedeni PKK örgütü tarafından paramparça edilen bir şehidin yakını onun namusuna, bacısına en ağır hakaretleri küfürleri yaparak bastırmaya çalışmak insanlığa sığmaz.

Üstelik bu kişi ve avanesi önce yapılan rezilliği inkar etmeye, hatta şehit yakınını suçlamaya çalıştılar sonra her şey belgesiyle ortaya konunca kabul etmek zorunda kaldılar. İnsanlıktan da nasibini almamış bu siyasetçi müsveddesinin milletvekili sıfatının da o kutlu çatı altında bir dakika bile durmaya hakkı yoktur.

'BU ZAT, PARTİSİNDEN İHRAÇ EDİLMELİ'

Partinin grup başkan vekilliğinden, genel başkan yardımcılığından ayrılması bir çıkış yolu değildir. Bu kişinin parlamento çatısının altında yerinin olmaması lazım. Başında bir bayan genel başkanın olduğu bu partide bir şehidimizin bacısına küfredilmesi karşısında genel başkan bayanın buna tahammül etmemesi ve kesinlikle bu zatı partisinden ihraç etmesi gerekir.

Duruş bu olması gerekir. Ama ne yazık ki, neymiş başkan yardımcılığından ihraç etmişler. Kimi aldatıyorsunuz yahu, kimi kandırıyorsunuz, al birini vur ötekine. Bir kamu bankası olan Ziraat Bankası'na 36 milyon dolar şu anda borcu olan ve henüz bu borcu temizleyeyemiş olan bu kişi aynı zamanda Kocaeli'nde devlete ait arazileri işgal etmiş ve bu işgal sebebiyle orada ciddi sıkıntılar yaşanmşıtır.

Bizim kültürümüzde, inancımızda her birimizin annesi, kızı, eşi dokunulmazlığa sahiptir. Bu partinin başındaki hanımefendi şehitlik makamına, milli ve manevi değerlerimize kıymet vermiyorsa hiç değilse kendi cinsiyetinden birisine yönelik bu hakarate tepki göstermelidir.

Ey kadın STK'lar, siz ne iş yapıyorsunuz? İlla sizin örgütünüze ait bir bayana, bir kadına küfredilirse, hakaret edilirse o zaman mı ayağa kalkacaksınız? Bir şehidimizin bacısına küfrediliği, hakaret edildiği zaman niçin sokaklara dökülmüyorsunuz? Neden bunun hesabını sormak için yollara çıkmıyorsunuz?

Her konuda ilgili ilgisiz kadın hakları diyerek ortalığı birbirine katanların şehidimizin kız kardeşine yönelik bu iğrenç saldırıya karşı derin bir sessizliğe gömülenleri hafızalarımıza nakşediyoruz. Ana muhalefetin başı kadın haklarından, kadına şiddetten bahsediyordu. Ana muhalefetin başı, bu nedir bu? Şehidimizin bacısına yapılan bu saldırıyı acaba siz nereye kadar görmezlikten geleceksiniz? Hani sen kadın haklarını savunuyordun?

Sözde genel başkanlar, sözde siyasetçiler, sözde sivil toplum kuruluşları vardı. Bunların hiçbiri derhal harekete geçmemekle aslında amaçlarının başka olduğunu göstermiştir. Bu ülkede her kim İstanbul Sözleşmesi adını kullanırsa kadınlarımız kendi adlarını sapkın ideolojilerini kullandığı için tepki göstermelidir.

Buldukları her fırsatta şehit yakınlarını, gazileri tahrik eden zihniyetin asıl yüzü Bingöl'deki hadiseyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hayatları boyunca milletin hayrına tek bir iş yaptıkları, ülkeye bir eser ve hizmet yaptıkları görünmemiş olanların ne derece nobran, küstah, terbiyesiz hale gelebildiklerini hep birlikte takip ediyoruz.

Bingöl'deki edepsizliğin sonuna kadar takipçisi olacak, bu şahsın milletvekilliğinin sonlandırılması dahil en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki olarak takipçisi olacağız. PKK terör örgütünü nasıl sınırlarımız içinde bitirme noktasına getirdiysek, sınırlarımız dışında peşini bırakmıyorsak, örgütün siyasi uzantılarını ve onlarla aynı çuvala girenleri de milletimize ifşa etmeyi sürdüreceğiz.

Biz çok partili siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi Gezi olayları, FETÖ'nün darbe girişimi, PKK ve DEAŞ saldırılarında gördüğümüz bu kutlu iradeye devam edeceğiz.

'AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİ BİR KEZ DAHA TEBRİK EDİYORUZ'

Uluslararası toplumun gözü önünde yaklaşık 30 yıl süren işgali bitiren zaferi için Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev başta olmak üzere tüm Azerbaycanlı kardeşlerimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Karabağ ve Azerbaycan topraklarının haksız, hukuksuz, ahlaksız saldırıları karşısında susanlar bölgede yaşanan trajedinin baş sorumlusudur.

Bilinçli olarak silahlandıran ve cesaretlendiren Ermenistan daha önce de ateşkes ihlalleri yapmıştır. Bu kez Türkiye olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizi çok daha güçlü şekilde destekledik. Çatışmalar devam ederken ilan eden tüm ateşkesleri bozan Ermenistan Azerbaycanlı kardeşlerimizin cesareti ve kahramanlığı sayesinde ağır yenilgiye uğramıştır.

Bu zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyor, Allah'tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize sağlıklı ömür diliyorum. Son olarak Fuzuli'de inşa edilen uluslararası havalimanının açılışı vesilesiyle Azerbaycanlı kardeşlerimizin imar ve inşa faaliyetlerinde yanlarında olduğumuzu gösterdik.

'KAFKASYA'NIN STRATEJİK ÖNEMİ DAHA DA ARTACAK'

Zengezur koridoru başta olmak üzere yapılan anlaşmadan haklarını alma konusunda her platformda Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Bu yeni dönem Ermenistan'ın da kendini içine hapsettiği cenderecek fırsatlar sunmaktadır. Bizim milletimize ve devletimize husumet yöneltilmediği sürece kimseyle bir sorunumuz yoktur.

Yeni küresel sistemde Kafkasya'nın stratejik önemi daha da artacaktır. Bu coğrafyanın aydınlık geleceği için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Cuma günü İstanbul'da toplanacak Türk Konseyi'nde diğer kardeş ülkelerle birlikte geleceğimizi enine boyuna konuşacağız. Üye ve gözlemci ülkelerle hemen her konuda mutabık olduğumuzu görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin