İngiltere’nin güneybatısında, huzurlu doğası ve kırsal dokusuyla tanınan Studland köyü, artık lüks yaşamın yeni adresi olarak anılıyor. Dört altın kumlu plajı ve beyaz kayalıklarıyla yıllardır doğaseverlerin gözdesi olan bu küçük köy, bugün hızla yükselen emlak fiyatları ve çarpıcı konut projeleriyle gündemde.
SESSİZLİĞİN YERİNİ ŞATAFAT ALDI
Taş evleri ve doğal yapısıyla uzun süre boyunca özgünlüğünü koruyan Studland, son yıllarda ikinci ev sahiplerinin ve yüksek bütçeli alıcıların ilgisini çekmeye başladı. Bu ilgiyle birlikte bölgedeki emlak piyasası adeta patlama yaşarken, geleneksel yapıların yerini modern ve gösterişli binalar almaya başladı.
Bölge halkı ise bu değişim karşısında ikiye bölünmüş durumda. Kimileri köyün dönüşümünü ekonomik fırsat olarak görürken, bir kısmı ise tarihi ve doğal dengenin bozulmasından endişeli. Bu tepkinin merkezindeki gelişmelerden biri, 2.2 milyon sterlinlik geleneksel bir evin yıkılarak yerine cam cepheli, üç katlı bir villa yapılmak istenmesi oldu. Proje, köyün estetik dokusuna zarar vereceği gerekçesiyle komşulardan sert eleştiri aldı.
YENİ VERGİ UYGULAMASI DEVREYE GİRDİ
Dorset Belediyesi’nin verilerine göre, bölge genelinde yaklaşık 2.000 ikinci konut bulunuyor. Studland, Corfe Castle ve Lulworth gibi köylerin yer aldığı bu bölgede, ikinci evler giderek artan bir sorun haline gelmiş durumda. Studland’daki evlerin yarısından fazlasının artık ikinci konut statüsünde olduğunu belirten Mahalle Meclisi Başkanı Nick Boulter, bu durumun yerel halk üzerindeki etkisine dikkat çekiyor.
Belediye ise çözüm olarak 1 Nisan itibarıyla yeni bir vergi uygulamasını devreye aldı. Artık ikinci ev sahipleri, mülkleri için yüzde 100 oranında belediye vergisi primi ödemek zorunda. Bu da standart belediye vergisinin tam iki katına denk geliyor.
