Emre Konuk, MedyaTava'nın sorularını yanıtladı! Uyanış: Büyük Selçuklu'nun hazırlık sürecinde neler yaşandı? Proje kaç sezon planlandı?

Uyanış: Büyük Selçuklu, oyuncu kadrosu, prodüksiyonu ve savaş sahneleriyle sezonun öne çıkan yapımlarından biri oldu. Bu iddialı projenin yapımcılığını, genel yönetmenliğini yapan, senaryosunu da Serdar Özönalan'la birlikte kaleme alan Emre Konuk ile hem diziyi hem de gelecek planlarını konuştuk.Ömer ÜST / MEDYATAVA(omerust@outlook.com)'Büyük Selçuklu'nun hazırlık sürecinde neler yaşandı? Proje kaç sezon planlandı?'Tarihi diziler genellikle Osmanlı dönemini tercih ederken, Selçuklu dönemini dizi yapma fikri nasıl ortaya çıktı?Selçuklular dönemi, genel olarak İslam tarihi açısından önemli bir kırılma noktası oluşturuyor. Türklerin 12’nci yüzyıl ertesinde dünya tarihinin seyrini değiştirebilmelerini mümkün kılan başarının nüvesi Büyük Selçuklular döneminde yatıyor diye düşünüyorum. Sadece siyasi manada yeni bir kuruluş döneminin öncüsü olmaları anlamında değil, kültürel ve düşünsel manada da Selçuklular kendilerinden sonraki asırları belirleyici, yönlendirici bir tecrübe geliştirdiler. Bu dönemi ve ruhunu kavramadan ne Eyyubileri, ne Danişmendlileri, ne Anadolu Selçuklularını ne de Osmanlıyı anlamak mümkün görünmüyor.Özetle yüzümüzü Selçuklu’ya çevirmemizin nedeni, İslam tarihinin ikinci büyük atılımını yönlendiren siyasi, kültürel, düşünsel motivasyonu keşfedip bunu günümüz insanıyla paylaşabilmekti. Bu bakış açısıyla işe girişmenin zorluklarından biri, tabii daha önce Büyük Selçuklularla ilgili bu düzeyde herhangi bir yapımın bulunmamasıydı. Bu nedenle bizim izleyiciye aktarmak istediğimiz dünya ile izleyicinin beklentilerinin nasıl kesişeceği sorusu zihnimizi hep meşgul etti. İlk bölümler itibariyle bu sorunun üstesinden de gelmiş görünüyoruz.TRT 1’de ekranlara gelen dizinin yapımcılığını ve genel yönetmenliğini üstleniyorsunuz. Senaryoyu da Serdar Özönalan ile kaleme alıyorsunuz. Bunun avantajları ve dezavantajları neler?Selçuklu dönemini bir drama olarak 3 yıl önce çalışmaya başladım. Önceleri bireysel bir çaba olarak başlayan bu çalışma, birinci yılın sonunda danışmanlarımızın ve başta Serdar Özönalan olmak üzere senaryo ekibimizin dahil olması ile birlikte somut bir hal almaya başladı. Evvela bu işi neden yapmalıyız sorusunun yanıtlarını verdik. Ardından hikayemizin ana omurgası oluşmaya başladı ve nihayet projemiz izleyenlerle buluştu. İşin mutfağından gelen bir yapımcı olmanın hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Bir kere yapım gereği çok zor ikna olan biriyimdir. Ekibimin ve kendimin sınırlarını son noktalarına kadar zorlarım. İşi başarılı kılan detayların de her zaman bu sınırlarda olduğuna inanırım. İşin her aşamasında bulunduğum için çok az uyuyorum ama bu durumdan hayatım boyunca hiç şikayetçi olmadım. Projeyi şu aşamada dahi geliştirmeye ve daha iyiye taşıyabilmek için her dilden kaynakları okumaya devam ediyoruz.İlk bölümden itibaren reyting listelerinde zirvede yer alıyor ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’. Seyircinin bu ilgisini nasıl değerlendirirsiniz?Bölümler ardından bize gelen dönüşler beklentimizin de üstündeydi. Dizinin, izleyicileri saran bir dil ve hikaye inşa ettiğini gözlemliyoruz. Hikaye etmeye çalıştığımız dünyanın, Anadolu mayasının harcının karıldığı yerin ta kendisi olması herkesi bu kök mayaya doğru çekecek. Umudumuz bu yönde.Dizinin kadrosunda çok önemli isimler var. Oyuncu seçimlerinde nelere öncelik verdiniz?Hikaye aşamasında bazı karakterlerle ilgili aklımızda bazı oyuncular vardı. Bunların bir kısmı projeye katıldı. Bu mesele biraz hislerle alakalı. Aynı rolü oynayabilecek çok yetenekli oyuncular vardır. Ancak oturup karakter üzerine konuşmaya başladığınızda çok ince nüanslar rolün hakkını kimin daha iyi vereceğine dair belirleyici oluyor. Çok şükür ki işe gönlünü koyarak hakkını veren bir oyuncu kadromuz var.Güçlü oyuncu kadrosunun yanında dizinin kostümleri de çok dikkat çekiyor. Kostümlerin ve dekorların hazırlanmasında nasıl bir yol izlendi?Doğrusu sadece karakterler hakkındaki okumalar ve fikri hazırlık sürecinin bir yıl sürdüğünü söyleyebilirim. Tek tek her bir karakteri, Gazali’yi, Melikşah’ı, Hasan Sabbah’ı, Sencer’i, Hemedani’yi, Ömer Hayyam’ı tüm ayrıntılarıyla çalıştık ve hemen her dilde üretilmiş literatürü masamızın üstüne koyup seyirciye nasıl bir karakter yansıtacağımız üzerinde kafa patlattık. Diğer taraftan ilerleyen bölümlerde daha yakından göreceğimiz geniş tarihsel bağlamı nasıl yansıtacağımız sorusu da başlı başına bir meseleydi. Burada sadece Selçukluları değil Fatimileri, Karahanlıları, Gaznelileri, Bizans İmparatorluğu’nu, Türkiye Selçuklularını, hatta giderek Eyyubiler’e kadar varan bir siyasi organizasyon aksını tahayyül ettik. Bunları konumlandırıp ilişkilendirebilmek için uzun bir hazırlık sürecine ihtiyacımız vardı.Nihayet kurduğumuz dünya ile ilgili hazırlıklardan söz edilebilir. İşaret ettiğim fikrî hazırlığa ilaveten, bu fikri somutlaştıracak dünyanın kurulumuyla ilgili de uzun bir hazırlık süreci yaşadık. Bu geniş dünyayı yansıtabilmek için devasa bir platoya ihtiyacımız vardı. TRT bu ihtiyacı gidermek ve projenin hayata geçebilmesini sağlamak için Türkiye’nin en büyük dizi-film platosunu kurdu. Selçuklu sarayından Nizamiye Medresesi’ne, Hemedani Tekkesi’nden Rasathane’ye, İsfahan Şehri’nden Batini köy ve kalelerine, Bizans Kalesi’nden Fatimi Sarayı’na, obalardan Selçuklu idari yapısının kompleks bileşenlerine kadar oldukça geniş bir dünya inşa ettik. Sözgelimi, Nizamülmülk’ün Sencer’e Selçukluların dünya-tarihsel vizyonunu aktardığı bir sahne için Selçuklu istihbarat yapısının kalbini oluşturan oldukça kompleks bir bina inşa ettik. Bu binayı sonraki bölümlerde de görmeye devam edeceğiz. Böyle bir merkezi tahayyül etmek, hayata geçirmek zorlu bir süreçti. Aynı şey diziye zemin oluşturan ve hareketlilik sağlayan İsfahan sokakları için de geçerli. Sokaklardaki gündelik hayatın dinamik akışını nasıl yansıtırız sorusu, Selçuklu gündelik hayatı üzerine kafa patlamamızı sağladı. Zannediyorum sokakla ilgili tahayyüllerimiz, önümüzdeki bölüme daha çok yansıyacak.İşin bir de sanat tarihi boyutu var tabii. Selçuklu Sarayı neye benzer, ne tür hatlar, çiniler ve geometrik figürlerle tezyin edilir? Bunlar önemli sorulardı ve seçkin sanat tarihçilerine müracaatla cevaplarını bulmaya çalıştık. Kıyafet konusu hemen her dizide gündeme gelir ve dönemi nasıl yansıttığı sorusu haklı olarak sorulur. Bu hususta da doğrudan dönemi çalışmış isimlerle her meslek grubundan karakterlerin nasıl giyindiği hususunda uzunca bir süre çalıştık. Aynı şey savaş sahneleri, silahlar ve silah kullanım tekniği gibi konular için de geçerli. Hasılı izleyiciye sunduğumuz bir buçuk saatlik her bölümün arkasında onlarca ismin kafa patlattığı, bir yılı aşan bir hazırlık süreci bulunuyor. Doğrusu hazırlığımız da hiç bitmeyecek gibi görünüyor, ekibimiz daima yaptığımız işler üzerine yeniden düşünüp en güzelini ve doğrusunu bulmak için sürekli gayret ediyor.Türk tarihinin çok önemli bir dönemini anlatıyorsunuz dizide. Senaryo için hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?Daha önce söylediğim gibi hem genel tarihsel bağlam, hem karakterler, hem Selçuklu gündelik yaşamı ve idari yapısıyla alakalı olarak, sadece Türkçe’de değil hemen tüm dillerde ne yazıldıysa kütüphanemizde onlar yer aldı, okundu ve notlandırıldı. İzleyici dizide aynı zamanda bu büyük literatürün süzülmüş izlerini seyrediyor aslında.Emre Konuk’un tarihe olan ilgisi ne zaman ve nasıl başladı?Tarih okumayı evvelden beri severim. Lise dönemlerimde tarih dersine yaklaşımım ödev ya da zorunluluk bilincinden öte bir roman ya da hikaye okumak gibiydi. Hâlâ daha en sevdiğim şey kaynak kitapların yanı sıra tarihi romanlar okumaktır.Uyanış: Büyük Selçuklu kaç sezon olarak planlandı?Allah’tan bir mani olmazsa 4 sezon planlandı ve her sezonun da genel hikaye ve konseptleri hazırlandı.Dizi ya da film olarak yapmak istediğiniz bir dönem var mı? Gelecek projelerinizden bahseder misiniz?Asr-ı Saadet dönemini film haline getirmek en büyük hayalim. Yakın zamanda ise Abdülkadir Geylani Hazretlerinin hayatını anlatan “Hay Sultan” isimli diziye başlayacağız.Tarihi dizilerimiz yurt dışında da büyük ilgi görüyor. ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’ için durum nasıl? Kaç ülkede yayınlanması planlanıyor, Youtube üzerinden hangi ülkeler izliyor en çok?Azerbaycan, Pakistan, Endonezya, Tunus, Arjantin gibi ülkelerden çok fazla mesaj alıyoruz. Yurt dışı satışları ile ilgili çeşitli ülkelerden alaka olduğunu biliyorum ancak net bir şey söylemek için en az 1-2 sezon kadar beklemek gerekiyor.İlk bölümde görkemli bir savaş sahnesi ile giriş yaptınız. Bu sahnenin çekimleri kaç gün sürdü, neler yaşandı?Sahnenin hazırlığı 40 gün kadar sürdü. Dünya çapındaki birçok filmin koreografilerini hazırlayan Kazakistan’daki Nomad Stunts ekibinden gelen dublör arkadaşlarla beraber dünya standartlarında bir savaş sahnesi ortaya çıktı. Çekimleri 8 gün kadar sürdü.Şimdiye kadar yayınlanan bölümlerde sizi en çok etkileyen sahne hangisi oldu?Melikşah’ın oğlu Sencer’den ayrıldığı sahne diyebilirim. Melikşah’ın devletin selameti için oğlunu sırlaması etkileyici bir sahnedir.Türkiye’de tarihi diziler çok seviliyor. Sizce bunun nedeni nedir?Köklü tarihimizi ekranda görmek insanları heyecanlandırıyor. Dürüst olmak gerekirse kitap okuma alışkanlığımız düşük. Verilere baktığımızda bu tip dönem dizileri sayesinde çekilen döneme ve tarihimize merakın arttığını görüyoruz. Bu durum insanları tarihi okuma ve araştırma anlamında da heveslendiriyor.Pandemi döneminde çekiyorsunuz ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’yu ve çok geniş bir oyuncu kadrosuyla çalışıyorsunuz. Ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?Alınabilecek her türlü önlemi titizlikle alıyoruz. Sosyal mesafe, sette maske zorunluluğu, dekorun düzenli dezenfekte edilmesi, yemeklerin ambalajlı gelmesi, birimlerin ayrı ayrı yemek yemesi ve düzenli Covid-19 testi. Bunlar işi belli oranda zorlaştıran şeyler ancak insanın hayattaki her koşula alışmak gibi bir özelliği vardır.Coronavirus döneminin dizilerin izlenme oranlarına olumlu ya da olumsuz etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?Covid-19’un izleyici alışkanlığını belli oranda değiştirdiği kanaatindeyim. Evde fazla vakit geçirmenin bu alışkanlığı haftalık dizi randevusunu beklemenin ötesinde her güne hızlı tüketebileceği bir dizi sığdırmaya evirdiğini gözlemliyorum.Özellikle yeni bölüm sırasında sosyal medyada da çok konuşuluyor dizi. Gelen yorumlar sizi memnun ediyor mu?Yaptığınız projenin insanlarda bir karşılığı olduğunu görmek tabi ki de mutlu ediyor. Sinema-TV işleri kişisel hazzın dışında izleyiciden de olumlu geri dönüşler aldığında projenin sürekliliği açısından ciddi bir motivasyon kaynağı oluyor.Son olarak, ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’ seyircisine bir mesajınız var mı?Büyük Selçuklu dönemi hikaye anlamında çok zengin bir dönem ve bu dönemle ilgili heybemizde anlatacak çok içerik var. Keyifli seyirler diliyorum.