YENİ ŞAFAK YAZARI: BİHTER'E GÖSTERİLEN MÜSAMAHANIN ONDA BİRİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NA NEDEN GÖSTERİLMİYOR?

Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak, Aşk-ı Memnu üzerinden koparılan kıyameti kaleme aldı...

ÖZLEM ALBAYRAK / YENİ ŞAFAK


Din-i Memnu!


Vaktiyle RTÜK'ün program cezalandırma yöntemi olarak, TV kanallarını günlerce kapatması karşısında, "etmeyin eylemeyin bu sansürdür", "programı değil izleyiciyi cezalandırmaktır" mealine gelen kaç yazı yazdığımı hatırlamıyorum. İlkesel olarak, sansüre, kapatmaya, cezalandırmaya, yasaklamaya, kısıtlamaya, kayıtlamaya karşı olduğumu, bilenler bilir.


Gelgelelim sayın okur, bu ilkesellik, Aşk-ı Memnu dizisinin "reyting zıplatıcı unsur" olarak gereksiz uzatılmış erotik sahnelerinin beş ya da altı yaşında çocukların yapışık pozisyonda televizyon izledikleri saatlerde yayınlanmasını mübah görmeme yetecek derecede sarsılmaz değildir.


Çocukların da, şiddetle, cinsellikle, anlamlandıramayacakları ya da yanlış anlamlandırabilecekleri yetişkin konularıyla tanışma konusunda "idrak" yaşları bulunduğu konusunda da birtakım "ilkeleri" bulunan ve ikisi tartıldığında çocuklar tarafının ağır çekmesini uman birisiyim.


Hiç saklanmayın, sizi görüyorum; "saldım çayıra, mevlam kayırsa da olur, kayırmasa da" türü ebeveynlerden değilseniz, siz de bu seçeneği tercih edersiniz...


Peki, bu Aşk-ı Memnu üzerinden koparılan kıyamet nedir? Sanki RTÜK, reyting yarışında üstte kalabilmek için hergün birbirini öldüren, her gün birbirine ihanet eden, hergün birbirini gammazlayan, hergün birbirine dümen çeviren dizi karakterleriyle dolu olan dizilerden bir diziyi "yavaş olun abiler, aile var" kabilinden uyarmamış da, Halit Ziya Uşaklıgil'in kitabını toplatıp yaktırmış...


Yazılanları ciddiye alsanız, edebi mirasımız, şiirimiz, denememiz, romanımız ve dahi andımız RTÜK tehdidi altında zannedersiniz. Uyarı sebebi cinsellik ya, uyarıcı kurumun da hükümetle organik bağı olduğu varsayılıyor ya, koparılan fırtınaya baksanız Cumhuriyet'in kurucu ilkeleri yok edilme aşamasında sanabilirsiniz...


Ey, ağalar, paşalar, "sansür var" diye diye madik atanlar!..


Tamam, özgür kadın mitosuna benzeyen her varlık formundan süper rol modeller çıkarabilirsiniz biliriz; ama birincisi, dünyanın neresine giderseniz gidin ahlaksız bir ilişki biçimi olarak tanımlanacak "kocasının yeğeniyle iş pişiren kadın" figürünün dizide uzuun uzuuun tasvir edilen özgürlük algısıyla, kadın özgürlüğü kalemi asla aynı frekansta değildir.


Hayır, Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu romanını eleştiriyor değilim, çünkü Aşk-ı Memnu "bakın şekerler; bu tür yasak ilişkilerde erkek çoğunlukla, statü, servet ya da saygınlığı tercih eder; canı pahasına, ruhu pahasına seven kadın ise ne yapar; kaybeder" şeklindeki kulaklara küpe cinsinden temasıyla tıpkı Madame Bovary, tıpkı Anna Karenina gibi gayet ahlakçı ve bir tarafıyla feminist de bir romandır.


Eleştirdiğim, cinsellik ve şiddetin TV'de her daim "geçer akçe" olduğuna çoktan uyanmış, bu uyanışı reytinge/paraya tahvil etmeye ahdetmiş yapımcıların romandan başka, bambaşka bir "şey"e dönüştürdüğü Aşk-ı Memnu dizisidir.


Olayın ikinci boyutu ise, Bihter'e gösterilen şefkatin, müsamahanın onda biri, Diyanet İşleri Başkanı olan, yani doğal olarak yüzde 90'ı Müslüman nüfusa sahip olan bir ülkede, açıp iki satır Kur'an-ı Kerim okumayı salık vermesinden daha doğal hiçbir şey bulunamayacak Ali Bardakoğlu'na gösterilmeyip, dört koldan, "ne dedin sen ne dedin?" demek ve lafını ağzına tıkmak suretiyle uygulanan şeffaf sansürü, "sansür istemezük"çülerin açıklaması gerektiği.. Ki, kanaatimce okkalı bir çelişki barındırmaktadır.


Hayır efendim, yanıldınız. Bu, yasakçılıktan şişme ego devşiren klasik muhafazakar tutumu değildir.


Bu, bu ülkede televizyonda gördüklerini taklit etmek isterken pokemon niyetine altıncı katın camından uçmuş çocukların, bir dizi karakterinin senaryo gereğince rol icabı ölümü karşısında kanlı canlı gıyabi cenaze namazı kılabilmiş yetişkinlerin bulunmasına; kurguyla gerçeğin aynı metinde bir araya gelebilmesine, tüm varlığıyla esef etmiş bir düşüncedir.


Ha, ille de tahammülsüzlükten sözedeceksek, sırf Kur'an okuma tavsiyesinde bulunduğu için, Na'vi dilinde konuşuyormuş gibi şaşakalınan Ali Bardakoğlu'ndan başlayabiliriz...

Bir maden suyu skandalı daha: Dışkı tespit edildi Meğer bu yüzden evlere geliyormuş Sabah ve öğle saatlerinde sakın dışarı çıkmayın! Arınç'tan Özgür Özel'e: Allah bin kere razı olsun Ünlü oyuncu eşcinsel olduğunu açıkladı! İki erkekle aynı anda öpüşmesi gündem olmuştu