Berfin Bakay - MedyaTava Özel
Asgari ücret ile ilgili çıkacak karar her güne başka zamla uyanan milyonlarca insanı ilgilendiriyor. TÜİK'e göre yıllık enflasyon yüzde 20'ye dayanmış durumda. Her geçen gün mal ve hizmetlre yapılan fiyat artışları vatandaşın ana gündem konusu. Asgari ücreti belirlemek üzere; işçi, işveren ve hükümeti temsil eden 5'er kişiden oluşan 15 kişilik komisyon aralık ayında toplanacak.
Peki ekonomistlerin asgari ücret beklentileri ne? Asgari ücrete yapılacak zam enflasyonu etkiler mi?
'ASGARİ ÜCRET ZAMMI ENFLASYONU ETKİLEMEZ'
Ekonomist Çetin Ünsalan asgari ücretin minimum 3500, maksimum , 3600-3700 arasında beklediğini söyledi.'' Ama bu maaşların verilmesi için işveren desteklenmeli'' diyen Ünsalan, '' Asgari ücrete yapılacak olan zamlar enflasyonu yükseltmez çünkü çok kısa bir zaman sonra tekrar açlık sırının altında kalacak. Bu maaş verildiğinde işveren desteklenmezse işsizlik patlar. Alım gücünde de artış beklemiyorum. Şuanda açık sınırı 3700 TL. Bir eve en az iki maaş girse bile 3500 asgari ücret ile yine yetmiyor, yoksulluk sınırının altında kalıyor.''
Ekonomist Hakan Topkurulu ise; ''Asgari ücretin en az yüzde 30 artması gerek. Bu artış toplumun en yoksul kesimlerini etkileyecek ve bu kesimin en çok parasını harcadığı kısım gıda. Gıda maddeleri de enflasyonda en yukarıda geziyor. Gıda sektöründeki artışı kapsayacak bir asgari ücret zammı gerekiyor.
Türkiye’de bugün yaşadığımız enflasyon daha önceden yaşadığımızdan farklı bir yapı gösteriyor. Eskiden kur artışları esas olarak enflasyonda etkili olurdu. Şimdi tüm hammaddeler temelden gıdaya kadar dünya çapında enflasyona maruz kalıyor. Bu bizide etkiliyor ve Türkiye'de olan kur artışının üzerine ilave ediliyor. Geliri yükseltmek önemli ama çok dikkatli davranmak lazım. Bu artış işsizliği arttırabilir. İşveren işçi çıkarma ya da dükkanını kapatmak zorunda kalabilir'' dedi.
'ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇMEMİZ GEREKİYOR'
Topkurulu bu sürecin İktidar açısından çok kritik olduğunun da altını çizdi. Şöyle devam etti: Bu gelir artışı yaratır ama o gelir artışı bir talepde yaratır. Eğer siz o talebi karşılayamazsanız, talep enflasyonu olarak da karşınıza çıkar. İktidarın çok dengeli bir politika izlemesi gerek ve üretim ekonomisine geçmesi gerekiyor. Devletçi, kamucu projeler yapmalarını bekliyoruz. Bu noktada tek çıkış yolu üretimi arttırmak. Bu üretimi de ihracata yönelik değil kendi iç pazarımıza göre arttırmamız gerekiyor. Çünkü herşeyimizi ihracata yönlendirirsek buradaki duraksama sorunlu olan yapımızı daha sorunlu hale getirir.
Son Merkez Bankası toplantısında da üretim ekonomisine yönelik çalışmaların başladığı söylendi. Kamu hemen devreye alınmalı ve neoliberal politikalardan vazgeçilmeli.
Çözüm olarak bu anlattığımız ekonomik çözümlerin yanında üreticilerin milli hükümetinin kurulması gerek. Türkiye’nin tüm milli kesimlerine dayanan, ortaklaştığımız ve üreticilerimizi öne çıkaran, destekleyen bir milli hükümetin kurulması olmazsa olmaz şartlardan biridir.''