Financial Times gazetesi, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanmasını değerlendirdiği geniş haberinde AKP hükümetini devirmek için komplo kurmakla suçlanan yüzlerce kişi yargılandığına dikkat çekerken, son gazeteci tutuklamalarının ve soruşturmalarının AKP'ye yönelik eleştirileri bastırmak için kullanıldığı endişelerini körüklediği"ni yazdı.
Financial Times gazetesi, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanmasının ardından Türkiye'deki basın özgürlüğüne ilişkin tartışmaları, "Türkiye, Siyasi Eleştirileri Bastırmakla Suçlanıyor" başlıklı geniş haberinde değerlendirdi. Gazete, Türkiye muhabiri Delphine Strauss imzasını taşıyan haberde Nedim Şener'in yakında tutuklanacağı tehditlerini aldığını yazdıktan iki hafta sonra diğer beş yazar ile birlikte, giderek genişleyen bir soruşturma kapsamında gözaltına alındığına dikkat çekti. Gazete şöyle dedi.
"Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) devirmek için komplo
kurmakla suçlanan yüzlerce kişi yargılanıyor. Son tutuklamalar,
Ergenekon olarak bilinen bir şebeke ile iddia edilen ve Balyoz
olarak adlandırılan, iki askeri komplo soruşturmalarının seçimler
öncesi AK Parti'ye yönelik eleştirileri bastırmak için kullanıldığı
endişelerini körükledi."
-"400 SANIĞIN ÇOĞU 2008'DEN BERİ CEZAEVİNDE"-
Aynı zamanda Arap dünyasına sık sık bir reform modeli olarak söz
edilen bir ülkede gazetecilere yönelik bastırma gibi görülen
operasyonların yurt dışında kınanmasına yol açtığına dikkat çeken
gazete, söz konusu soruşturmaların kapsamındaki 400 sanığın
birçoğunun 2008 yılından beri cezaevinde bulunduğuna işaret
etti.
Financial Times, savcıların ve hükümetin açıklamaları ile
operasyonları eleştirenlerin görüşlerini aktardığını haberde birçok
insan ilk başta Ergenekon soruşturmasını, Türkiye'nin askeri darbe
tarihine son verme aracı olarak görerek desteklediğini belirterek,
"Ancak dört yılı aşkın bir süre devam eden ve davaların
sonuçlandırılacağı yönünde hiçbir işaret bulunmayan bir yargı
sürecine ilişkin kuşkular büyüyor" diye yazdı.
-"ŞENER VE ŞIK GÜÇLÜ DİNİ CEMAATI ELEŞTİRİYORDU"-
Şener'in "Ergenekon" sanıklarının çoğunun görüşlerini
paylaşmadığını, Hrank Dink ile ilgili kitabında polisin
soruşturmasının eksikliklerini gözlerin önüne serdiğini, Şık'in ise
"Darbe Günlükleri"ni ortaya çıkararak, "Ergenekon" soruşturmasının
başlatılmasına katkıda bulunan gazetecilerden biri olduğuna dikkat
çekildikten sonra şu yorumu yapıldı:
"Ancak her ikisi, hem Sayın Erdoğan'ı, hem de üyeleri sık sık
hükümete sempati gösteren ve poliste etki sahibi oldukları
inanılan, vaiz Fethullah Gülen'in liderliğindeki güçlü dini cemaati
eleştiriyordu."
-"TÜRKİYE'NİN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SİCİLİ PEK PARLAK DEĞİL"-
İngiliz gazetesi, Şener ve Şık'ın gözaltına alınması gazetecilerin
öncülüğündeki binlerce Türkün protesto gösterisi yaptığını, ABD ve
Fransa ile Avrupa Komisyonu'nun kaygılarını dile getirdiğine dikkat
çekerek Şubat ayında da üç gazetecinin tutuklandığını anımsattıktan
sonra da "Türkiye'nin basın özgürlüğü sicili pek parlak değil.
Gazeteciler, örneğin, 1915 yılındaki Ermeni katliamı veya ayrılıkçı
Kürtlerin talepleri konusunda yazdıkları için yargılandı" diye
yazdı. Haberde şu yorumu da yapıldı:
-"BAZI TABULAR HAFİFLEDİ AMA HÜKÜMET ELEŞTİRMEK ZORLAŞTI"-
"Bazı tabular şimdi hafifledi ama gazeteciler, Sayın Erdoğan'ın
hükümetini eleştirmenin zorlaştığını söylüyorlar. Halen
varlıklarının birçoğunu satma baskısı altındaki Doğan grubuna
empoze edilen büyük vergi cezaları, Türk gazetecileri arasında oto
sansürü teşvik etti."
Financial Times, haberine son verirken de, "Bazıları, orduyu eleştirmek veya komünizmi desteklemek gibi bazı konuların dokunulmaz olduğu ancak en az kuralların açık olduğu dönemi nostalji ile hatırlıyorlar" görüşünü de dile getirdi. ANKA