TÜRKİYE'DE SİNEMA ERKEKLERİN ELİNDE Mİ?

Kadın oyuncular Milliyet Sanat sinema yazarı Nil Kural’ın “Bir yılı değerlendirirken erkek başrollerde çok daha fazla performans akılda kalıyor. Erkek bir sinemamız mı var, kadınlara yönelik roller daha mı az” sorusuna şu yanıtları verdiler:
-SELMA ERGEÇ: Kadın üzerine çok az iyi film var. Aslında bu yıldan “Kıskanmak” ve “Uzak İhtimal”i düşünürsek, sanki biraz daha çoğaldı. Ama sinema erkeklerin elinde. Yapımcılar, senaristler, yönetmenler erkek. Tabii, parasını erkek verip, senaryosunu erkek yazıp, filmi erkek çekerse ne olabilir ki?
-BESTE BEREKET: Ataerkil bir toplumda, kadınların problemleri erkeklerden kaynaklanıyor. Bir erkeğin bir kadının hikayesini yeterince güçlü yazamaması çok normal.
-SAADET IŞIL AKSOY: Türk sinemasında bir dönemde güçlü kadın hikayeleri yapılmış, “Ah Belinda”, “Teyzem” gibi. Şimdi bunlar gibi örnekler sayamayız. Şu anda geçmişe göre bir artış değil, bir geriye gidiş var. Türkiye’de de, dünyada da erkek baskın hikayeler ve erkek karaktere hizmet eden kadın karakterler görüyoruz.
-GÖRKEM YELTAN: Eskiden Türk filmlerinde anlatılan bir kadın hikayesi değil, kadını merkeze alan hikayeler. Bunun nedeni de o dönemin kadın oyuncularının, kadın olarak varım demesi... Hem oyunculuk güçleri hem de başka güçlerle piyasayı ellerinde tutabilme imkanları vardı. Şu anda bizim toplumda kadın üzerine yazılabilecek çok fazla hikaye yok. Kadın hikayelerinin olması için kadının toplumda hikaye yaratacak kadar etkin rol oynaması gerekiyor.
-TÜLİN ÖZEN: Kadınla ilgili bir hikayenin olması zor çünkü hem kadının toplumda yeri yok hem de kadınlar şu anda kadın gibi değil, erkek gibi davranıyor. Dışarıdaki hayatta kadını fazla görmüyoruz zaten. Kadın en fazla evinin içerisinde, odasında kadın olabilir.
Ama diğer herhangi bir yerde erkek kurallarıyla oynamaya çalışıyor. Sürekli ikinci planda kalmaya mahkûm.