Depremde yıkılan evlerin kredisi ödenecek mi?

Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem 10 ilimizi birden vurdu. Bu illere daha sonra Elazığ da eklendi. Krediyle alınan ve yıkılan binalarla ilgili bir yazı yazan tv100.com yazarı Mustafa Zafer, depremde yıkılan evlerin kredisinin ödenip ödenmeyeceği hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

Google Haberlere Abone ol
Depremde yıkılan evlerin kredisi ödenecek mi?

tv100.com'dan Mustafa Zafer'in "Depremde yıkılan evlerin kredisi ödenecek mi?" başlıklı yazısı

Ülkemizi sarsan Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinde binlerce vatandaşımızı maalesef yitirdik. Depremden sağ kurtulan vatandaşlarımızdan birçoğunun da ya evleri tamamen yıkıldı ya da içerisinde oturulamayacak kadar büyük hasara uğradı. Bunların içinden kiracı olanlar olduğu gibi, bir yuvam olsun diye uzun zaman para biriktirip tüm hayatını ipotek altına alıp kredi ile borçlanarak ev alanlar da bulunmaktaydı.

Ailelerinden, eş, dost, akrabalarından yaşadıkları can kayıpları ile zaten manevi olarak büyük üzüntüler içerisindeki vatandaşlarımız, bir de yıkılan evlerinin ödenmemiş kredilerini ödeme borcu altına girerek maddi olarak da büyük bir yıkım tehlikesi altında bulunmaktadırlar.

SİGORTA KURULUŞLARINDAN TANZİM

Kredi ile alınan evlerde zorunlu deprem sigortası DASK mecburi olarak yapılmaktadır. Ancak DASK sadece inşaatın betonarme yapım maliyetini karşılamakta olup bu durum evin gerçek değerinin çok uzağındadır. Bankalar ayrıca kredi verirken geniş kapsamlı konut sigortası yaptırmayı da şart koşmakla kredi zararının önemli bir kısmı da buradan karşılanacaktır.

Yine yıkılan evin sahibi depremde vefat etmişse bu seferde kredi verilmeden önce bankaların yaptırdığı hayat sigortası devreye girecek ve teminat kapsamında banka kredisi buradan ödenecektir.

DEPREMDE EVİ YIKILAN EV SAHİBİNİN HAKLARI

Tüketici Kanuna'na göre bankanın bağlı kredideki sorumluluğu:

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 35. maddesine göre, bankadan alınan konut kredisi “bağlı krediyse” (yani konut kredisinin belirli konut projesi kapsamında sadece belirli bir konutun satın alınması durumunda banka ile satıcının bir birlik oluşturduğu sözleşme) konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle ev sahibi konutu geri vererek sözleşmeden dönebilecek ve satıcı ile banka ev sahibine ödenecek bedelden müteselsilen sorumlu olacaktır. Burada bankanın sorumluluğu konutun teslim edildiği tarihten itibaren kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıl devam edecektir.

Türk Borçlar Kanunu’na göre sorumluluk:

Yine meydana gelen bu büyük ve yıkıcı deprem felaketinde evi yıkılan kişiler için mücbir sebep olduğu tartışmasızdır. Mücbir sebebi düzenleyen Türk Borçlar Kanunu 136. maddesine göre, borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.

Yine aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu 138. maddesine göre de sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.

Mevcut mevzuatımız açısından evin depremde yıkılması nedeniyle bankalara bu konuda hukuki-cezai sorumluluk yüklemek mümkün olmasa da yukarıda bahsedilen şekilde bağlı kredi durumunda Tüketicinin Korunması hakkındaki kanun gereği verilen kredi miktarınca sorumlu oldukları açık olmakla beraber, mücbir sebep ve aşırı ifa güçlüğü durumlarının da somut olayın vahameti gözetildiğinde hukuken mağdur olan krediyle ev alan ev sahipleri lehine değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Depremden sonra geçen zaman içerisinde halihazırda kredi taksit ödemesi gelen ve bu süreçte zaten büyük mağduriyet yaşayan depremzedelerin bir de mahkeme kapılarında hukuk mücadeleleri ile uğraştırılmamaları gerekmekte, yetkililer tarafından acil yasal düzenlemeler yapılarak olası mağduriyetler bir an önce giderilmelidir.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin