Diziler ‘İkinci Bahar’ını yaşamak zorunda!

Dizi sezonunu açtık çok şükür. Sezona merhaba diyen ya da yeni yeni gün yüzüne çıkan diziler peş peşe yayınlanmaya başladı. Sizi bilmem ama, ben artık takip etmeyi bıraktım. Yapamıyorum çünkü.

Sizde de öyle olmuyor mu? İnsan akşam işten çıkıp evine vardığında günün yorgunluğunu atmak istiyor. Peki siz bunu nasıl yapıyorsunuz?

Bence en güzel yöntem üzerimizi değişip, yemeğimizi yedikten sonra oturmaktan artık çökme arifesine geçmiş koltuğumuza yapışıp TV izlemek.

Bunu yapmayan yoktur sanırım. Hayali bile güzel değil mi?

Ben mesela daha eve ulaşmadan hayalini kurmaya başlıyorum. Akşama kadar beynimi doldur boşalt yapmışım. Kim bilir neler sığdırmışım o minicik beynime? Akıl alır gibi değil… Haliyle de dinlenmeyi hak etmiş oluyorum.

Aslında hepimiz TV karşısında gerçekten de zihnimizi boşaltıyoruz. Amacımız öyle bir şeyler izlemek de değil, izliyormuş gibi yapıp, aslında boşluğa haykırmak. Bir nevi tavana bakma modu. Yoksa derdimizin TV izlemek ile hiçbir alakası yok.

Peki TV karşısında dinlenme moduna geçebiliyor muyuz? İşte burası çok önemli.

Diyelim ki; saat 19.00 gibi eve vardınız. Haber saati! Açtınız bir kanalı, izlemeye başladınız. Ana haber bülteninin sonuna geldiğin an sunucu arkadaşımız bir anons patlatıveriyor.

- Ana Haber Bültenimizin hemen ardından Türkiye’nin en çok izlenen dizisi ‘Uzak Şehir’ evinize konuk oluyor. Bizden ayrılmayın!

Haydi bakalım. Yahu tamam da ben misafir kabul ediyor muyum, soran yok. Neden kapanışı “Akşamınızın kalan kısmında koltuğunuzdan kalkın ve kendiniz için daha güzel bir şeyler yapın” gibi bir anons ile yapmıyorsunuz ki…

Ama yok! İlla bizi konusu belli, sonucunu bile neredeyse tahmin edebildiğimiz hatta neredeyse oturup senaryosunu bile yazabileceğimiz dizilere bizi yönlendireceksiniz.

Tamam dizilerin bazıları gerçekten oyunculuğuyla, konusuyla kaliteli ve bizi içine çekiyor. Buna varım. Ama bu kadar ısrara da gerek olmadığını düşünüyorum

Kaldı ki; TV’lerde dizilerin hepsi aynı anda başlıyor. İnsanın arada farklı bir şey bulabilmek umuduyla kanal değiştirmekten parmakları uyuşuyor. Hepsini aynı anda takip etmemiz zaten zor ama, imkansız da değil. Gündüz kuşağında ve hele ki hafta sonları neredeyse her dizinin tekrarı var. Kaçarımız yok maalesef.

Bizi öyle dizi bağımlısı haline getirdiler ki; tekrarlarını izlerken bile ilk kez izliyormuşçasına pür dikkat haldeyiz. Bu bağımlılık dizi sektörünü o kadar mutlu ediyor ki; daha biri final yapmadan yenisini çekiyorlar ve tanıtımları dönmeye başlıyor.

Açıkçası bu bağımlılık bizi öyle esir almış ki; her birimiz dizi karakterine bürünmüş durumdayız. Birileri arkamızdan Eşref diye seslense ‘efendim’ diyeni gördüm ben. Sokakta ‘Alya’ diye seslensen oyuncunun hüzünlü bakışıyla karşı karşıya kalabilirsin herhangi bir kadının yüz ifadesinde.

O an kimimiz Uzak Şehir’in Alya’sı ya da Boran’ı, bazılarımız ise Eşref Rüya’nın Eşref’i veya Nisan’ı oluveriyoruz işte…

Bana aklına gelen ilk dizileri yaz deseniz; o kadar çok ki; buraya sığdıramam.

En son hangisini sonuna kadar takip ettim, diyebileceğim sanırım 3-5 dizi vardır. Mesela Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden İnci Taneleri… Sezon açıldı ama ne zaman Dilber’i tekrar izleyeceğiz ya da Azem Hoca ve Piraye aşkı nereye evrilecek.

Bu dizi aslında benim için bir milattır. Bunun öncesi izlediklerimi yazdığımda anlayacaksınız neden böyle dediğimi…

- Aramızda Kalsın

- İkinci Bahar

- Süper Baba

- Perihan Abla

- Mahallenin Muhtarları

- Ekmek Teknesi

Özellikle İkinci Bahar dizisi… Kaç kez tekrarını buldum ve seyrettim anımsamıyorum bile. Ali Haydar Usta’nın Vakkas Usta ile atışması. Hanım’ın Ali Haydar Ustaya olan aşkı! Hala her karesi aklımdadır. Aramızda Kalsın’ın Bahattin’i mesela ne uğraşlar verdi ailesini ayakta tutabilmek için.

Buradan bütün senaristlere seslensem mesela, beni duyarlar mı acaba?

Bu iki güzel dizi gibi içerisinde kendimizi bulacağımız, oyunculuğuyla, sözleriyle örnek alacağımız, konusuyla oyuncuların örtüştüğü benzer aile dizilerini kaleme alabilirler mi?

Aksi halde hepimiz ya kabadayı olup çıkacağız ya da aşkımızla boğulup, dağları deleceğiz.