2025 Kurban Bayramı Tatili 16 Gün!

4 gün olan Kurban Bayramı tatilinin uzatılıp 10 güne çıkarılmasıyla ilgili talepler gelirken ünlü ekonomist Alaattin Aktaş, bu taleplere resmen köpürdü ve kendi önerisini getirdi: Uzasın ve tam 16 gün olsun!

Google Haberlere Abone ol
2025 Kurban Bayramı Tatili 16 Gün!

Artık her yıl geleneksel hale gelen Ramazan ve Kurban bayramlarında kalan iki üç günlük kısmı idari izinli sayıp tatil ilan etme en son Ramazan Bayramı'nda olmuş ve bayram tatili 9 güne çıkarılmıştı.

Şimdi Kurban Bayramı için de benzer bir talep gelirken 9 Haziran'da biten bayramın 10-11-12-13 Haziran'ın da dahil edilerek uzatılması konuşulmaya başladı.

Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş da b.ugün konuyla ilgili bir yazı yazarak tatillerin uzatılmasına tepki gösterdi ve kendisi de başka bir öneride bulundu: 16 gün tatil yapın....

İşte Ekonomim.com'daki "Bu tatile tatil eklemeler artık kabak tadı vermedi mi?" başlıklı yazısından bir bölüm

Bu yıl Ramazan Bayramı salı günü bitti; takip eden üç iş günü eklenerek o hafta tümüyle tatil edildi.

Şimdi önümüzde Kurban Bayramı var. Kurban Bayramı 6 Haziran Cuma günü başlıyor ve 9 Haziran Pazartesi günü bitiyor.

Ramazan Bayramı’ndaki gibi haftanın ilk iki günündeki tatile üç gün daha eklenerek sürenin dokuz güne çıkarıldığını gördük de işte bu kez beklenti çok abartıldı.

Şimdi konuşulan 9 Haziran Pazartesi gününe sonraki dört iş gününün eklenmesi. Bayramın bir gün öncesi 5 Haziran zaten arefe ve yarım gün iş var. O da arada kaynar gider ve tatil tam on bir güne uzar.

10-13 Haziran günlerini, yani bu dört günü tatil etmeyi düşünenlere bir öneri de benden...

Gelin eliniz değmişken Bayram öncesindeki üç günü de, yani 2 Haziran Pazartesi, 3 Haziran Salı ve 4 Haziran Çarşamba’yı da tatil edin; 31 Mayıs ve 1 Haziran zaten hafta sonu ve tatil, böylece dört günlük Kurban Bayramı tatili 31 Mayıs-15 Haziran dönemine uzasın ve tam 16 gün olsun!

Uzayan tatiller, aksayan işler...

Resmi tatillere niye ek yapılıyor? Bu sorunun çok somut bir yanıtı yok aslında. Çünkü bu ek tatiller herkesi kapsamıyor ki. Aslında iyi ki de kapsamıyor.

Düşünsenize Türkiye’ye bir haftalığına adeta kilit vurmak gibi bir şey olurdu bu. Memurlar idari izinli sayılıyor; kamu kuruluşları kapanıyor, buralarda işi olanlar da zorunlu izin yapmak durumunda kalıyor.

Ya aksayan işler ne oluyor peki? Ramazan Bayramı da 1 Nisan Salı günü bitti ama üç günlük uzatmayla tatil dokuz güne uzadı.

Resmi tatillerin aslında hangi gerekçeyle olduğu bile bilinmeden böylesine uzatılmasına çoğu kesim tepkili de o kesimlerin sesi pek değil, hiç çıkmıyor. Örneğin herhangi bir işveren ya da işçi örgütünden bir itiraz sesi duyuldu mu?

“Tatil uzatılsa iyi olur, iç turizm canlanır” deniliyor ya, bu görüşlere karşı dün bir sanayici okurum şunu soruyordu: “Turizm belki canlanacak ama üretimi kim yapacak? Bu tatiller bizi doğrudan etkilemese de dolaylı etkiden kaçınmak mümkün değil.

Örnek mi, diyelim bir teslimat yapılacak, yapılamıyor; örnek mi, diyelim bir alacağımız var, ödenemiyor; örnek mi, kamuyla bir iş görüşmesi var, muhataplar izinli.

Ayrıca kimi zaman idari izinli sayılan eşi kamuda görev yapan bir çalışanımız da izin yapmak istiyor. Çocuklarının da okulu tatil. İzin versek bir türlü, vermesek bir türlü. Çok önemli sayılmasa da bu tür izin istekleri bile işlerimizin aksamasına yol açıyor...”

Ya sağlıktaki durum?

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şaban Şimşek Ramazan Bayramı tatiline üç gün eklendiği dönemde çok sert bir açıklamayla bu kararı eleştirmiş ve tatilin uzatılmasının ne gibi sakıncalar doğurduğunu sayılarla ortaya koymuştu. Prof. Şimşek açıklamasında özet olarak şu görüşleri dile getirmişti:

“...Bizde Osmanlı döneminde bile böyle olmamış, hiçbir padişah böyle bir karar almamış, tabiri caizse memleket dükkanına kilidi asmamıştır.

Ekonomiden, mahkemelerin bile belirsiz bir tarihe kalmasından vs. bahsetmeyeceğim. Sadece bulunduğum hastaneden ve klinikten birkaç sayı vereceğim.

Bu üç günlük ek tatilde, sadece göz kliniğimizde ortalama 3 bin hastanın MHRS’den zar zor alınmış muayene randevuları iptal olacak ve meçhul bir tarihe kalacak. Aylardır ameliyat sırası bekleyen en az 120 hastanın ameliyatı iptal edilecek. Ne zaman gün verileceği de meçhul; zira önümüzdeki aylarda boşluk yok! Bunlar kaçınılmaz olarak doktor ve hasta yakını çatışması doğuracak.

Bu sayıların tüm hastane genelindeki karşılığı 50 bin-60 bin muayene ve 1000-1500 ameliyat ve müdahaledir.

Sayıları Türkiye geneline vurduğunuzda kaç milyon muayene ve kaç bin ameliyat eder.

Davası, duruşması geri kalan insanlardan, kirasını, çalışanının maaşını ödeyemeyecek esnaftan, belediyede işini halletmesi gerekenlerden, eğitimin/okulların geri bırakılmasından bahsetmeyeceğim.

Bu üç günlük tatilin kime ne faydası var? Ameliyat olamayacak bu hastaların çektiği acının veya bu arada uğrayacakları zararın, kalıcı sakatlıkların, belki ölümlerin hesabını kim verecek?”

yazıyı okumak için tıklayınız

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin