Şok da gereksiz, dehşet de...
Acaba dünyanın bir yerlerinde, bizde yayımlanan yazıları referans
göstererek hazırlanan manşetlerin benzerlerine rastlanıyor mu? Şu
sıralarda bizim gazetelerde manşet olma değeri kazanan
Amerikalıların yazılarını gördükçe içimden hep bu soruyu soruyorum.
Amerikalı gazeteciler bize sorup cevaplarımızı haberlerine
geçiriyorlar; ama herhangi birimizin yazısını manşete taşıyan bir
yabancı gazeteyle karşılaşmadım şimdiye kadar...
Önceki gün sıra Ralph Peters'indi. Washington Post (WP) gazetesinde
çıkan yazısında, Peters'in dediklerini, Hürriyet üç cümleyle
özetledi: "Türkiye ABD'ye ihanet etti. Kürtler ise bize destek
verdi. Kuzey Iraklı Kürtlerin devlet kurmasına karşı çıkılmamalı."
Bu üç cümle üzerine ne bilimsel kitaplar, hatta ne romanlar
yazılır, değil mi? Hürriyet'in haberini hazırlayan arkadaş, Ralph
Peters'in eski bir asker ve 'Değişen Dünyada Strateji' başlıklı bir
kitabın yazarı olduğunu kaydetmiş... WP makalesinin altında verilen
kısa bilgiden alarak... Oysa, Peters'in askeri ve stratejik
konularda çok sayıda bilimsel makalesi ve birkaç kitabı var; ama
benim ilgi alanıma girmesinin sebebi başka: Ralph Peters, bugüne
kadar tam sekiz romanı yayımlanmış bir yazar aynı zamanda...
Amerikan ordusunda mesleğe çavuş olarak başlayıp generalliğe kadar
tırmanmak mümkün. Peters de öyle başladı, ama generalliğe
ulaşamadan emekli oldu... Ancak, strateji alanında derinleşti
Peters, bilimsel yayımlarıyla öne çıktı. Son Irak Savaşı öncesi ve
sırasında WP'ta yayımladığı makalelerle planlayıcılara yön vermeye
çalıştı. Şimdi, "Irak'ı üçe bölelim" tezini işliyor ya, savaş
sırasında da aynı gariplikte tezlerle okur karşısına çıktı Peters;
eski silâh arkadaşlarının "İyi ki tavsiyelerini yerine getirmedik"
dediklerini sandığım tezlerle...
Peters, 15 Kasım 2002 tarihinde yazdığı New York Times'a sızdırılan
savaş planlarıyla ilgili makalesinde, "Bütün gücümüzle saldırırsak,
savaş üç-dört günde biter; oysa eldeki planlara göre, en az üç-dört
hafta, hatta çok daha uzun bir süreyi kaplaması mümkün" tezini
seslendiriyordu...
Orada da durmadı Peters, savaş başlayıp ilk birkaç günde işler
hesaplandığı gibi gitmeyince, yine WP'de, "Şok ve dehşet türü
operasyonlar Belçika'ya karşı girişildiğinde müthiş başarılı olur;
ama Saddam Hüseyin rejimine karşı sökmez" diye yazdı... Şunlar da
aynı yazıdan: "Irak'ı yönetenler ne kadar şok olursa olsun ve
dehşete kapılırsa kapılsınlar, Saddam Hüseyin ve yakınındakiler
asla teslim olmayacaklardır. Rejimleri ve cürümleri gereği, 'ya hiç
ya hepsi' diyeceklerdir..."
Strateji uzmanı Ralph Peters'in vardığı tek çözüm şu: "Hepsini
öldürmek..." Bunun için istediği de, bölgeye özellikle karadan
olabildiğince asker yığınağı yapmak... Kuzeyden, güneyden, nereden
mümkün olursa kara askerini Irak'a sokup yolda rastlanan herkesi
öldürerek verilecek 'şok ve dehşet' ile en kısa zamanda Bağdat'a
erişmek... Peters'in tavsiye ettiği yöntemde, tahmin edebileceğiniz
gibi, Türkiye ile Suudi Arabistan merkezî önemde...
Türkiye, TBMM kabul etmedi ve ABD askerlerinin topraklarında
konuşlanmasına izin vermediği için, Peters'in gözünde yok
derekesinde; tabii Suudi Arabistan da... Daha aylar önce yazdığı
yazıda, Suudi Arabistan'ı kendisine hedef seçmişti Peters.
"Topraklarında milyarlarca dolar harcayarak kurduğumuz hava
operasyonları komuta merkezini kullanmamıza izin vermediler (bu
yüzden, başka bir yere taşımak zorunda kaldık); Saddam'ı devirmek
için ABD askerlerinin konuşlanmasına müsaade etmedikleri gibi BM
kararlarını da tanımıyorlar..."
Herhalde "Türkiye bize ihanet etti" diye yazan 'uzman'ın nasıl biri
olduğunu anladınız: Hedefe kilitli, her şeyi 'dost-düşman'
ekseninde değerlendiren, demokrasi diye bir kavramla ünsiyeti
bulunmadığı için Meclis kararını 'ihanet' olarak görebilen biri...
Ralph Peters'in istediği gibi hareket etmeyen Pentagon dahi onun
gazabından nasibini alabiliyor... Bereket, yazdıklarını fazla
önemseyen yok...
Zihniyeti romanlarında bile kendini belli ediyor Peters'in;
'Traitor' (Hâin) adlı romanının baş kahramanı Albay John Reynolds,
Amerikan ordusunu zayıflatmayla sonuçlanacak 'hâince' bir planı
boşa çıkartmak için çaba gösterir. 'Hâinler' her yerdedir ve
ellerinden geleni artlarına koymazlar; romanın başlarında işlenen
bir dizi cinayet o 'hâinlerin' eseridir...
Uzun meslek hayatı boyunca dünyanın bütün sorunlu bölgelerinde
görev yapmış Peters; Bolivya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Panama...
İlgi alanlarından bir başkası da eski Sovyetler Birliği ve ondan
kopan Orta Asya cumhuriyetleri... 'Red Army' (Kızıl ordu)
romanında, Peters, ABD'ye tehdidin bütünüyle ortadan kalktığı bir
dünyayı anlatır... Onun zihninde, dünya 1989-1991 arasında sona
ermiş, ortaya ABD'nin kendisini rahat hissetmeyeceği büyük bir kaos
manzarası çıkmıştır... 'Uygarlıklar çatışması' için "Müthiş bir
tez" diyen biri Peters...
Sözün özü, "Türkiye bize ihanet etti" diye yazan Ralph Peters
kafası oldukça karışık biri... Büyütülecek, şok geçirip dehşete
düşülecek bir durum yok ortada. Hele gazetelerin manşetine
taşınacak bir durum, hiç...
Yazdıkları ciddiye alınacak gazeteler ve yazarlar üzerinde
yoğunlaşmakta yarar var...
CAN ALICI SORU: TÜRK GAZETECİLERİN YAZILARI YABANCI GAZETELERE MANŞET OLUYOR MU?
Taha Kıvanç, Washington Post gazetesinden Ralph Peters’in yazısının Hürriyet’e manşet olmasını eleştirdi. “Acaba dünyanın bir yerlerinde, bizde yayımlanan yazıları referans göstererek hazırlanan manşetlerin benzerlerine rastlanıyor mu” diye soran Kıvanç’ın yazının içeriğine de itirazı var.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin