AİHM'in 40 HDP'li vekil ile ilgili verdiği karara MHP'den çok sert tepki. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman hem AİHM'i hem de Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı

AİHM'in Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 40 HDP’li milletvekilinin dokunulmazlıklarının Anayasa’ya aykırı olarak kaldırıldığına ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair kararına MHP'den çok sert tepki geldi. MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Google Haberlere Abone ol
AİHM'in 40 HDP'li vekil ile ilgili verdiği karara MHP'den çok sert tepki. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman hem AİHM'i hem de Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), HDP'nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 40 HDP’li milletvekilinin dokunulmazlıklarının Anayasa’ya aykırı olarak kaldırıldığına ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair karar verdi.

Türkiye'nin HDP'li vekillere 5'er bin euro tazminat ödeyeceği belirtildi.

AİHM'in bu kararına MHP'den çokr setr tepki geldi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İşte o açıklama

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahaddin Demirtaş da dahil olmak üzere PKK uzantısı HDP’nin 40 vekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasında Anayasaya aykırılık bulunduğu gerekçesi ile Türkiye’yi suçlu bulması bu mahkemenin insan haklarını savunma konusunda iyi niyetli olmadığını bir kez daha göstermiştir.

AİHM’e yapılan itirazda “siyasi görüşleri nedeniyle milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırıldığını” iddia eden HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılma nedenlerinin siyasi görüş olmadığını en iyi bilen yine PKK’nın hamiliğine soyunan Avrupa’dır.

Avrupa, bebek katilinin mahkeme tutanaklarına geçen ifadelerinde açıkça görülebileceği üzere PKK terör örgütüne kurulduğu günden bugüne kol kanat germiş; Türkiye’de kardeş kavgası çıkarması, insanımızı katletmesi, ülkenin kaynaklarının boşa harcanmasına sebep olması şartıyla bu cinayet şebekesine her türlü desteği vermiştir.

2014 yılında gerçekleşen “Kobani olayları” ve 2015 yılında gerçekleşen “Hendek olayları”; PKK terör örgütünün devlete meydan okumasından, terörün sokaklara indirilmesinden başka bir şey değildir. Halka sokaklara inme emrini veren ise başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP’nin milletvekilleridir. Devlete kurşun sıkılan bu rezil kalkışmaları insan hak ve özgürlüklerinin bir parçası olarak gören zihniyete yazıklar olsun. Avrupa zihniyeti tam da bu rezil zihniyetin merkezidir.

İşin özünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, dokunulmazlıkları kaldırılan bu teröristlerin başvurabilecekleri bir mecra olmamalıdır. Çünkü teröriste insan demek, insana en büyük hakaret olacaktır. Bu mahkeme, teröristleri savunmayı kendi yetki alanı içerisinde görüyorsa ya ismini “Avrupa Terörist Hakları Mahkemesi” olarak değiştirsin ya da Avrupa’da yaşanan ve yaşanabilecek terör olaylarında da teröristten yana tavır alsın.

Türkiye, İsrail’in uyguladığı devlet terörü de dahil olmak üzere dünyanın neresinde ve hangi gerekçe ile gerçekleşirse gerçekleşsin terörün karşısındaki yerini almaktadır. Aynı yıllara denk gelen Fransa’daki Charlie Hebdo saldırısı sonrası düzenlenen teröre karşı birlik yürüyüşünde Türkiye de bulunmuştur.

Oysa gelin görün ki ne Fransa’dan ne de o gün orada yürüyen Avrupalı liderlerden bir tanesi bile bırakın Türk Cumhurbaşkanıyla yürüyerek teröre tepki vermeyi, bir kınama mesajı dahi yayınlamamıştır. 2015’te teröre maruz kaldığında canı yanan Fransa’nın daha sonra Türkiye sınırları boyunca PKK/YPG’ye beton tüneller armağan etmesi, Avrupa’nın insanlıktan ne anladığını göstermesi bakımından ibretliktir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin asıl ilgilenmesi gereken mesele, Avrupa’nın terör ile arasına mesafe koyması olmalıdır.

 

2016 yılında, bugün PKK uzantısı HDP’yi küstürmemek için vatansever seçmeninden bile vazgeçen CHP’nin o günkü milletvekillerinden bazılarının da verdiği destekle özde PKK’lı, sözde HDP’li vekillerin dokunulmazlıkları kaldırılmıştır.

Cumhurbaşkanı olma hayaliyle yanıp kavrulduğu için HDP’nin her türlü hakaretine boyun eğen Kılıçdaroğlu, AİHM’in kararı hakkında bir yorum yapacak mı göreceğiz. Kılıçdaroğlu; PKK’lı vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için oy veren milletvekili arkadaşlarını hedef gösteren HDP’ye bugüne dek bir kelam etmemiştir.

Boş bir hayal için seçmen kitlesini, milletvekili arkadaşlarını yarı yolda bırakan Kılıçdaroğlu’nun kişisel çıkarları için nelerden vazgeçebileceğini tahmin etmek güç değildir.

Konu Türkiye’nin çıkarları olduğunda insanlığını unutan içimizdeki ve dışımızdaki yapıların ülkemiz ve büyük Türk milleti adına karar verebilme yetkileri bulunmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, savaş meydanlarında haddini bildirdiği bu tek dişi kalmış canavarın insan hakları kılıfına gizlediği terör heveslerini kursağında bırakacak iradeye de, güce de sahiptir.

Teröristin yeri ve uğrayacağı muamele bellidir. AİHM’in kabul edilemez kararını kendine dayanak olarak gösterip dünden beri Türk devletine meydan okuyan, pis ağızlarından tükürükler saçarcasına nefret kusan PKK/HDP’lilerin de diğer arkadaşlarının uğrayacağı sona uğrayacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin