ŞAHDAMARI

Neslihan Acu'dan Gülben Ergen'in magazin basınının ve sosyal medyanın diline düşen mesajlarına farklı bir yorum / Öldürmek konulu Muhabbet Kralı'ndan izlenimler..

Google Haberlere Abone ol
ŞAHDAMARI

Neslihan ACU/YENİ ASIR


Şahdamarım mısın?
Gülben Ergen, "Şahdamarım mısın sen benim?" ve "Sahip misin sen bana?" mesajlarıyla gündemin ortasına düşünce, kendini soğukkanlılıkla savundu: "Kiminle mesajlaştığımın hesabını vereceğimi düşünmezdim doğrusu... Unutmayın ki bana bir şey olmaz, şimdi de gülerim, sonra da gülerim..."
Esasında bir insanın telefon mesajlarının ortalığa böyle saçılması gerçekten çok rahatsız edici bir durum.
Ama ülke bu, magazincilik bu, hatta dünya bu... Yapacak pek bir şey yok.
Benim asıl yazmak istediğim konu başka.
Gülben Ergen hakikaten güçlü bir kadın... Çakalların cirit attığı vahşi şov dünyasında yıllardır -hem de bir sürü varta atlatarak- ayakta kalabilmiş olması, bunun ispatı.
Mesajları tam da bu yüzden iç burkuyor.
"Şahdamarım mısın sen benim" ya da "Sahip misin sen bana" sözcükleri şiddetli bir korunma, sahip çıkılma özlemini dile getiriyor gibi geldi bana.
Sosyal alemde bu sözlerin epey makarası yapıldı. Ne arabeskliği kaldı, ne kıroluğu...
Ama ben sözcüklerin tipine değil, neyi ifade ettiklerine bakmayı tercih ediyorum. Ve orada, çok güçlü /yırtmış kadınların bile, gerçek sevgiye /sağlam bir erkeğe duydukları özlemi görüyorum. "Şahdamarım mısın sen benim?" sorusunda, "Beni hep sever misin, korur musun, sana güvenebilir miyim, zor zamanlarımda da yanımda olacak mısın?" anlamları gizli.
Entelektüel bir kadın derdini başka biçimde ifade ederdi belki ama özlemler bence çoğu kadında aynı.
Ne yazık ki, karşılığı yok.
Çünkü sağlam erkekler siyah-beyaz filmlerde kaldı. Şimdikiler işin sırf eğlencesinde, skorcu tipler. Kadının zor zamanlarında uzamayı tercih ediyorlar.


Acu'nun köşesinin tamamını okumak için

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin