BARBAROS ŞANSAL TV8 İÇ VE DIŞ PROGRAMLAR DİREKTÖRÜ HANDE ERTEKİN TÜMER İLE KANALIN YAYIN POLİTİKASINI KONUŞTU

Barbaros Şansal, TV8'in yeni yayın dönemini, kanalın İç ve Dış Programlar Direktörü Hande Ertekin Tümen ile konuştu. İşte o röportajın tam metni!

Google Haberlere Abone ol
BARBAROS ŞANSAL TV8 İÇ VE DIŞ PROGRAMLAR DİREKTÖRÜ HANDE ERTEKİN TÜMER İLE KANALIN YAYIN POLİTİKASINI KONUŞTU

İşte Barbaros Şansal'ın TV 8'in İç ve Dış programlar Müdürü Hande ertekin Tümen ile Akşam Gazetesi için yapmış olduğu röportaj...


Yangın yeri gibi bir karmaşanın tam da yeni yayın dönemine girmek üzere olan bir kanalın koridorlarındayız: Yıllarını tv dünyasına vermiş Hande Ertekin Tümen'i zar zor yakalıyorum. Üstünü bile değiştirmesine izin vermeden fotoğraflayıp, hemen bol kaynamış köpüklü kantin kahvesi söyleyip odasına dalıyorum.
 
BŞ: Sen haber kaynaklı kadınsın, nerden düştün buraya?
 
HET: Böyle mi başlıyor?


BŞ: Böyle başlıyor yani nasıl başlayacak?
Haber kaynaklı bir kadının ne işi var televizyonda!
Ne işi var yani, ne yapıyorsunuz burada? Bir sürü artist, şarkıcı, modacı, odacı, herkesi doldurdun buraya, bir paniktir gidiyor, gidiyoruz geliyoruz, uykusuz falan, gece gündüz çalışıyoruz, ne oluyor burada, hakikaten, biri bana anlatsın, ben de burada program yapacağım. Burada ne oluyor ablacığım? üstelik İç ve dış programlar direktörü olarak buraya geldin, TV8'de müthiş bir yapılanma var, herkesin gözü TV8'in üzerinde şu an, üstelik yalın kılıçla bir vahşi ortama giriyoruz, reytinglerde kıyamet kopuyor, nasıl oluştu bütün programlar, bu kadar ismi, bu kadar yeni programı, bu kadar iç ve dış yapımı bir araya getirmen, sana "Tatile gitme, gel işe alındın." dedikleri gibi senin de bana "Ajandanı temizleyebilirsin, bu işin ihtimali yok." deyip ertesi gün "Çabuk 70 kadın getir bana!" demen nasıl oldu, nasıl becerdin? Pazartesi günü yayına giriyoruz, bugün Pazar, nasıl becerdin yani?

 
HET: Şubat 1999'da TV8 kurulduğu tarihten bu yana, kendi bünyesinde "Farklı Kanal" ve "İyi Televizyon" olma adına ilerleyen ve bunu yaparken de reytinglerden hep ödün veren, reyting bazlı ilerlemeyen, hep izleyicisinin fikirlerine, düşüncelerine saygı duyarak ilerleyen bir kanal olmuş. Bana da yazın, temmuzda MNG Medya Grup Başkanı Abiş Hopikoğlu, ertesi gün ben tatile gidecekken ve evde tatil valizini hazırlamışken arayıp dedi ki "Hande Hanım, Trophy Türk diye bir proje var, onun için de bu akşam 12'de Kenya'ya uçmamız gerekiyor..."
 


BŞ: Ya sarı humma Aşısı?
HET: "...uçmamız gerekiyor, gelebilir misiniz?" dedi, "İşe başlayacaksınız bugün." dedim ki "Hay hay, tabi ki, sizi kırmam, geliyorum." eve gidip valizimi boşalttım, tatil valizini, içine Kenya'ya gideceğim üç beş günlük kıyafetimi, elbiseyi ve saireyi aldım ve Kenya'ya uçtuk o gece saat 12'de özel bir uçakla ve benim TV8 maceram bundan iki ay önce böyle başladı. Ondan sonrasında orada projenin içine girdik bir şekilde, dedik ki biz bunu yapmalıyız, TV8'in majör programlarından birisi olmalı bu sene ve buna başladıktan sonra da döndüğümüzde yeni yayın dönemine hız vermeliyiz. Ve 3 gün sonra da Kenya'da bu projeyi yapabileceğimize ikna olup döndük ve yeni yayın dönemini oluşturmaya başladık. İki aydır çok hummalı bir şekilde, izleyicimize layık olabilme adına ve TV8'in kalitesinden şimdiye kadar senelerdir, 99 senesinden beri duruşundan ödün vermeyen, kanalı aşağı çekmeyen hep bir adım daha yukarı taşıyarak işleri devralıp yapmaya başladık.
 


BŞ: Neler geldi yeni program? Seda Sayan geldi...
HET: Herşey! Yani TV8'in 24 saatini kaliteli yapımlarımızla devam ederek, yerine daha kalitelilerini de ekleyerek devam ediyoruz. Bu sene 18 program var, hiçbir televizyon kanalında olmayan kadar çok.
 


BŞ: Ve bunlar 6 ayda hazırlanamazken sen 15 günde 18 programı yayına sokarak bir rekora imza attın. Neler var?
 
HET: Mesela sabah 9 buçukta TV8 izleyicisi güne, magazinin, sanat dünyasının kara kutusu Sacit Aslan ve köşe yazarı Pelin Çini ile beraber başlayacak, çok farklı bir konsepti var programın. Magazin VTR'lerin de çok özel, bize ait özel röportajlar, özel görüntüler olmadıkça asla yer vermeyeceğimiz, hard magazin tarihimizde hiçbir zaman yer almamıştır, yine almayacaktır... ama Sacit Aslan'ın özel anekdotları, hayatındaki özel anları, onları dinlediğimiz, O'nun hikayelerini anlattığı VTR'lerden ziyade telefon bağlantılarının olduğu, Pelin Çini'nin kendi magazincilik kişiliğini katabildiği bir program, Aramızda Kalsın diye bir program. Orada konuşulan herşey izleyici ile bizim aramızda kalacak.


BŞ: Bu demektir ki bütün ülke bunu dinleyecek, zavallı Sacit mahkeme mahkeme gezecek.
HET: Aramızda Kalsın'dan sonra, Türk televizyonlarında ve sanat camiasında senelerdir en güvenilir özelliğini hiç kimseye bırakmamış, Türkiye'nin en güvenilir, en güzel yüzlerinden ve en güzel sanatçılarından birisi Seda Sayan üç saat boyunda, 10 buçuktan saat 1 buçuğa kadar TV8 ekranlarında, uzun bir aradan sonra tekrar izleyicisine merhaba diyecek. Aynı formatta programını yapacak, bildiğimiz, alışık olduğumuz, herkesin özlediği, sevdiği...


BŞ: Ve bu sektörde en uzun soluklu yapan kadın.
HET: Herkesin sevdiği, herkesin özlediği Seda Sayan olarak karşımızda olacak. Seda Hanım'dan benim de, eminim ki, televizyonculuk anlamında öğreneceğim çok şey olacak.


BŞ: Hepimizin var.
HET : Çok renkli, fiks konukların hafta içi olduğu, doktorların olduğu, avukatların olduğu, aynı zamanda sanatçıların olduğu bir program olacak. Şimdi söyleyeyim mesela, yarın ilk yayınındaki konuklarımız Bülent Ersoy, Muazzez Abacı ve Mehmet Ali Erbil.


BŞ: Ve ben elimde çiçekle zaten sürpriz tebriğe geliyorum, ondan haberi yok şu an, yaka paça atmazsa Bülent beni dışarı tabi...
HET: Sonrasında, Seda Sayan'dan sonra, Böyle Bir Şey Var Mı?, Cengiz Semercioğlu karşınızda olacak, Hürriyet gazetesi yazarı, gazeteci kişiliğini ve düzgün duruşunu izleyicileriyle paylaşacak, hergün bir konuğu olacak, konuğunu ağırlayacak, insanların bilmediklerini, insanların duymadıklarını programında kendine has üslubuyla dile getirip, sorular sorup, deşip ortaya çıkaracak. Bir saatlik böyle bir sohbet programımız var, Cengiz Semercioğlu ile gerçekleştireceğimiz. Ve onun arkasından kim geliyor?


BŞ: Bilmem. O, ben miyim?
HET: Cengiz Semercioğlu'nun arkasından TV8 ekranlarına İkon Makinası geliyor!Barbaros Şansal, Deniz Pulaş ve Seda Ertan... İki saat boyunca ikonumuzu arayacağız. Haftanın ikonu, ayın ikonu ve senenin ikonu. Çok renkli, diğer kanalların dışında, diğer kanallardaki aşağılamaya, insanları küçük düşürmeye, moda adına insanları rencide etmeye asla imkan vermeyeceğimiz bir program olacak. Biz doğruları öğreteceğiz. Ne nasıl giyinilir, hangi kumaş nedir, hangi kumaş nerede kullanılır, adab-ı muaşeret nedir, nasıl spor yapılır, hastaneye giderken nasıl gidilir, otele giderken nasıl gidilir, kokteyle giderken nasıl gidilir, bunları öğreteceğiz. İzleyicimiz iki saat boyunca İkon Makinası programında sizlerle beraber nasıl davranması gerektiğini ve nasıl yaşaması gerektiğini, güne nasıl başlaması gerektiğini...


BŞ:  Trophy Türk  Günlüğü. Süper.
HET: Helin Avşar ve Taner Güngör'ün beraber sundukları, bizim Trophy Türk yarışma programımızın Kenya'daki kamp hayatını anlatan, oradaki biraz daha magazinsel boyutu anlatan, yirmi dakikalık bir program girecek sonrasında. Trophy Türk Günlüğü'nden sonra Gökmen Karadağ HaberAktif'le izleyicinin karşısında olacak


BŞ: Haber kuşağında da büyük bir devrim yaptın. Logolarıyla, renkleriyle Türk izleyicisinin hiç alışık olmadığı o bas bas bağıran, sirke benzeyen renklerin yerine sen güneşi referans alarak gümüş, altın, bronz renkleriyle radikal bir logo değişimine gittin. Bu nerden çıktı?
 
HET: Haber merkezi her televizyon kanalının prestijidir.


BŞ: Tabi ki.
HET: Haber merkezi çok önemlidir. Bizim haberlerimizde de her zaman dürüst, doğru, tarafsız ve yalın olmayı seçiyoruz TV8'de. Gürcan Çilesiz yönetiminde, Demet Soysal'ın haber müdürlüğünde ve Kaan Yakuphan'ın anlamlı ve güzel sunumlarıyla gümbür gümbür yeni yayın döneminde, saatini de değiştirerek, 18:30'da yepyeni bir haber kuşağı ile geliyoruz. Haftasonları yine güzel yüzümüz, başarılı haberci Aslı Mavitan'a emanet. Sabah haberlerimizi de Bilge Yurtdagülen sunacak, çok değişik, renkli, dinamik, hareketli bir haber sabah kuşağında bizleri bekliyor olacak. Onun dışında haber programlarımız var, HaberAktif var, Gökmen Karadağ'ın yorumuyla, hergün izleyici ana haber öncesinde bir buçuk saat boyunca HaberAktif'e kitlenecek. 8. Gün var yine Gökmen Karadağ'ın hazırlayıp modaratörlüğünü yaptığı ve her hafta fiks yorumcuların yanında olduğu bir haber programı. Sonrasında salı geceleri izleyiciYavuz Bingöl ve Serkan Çağrı ile buluşacak. Sohbetin az olduğu, iki buçuk saat boyunca sadece müziğin olduğu, eserlerin paylaşıldığı bir program olacak, Yavuz Bingöl ve Serkan Çağrı her salı gecesi iki buçuk saat boyunca izleyicinin karşısında olacak. Çarşamba geceleri Bir Fikrin Mi Var? diye bir yarışmamız var, çok renkli bir program bu da. Cemal Hünal ve Tamay Kılıç sunuculuğunu yapacak. Jüri üyelerimiz birbirinden değerli Ali Şen, Leyla Alaton, Alphan Manas. İnsanlar gelecekler, icatlarını orada sergileyecekler ve jüri üyemizin eşliğinde onlar onay görecek ya da görmeyecek. Böyle renkli bir programımız daha var. ÖTV'miz var, Önder Açıkbaş'ın yaptığı...
 


BŞ:Evet Önder başlıyor. Önder benim eski programımı da hicvediyor bu arada ve beni programına istiyor. Bunu ne yapacağız?
HET: Müthiş bir program, inanılmaz komik skeçlerin olduğu, çok kabiliyetli Önder ve ekibi, inanılmaz güzel inanılmaz komik bir program, Cuma geceleri TV8 izleyicisinin karşısında olacak yine. Aynı şekilde Bay Tahmin'imiz var, Cuma geceleri Önder Açıkbaş'tan sonra girecek ve haftasonları sabah herkes güne, cumartesi pazar Oylum Talu'yla merhaba diyecek.


BŞ: O da benim 2006'dan mesai arkadaşım, 6 yıl sonra yine aynı kanalda buluşuyoruz. Oylum ile.
HET: Oylum Talu pozitif enerjisi, güzel yüzü ve düzgün sunumuyla kaliteli çizgisinden ödün vermeden TV8 ekranına da çok yakışarak sabahları üç saat boyunca, Cumartesi Pazar 8'den 11'e kadar TV8'de izleyicileriyle buluşacak. Onun dışında yine, her zamanki gibi Gülhan'ın Galaksi Rehberi, dünyayı gezmeye Gülhan Şen devam edecek. 8. Etap, otomobil programımız kaliteli çizgisinden ödün vermeden yine devam edecek.Elif Korkmazel ile Elinize Sağlık yemek programımız var, Cumartesi pazarları konukları ile beraber Elif yemeklerini yapmaya insanların ağzını tatlandırmaya devam edecek. Ve haber programlarından yine Gökmen Karadağ'ın yönetiminde olan haber programlarımızdan Yeni Hayat ve Her Pazar Açıkça var. Yeni Hayat Mustafa Karaalioğlu ile birlikte izleyicimizin karşısında olacak. Her Pazar Açıkça'da daSelahattin Sadıkoğlu, yılların deneyimli ismi Medya Mahallesi'nin abisi izleyicinin karşısında olacak, her Pazar günleri saat 1'de. Ve ekim sonu, tabi ki vazgeçilmezimiz,Okan Bayülgen, TV8 ekranının vazgeçilmez ismi, medar-ı iftiharımız, Metropolisyarışmasıyla ana haber sonrası her gün 19:15 ve 20:00 arası TV8 ekranlarında izleyicisiyle buluşacak. Bu sene çok renkliyiz. İyi Televizyon olma çizgisinden asla ödün vermiyoruz. Bizim sloganımız bu, İyi Televizyon olmaya bu sene de devam edeceğiz.
 


BŞ:Bu gama baktığımız zaman bütün bu isimler ve ekipler bir araya geldiği zaman aslında müthiş bir renk ve görüş çeşitliliği var. Bu her kanalda olan birşey değil. Genelde kanallar gerek ticari gerek siyasi gerek sosyal nedenlerle bir görüş çizgisini belirleyip onun dışında hiçkimseye kapılarını açmayan bir yapıdalar, sağ veya sol, farketmiyor. Ama TV8 birdenbire radikal bir karalar aykırı sayılabilecek bir çok ismi kendi çatısı altında toplamaya başladı. Ekiplerde değişim var, stüdyoda değişim var, programlarda değişim var, bütün bu yük senin sırtında kaldı. Ben işin içinde bir nebze olduğum için senin halini gördüğümde üzülüyorum aslında. Bir de senin kocan da haberde ve rakip bir kanalda. Bu eve yansıyor mu?
HET :Asla yansımıyor çünkü o çok anlayışlı birisi bu konuda. Birbirimizin işine karışmıyoruz ama şöyle birşey var ben TV8 ailesine katılmış olmaktan son derece mutluyum. Evet ekran yüzlerimİz çok renkli, bunun sebebi de sayın Abiş Hopikoğlu, MNG Medya Grup Başkanımızın vizyonunun son derece açık ve geniş olması ile alakalı birşey. Ben ilk geldiğimde, diğer kanallarda meslekte 16 seneyi doldurmuş bir insan olarak dedim ki "Program görüşmeleri yapmaya başlayacağım, onaylarını sizden alacağım ama bizim yasaklı kimsemiz var mıdır? Ekranımızda görmek istemediğimiz, veto koyduğumuz." bana dedi ki "Hayır, biz hiç kimseyle küs değiliz, bizim ekranımız kimseye kapalı değil."
 


BŞ:Olmamalı da zaten.
HET: Ve ilk defa böyle bir televizyon kanalı gördüğüm için  çok mutluyum ve gurur duyuyorum. Onun dışında da şöyle birşey var, ilk defa bir televizyon kanalında çalışan kimsenin kötü niyetli olmadığını ve herkesin elini taşın altına soktuğunu gördüm.
 
BŞ:Beni en çok etkileyen o oldu. Kamp çalışmalarımızda, buradaki çalışmalarda herkes, elinde mendil nezle olan insan bile gece gündüz demeden çalışıyor.
HET: Can hıraş, 24 saat burada çalışan, çok hummalı ve yaklaşık yirmi günde 18 programı yayına sokmaya hazırlayan müthiş bir ekip var. Mesela bir tanıtım müdürümüz var Savaş İnci...
 


BŞ:Bilmez miyim? Yedi buçuk saat yürüttü beni Nişantaşı'nda.
HET: Tüm programların dekorlarını, formatlarını, herşeyini bizzat yapıyor. Fotoğrafları bile bizzat çekiyor. Çok müthiş bir ekibi var, aynı şekilde teknik ekibimiz öyle, çok özverili çalışıyorlar, ne istesek bize yapmaya çalışıyorlar. Kurumsal iletişim departmanımız o anlamda çok kuvvetli, çok güzel çalışıyor. A'dan Z'ye burada ofis boyundan yapımcısına, yardımcısından asistanına, çaycısından müdürüne herkes pozitif ve herkes bir şeyler iyi olsun diye uğraşıyor. İlla ki bir yerlerde hep fitneler olur ama ben ilk defa bir televizyon kanalında böyle bir şeyin olmadığını ve herkesin bir aile ortamında düzgün bir şekilde çalıştığını görüyorum. Bu da beni çok gururlandıran ve
 burada olmama bir kez daha "Ne iyi etmişim." dedirten birşey.
 


BŞ:Ben de, hepimiz bunu diyoruz. Peki hem annesin hem iş kadınısın hem kocanla rakip bir işte çalışıyorsun, rakip kanalda, hem çok eğlenceli sosyal bir kadınsın, sınıf farklarını yaşatmıyorsun insanlara, onlarla yemekhanedesin, eğlencedesin, updatesin, kaşın gözün makyajın, mesela kaşın sürekli taralı, kılı oynamıyor, onu nasıl beceriyorsun, bir kadın olarak bu kadar bakımlı düzgün olmayı? Fosforlu yeşil atlet giydiğinde beyazlı fosforlu küpe bulmayı ona uygun pabucu bulmayı nasıl beceriyorsun?
HET: İnsanın kendine saygı duyması gerekiyor herşeyden önce, kendinizi ne kadar seviyorsanız o kadar pozitif olursunuz, ben ona inanıyorum. Ben kendimi ne kadar seversem eşime, çoluğuma çocuğuma, işteki arkadaşlarıma, özel hayatımdaki arkadaşlarıma o kadar pozitif olurum, öyle düşünüyorum. Birşeyleri stres yapmanın, bağırmanın çağırmanın bir manası yok. Ya da iş çok yoğun diye, yirmi saat çalışıyorum diye paspal bir şekilde üstümde yırtık bir pantolon yırtık bir atlet saçım tepede topuz buraya gelmenin bir manası yok. Siz kendinize ne kadar bakarsanız, ne kadar pozitif olursanız, insanlar da, ekibinizdeki insanlar da o kadar pozitif olurlar, o kadar enerjileri yüksek olur. Birşeylerin zor olduğunun farkındayım, yapmak çok zor, televizyonculuk çok zor bir iş ama siz ne kadar enerji dolu, ne kadar pozitif olursanız insanlar da o kadar işlerine sarılırlar diye düşünüyorum. Ben yılgın olursan, ben bitkin olursam, ben pozitif olmazsam herkes negatif olur. Böyle olursa da bu iş yürümez.
 


BŞ:Sen yıllarca büyük anchormenlerin ekibinde haber kaynaklısın. Bunun içinde Reha Muhtar var, Uğur Dündar var, Ali Kırca var, en büyüklerin her zaman ekibindeydin. Hep ciddi, sosyal, siyasal ya da güncel haberlerin aktığı bir kavşak noktasında yetiştin. Orada adrenalin yüksek, günde otuz perakende haber, reytingler yüksek, şimdi birdenbire gam çok genişledi ve her tür insanla muhatap oluyorsun, şarkıcısı türkücüsü modacısı sanatçısı otomobilcisi, bunlarla bir ortak noktayı nasıl buluyorsun bir kadın olarak?
HET: İnsan olmakla alakası var galiba bunun da yani insanları sevmekle alakası var. Haberci olması sanatçı olması şarkıcı olması hiç farketmiyor. Hepsinin beklentileri ve talepleri farklı olacaktır ve hepsi sana geliyor. İnsan ilişkilerini bilmekle, psikolojiyi biraz anlamakla, insan psikolojisini anlamakla ve insanları sevmekle alakalı. Sosyal psikoloji, direkt bununla alakalı.
 
BŞ: Peki Pazartesi günü yeni yayın dönemini seyredebilecek misin yoksa buralarda yine bas bas bağırarak, kötü anlamda değil kahkaha atarak, gülerek eğlenerek koşuşturacak mısın yoksa yine Abiş beyle toplantıda mı olacaksın?
HET: Hepsi benim çocuğum gibi ki programların, o kadar heyecanlıyım ki sana anlatamam. Bugün Trophy Türk'ün bantlarını teslim aldık Kenya'daki ekipten geldi ve ağlayarak aradım onları. Dedim ki "Hepinize helal olsun, oradaki 75 kişiyi tek tek alnından öpüyorum.". Çünkü çok hummalı bir çalışmaydı, ayarlanması onların seçilmesi, bu projeye yakışacak olan isimler, sunucuların belirlenmesi, çekim alanları, bazı sorunlar, uçaklar ve saireler, çok çok uzun süreçti ve çok zor bir çalışmaydı. İlk emeğin karşılığını görmek de beni acayip duygulandırdı. Gözyaşlarımı tutamadım, hıçkıra hıçkıra ağlayarak aradım Trophy Türk'tekileri. İlk onu gördüm ve o kadar heyecanlandım ki Pazartesi sabahı dokuz buçukta Sacit Aslan ve Pelin Çini ile Aramızda Kalsın başladığında ve programların gerisi arka arkaya geldiğinde neler yaşayacağımı inan ben bile tahmin edemiyorum. Muhtemelen hep rejide olacağım ben zaten, programların denetimi için arka tarafta bir yerde olacağım. Çok heyecanlıyız.
 


BŞ: Peki yıl sonu hedefin ne TV8 için, sezon sonu hedefin?
HET: Büyüklerin arasına girmek.


BŞ: Zaten büyüğüz.
HET: En büyüklerin arasına girmek.


BŞ:O göreceli bir kavram. Bazen insanlar büyüdükçe küçülüyor, üstleri temizlendikçe içleri kirleniyor. Ama muhakkak bir hedefin olmalı. Hayatını ve aileni çok iyi tanımıyorum ama haziranda, bu yayın dönemi bittiğinde, yazın yeni programlarla yeni bir yayın dönemine girerken ne yapmak istersin, şalteri kapatıp bir yere gitmek ister misin?
HET:Trophy Türk ekibi Kenya'ya 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda gitti ve ben dedim ki Türk televizyonculuk tarihi adına 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda zafer niteliğinde bir proje için 75 kişi Kenya'ya gidiyoruz dedim. Bundan sonra da burada yapacağım her projede zafer kazanmayı hedefliyoruz. Ve yapacağımız her işle ertesi gün gerek gazetelerde gerek internet medyasında gerek magazin programlarında ismimizden söz ettireceğiz. Hedefimiz bu, iyi bir televizyonuz, renkli bir televizyonuz ve iyi televizyon olmaya ve daha iyi olmaya ve daha daha iyi olmaya her geçen gün devam edeceğiz. Bundan sonraki hedefimiz bu. Tabi bu tek başına yapılacak bir iş asla değil, bir ekip işi ve burada çok güzel bir ekip var. Başımızda da Abiş Hopikoğlu var, MNG Medya Grup Başkanı. Bir aile havasında çalışıyoruz burada ve her geçen gün biraz daha iyi işler yapıp adımızdan daha da söz ettireceğiz. Adımızı televizyonculuğa altın harflerle yazdıracağız.
30 Ağustos'ta Trophy Türk, 1 Ekim'de Seda Sayan ve biz, 29 Ekim'de Okan Bayülgen başlıyor, 29 Ekim, 30 Ağustos, bizi ulusalcı olmakla suçlamasınlar. Biz bu ülkenin insanıyız, bu ülkede herkese kucağımız açık, Yavuz Bingöl var, ben varım, Seda Sayan var herkes var her görüş var ama biz 


BŞ: Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkıyoruz diyebilir miyiz kanal olarak?
HET: Biz renkli bir televizyonuz ve Tıpkı Türkiye gibiyiz


Soruma cevabı kısaydı... 'Biz renkli bir televizyonuz ve Türkiye gibiyiz' dedi, artık sözün bittiği yerdeydik. Stüdyo ve çekim ekibi beni bekliyordu. Aceleyle makyaj odasına oradan da ekranlardan kendimi anlatmaya yürüyerek makam odasından ayrıldım...
İyi yayınlar Türkiye!

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin