Türkiye'de her 6 kişiden birinde o hastalık görülüyor. Kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Polat, 50 yaş altındaki engelleyici hastalıklar arasında migrenin birinci sırada olduğunun altını çizerek Türkiye’de her 6 kişiden birinin migren olduğunu ifade etti.

Google Haberlere Abone ol
Türkiye'de her 6 kişiden birinde o hastalık görülüyor. Kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, Baş Ağrısı Farkındalık Haftası nedeniyle düzenlenen Migren Dostu Hastaneler Toplantısı'nda konuşan Doç. Dr. Burcu Polat, 50 yaş altındaki engelleyici hastalıklar arasında migrenin birinci sırada olduğunun altını çizdi. Migreni insanların tam olarak bilmediğini söyleyen Doç. Dr. Polat, Türkiye’de her 6 kişiden birinin migren olduğunu ifade etti.

MİGREN SİNÜZİT VE ALERJİ GİBİ HASTALIKLARLA KARIŞTIRILIYOR

Migren farkındalığının düşük olmasının ciddi sorunlar ortaya çıkardığını dile getiren Burcu Polat, hastaların kendi kendine teşhis koymayı veya profesyonel bakım aramamayı tercih ettiklerini kaydetti. Uzman olmayan doktorların sıklıkla migreni; sinüzit, alerji, servikal ağrı sendromu gibi diğer hastalıklarla yanlış teşhis edilmesinin üzerinde duran Doç. Dr. Burcu Polat, vakaların yüzde 40’ında radyasyona maruz kalma dahil olmak üzere gereksiz tıbbi görüntüleme, uygunsuz tedavilerin olduğunu söyledi.

HASTALIK HALK TARAFINDAN İYİ ANLAŞILMIYOR

EMHA tarafından gerçekleştirilen yakın tarihli bir stigma araştırmasının sonuçlarına göre migren hastalarının yüzde 93’ünün, migren hastalığının halk tarafından iyi anlaşılmadığını düşündüğünü ifade eden Doç. Dr. Polat, migrenin; klinik uzmanları tarafından yönetilmesi, yalnızca ilaç reçetesinin ötesine geçmesi ve migrenli bireylerde damgalanmayı ortadan kaldırmak için mültimodal bir yaklaşım uygulanması gerektiğini söyledi.
Türkiye genelinde toplumun yüzde 25’inin migren farkındalığının olduğunu ifade eden Doç. Dr. Burcu Polat, aile öyküsü olanların ve eğitim seviyesi yüksek olanların migren farkındalığının yüksek olduğunu dile getirdi.

KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Migrenin hayatın aktif yıllarında çok daha sık görüldüğünün altını çizen Polat, kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görüldüğünü söyledi. Migrenin oldukça karmaşık bir doğası olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr. Polat, migren ataklarını; aurasız ve auralı olarak tanımlandığını sözlerine ekledi. Aurasız migrenin belirtilerini (yüzde 80-85 oranında); 4-72 saat süren baş ağrısı atakları, tek taraflı, zonklayıcı, hareketle kötüleşen, orta veya ileri şiddetli, bulantı/kusma olarak sıralayan Polat, auralı migrenin belirtilerini ise; görsel rahatsızlık, duyusal rahatsızlık, konuşma veya dil bozuklukları ile motor bozuklukları şeklinde sıraladı.

ÜÇ SORUDA MİGREN TESTİ

Migrenin tanı testinin üç soruda yapılabileceğini belirten Doç. Dr. Burcu Polat, “Baş ağrısıyla birlikte bulantı veya mide rahatsızlığı hissettiniz mi? Baş ağrısı sırasında ışıktan rahatsız oldunuz mu? Baş ağrınız yüzünden en az bir gün işiniz veya günlük aktiviteleriniz kısıtlandı mı?” sorularından ikisine evet cevabı veriliyorsa migren olma riskinin yüzde 93 olduğunu ifade etti. Migreninin tetikleyicilerinin kişiye göre değiştiğini ancak; stres ve uykusuzluğun en sık iki tetikleyici olduğunu söyleyen Polat, tetikleyicilerin farkında olmanın atakları önlemek açısından önemini dile getirdi. Migren tedavisinde en önemli etkenin ise hasta ile iyi bir iş birliğinin olduğunu söyleyen Doç. Dr. Burcu Polat, migrenin başlıca tedavilerini; akut atak tedavileri, koruyucu tedaviler ve girişimci tedaviler olarak açıkladı.

MİGREN TEDAVİSİNDE UYGUN OLMAYAN YÖNTEMLERE DİKKAT

Hacamat, sülük, ozon tedavisi, migren ameliyatı ve Tarım Bakanlığı onaylı bitkisel ilaçların migren tedavisinde uygun olmayan yaklaşımlar olarak altını çizen Polat, atak önleyici tavsiyeleri ise; “Migren için önerilmiş tedavileriniz varsa aksatmayın. Ağrı günlüğü tutmayı ihmal etmeyin. Sağlıklı beslenin, aç kalmayın. Bol su için. Kafein ve alkol kullanımında farkındalık. Düzenli egzersiz yapın. Uyku ritminizi aksatmayın; ne fazla ne de az uyuyun. Stresinizi artıracak ortamlardan uzaklaşın. Tetikleyicilerinizin farkına varın ve mümkün olduğunca yönetmeye çalışın. Aşırı ağrı kesici kullanımından kaçının” şeklinde sıraladı.

MİGREN ATAĞI GELİNCE NE YAPMALIYIZ?

Ağrının geleceğinin hissedildiği anda hareketsiz kalarak, dinlenmeye geçilmesi gerektiğinin bilgisini paylaşan Doç. Dr. Polat, ağrı kesicinin erken alınmasını, atağın hızlı bir şekilde sonlanmasını sağlayacağını ifade etti. Buz jeli uygulamaları, uyku, uçucu yağlar, kafein, masaj-tetik noktalara yönelik uygulamalar ve nefes egzersizi gibi uygulamaların migren atağını önlemeye yardımcı yöntemler olduğunun altını çizen Polat, migrenin etkilerinin en aza indirmek için farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: AA-İHA
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin