Yerli yazarlardan mutlaka okunması gereken tiyatro oyunları

VATAN YAHUT SİLİSTRE / NAMIK KEMAL

Yazarın 1872 de kaleme aldığı tiyatro eseri. Gönüllü olarak orduya gidecek olan İslam Bey, uzaktan sevmekte olduğu Zekiye ile vedalaşmak için onun odasına girer. Zekiye’ye, kendisi hakkında duyduğu sevgiyi anlatır. Zekiye’de ona karşı kayıtsız değildir. Onun arkasından o da erkek elbisesi giyer ve gönüllüler takımına karışmasıyla hikaye başlar. 

Osmanlıca olarak yazılmıştır. Türk edebiyatının ilk romantik tiyatro eseri ve batı tarzı sahnelenen ilk tiyatromuz olma özelliklerini taşıyor.

MAHMUT İLE YEZİDE / MURATHAN MUNGAN

Mardin’de yaşayan bir Müslüman delikanlı ile Yezidi kızının imkansız sevdası anlatılıyor. Mezopotamya Üçlemesi serisi içerisinde yer alan bu eser aynı zamanda Murathan Mungan’ın ilk kitabı. Farklı ideolojileri barındıran bu topraklar hakkında yazılmış belki de en etkileyici hikaye. Salt bir aşk hikayesi sunmak yerine “ağa-köylü” çatışmasını ve dönemin en önemli gündemi olan toprak reformunun köylüler üzerindeki etkilerini de ele alıyor bu kitap. Mahmud ve Yezida’nın ölüme kafa tutan derin ve destansı aşkı herkesin lanet ettiği törelere karşı yenik düşüyor. Özellikle kitabın son kısmı çok sarsıcı. Yüzyıllardır bu topraklarda kadınlar, sevdiği için sevildiği için ölüme mahkum ediliyor “namus meselesi” adı altında. Kitabın sonu da aslında alegorik bir biçimde bunu simgeliyor.

FERHAT İLE ŞİRİN / NAZIM HİKMET

Ferhat ile Şirin bildiğimiz boyutları yanında Nazım Hikmet’in sınıfsal bakışı ve topluma yönelik sorumluluk ile bireysel aşkın özgeciliğini harmanlamış…

“Sabahat” ataerkil ilişkiler ve bunlar tarafından ezilen bir kadının dramını çarpıcı şekilde aktarıyor. “Enayi” ise çıkarcı bir dünyada adalet prensibine uygun davranmaya çalışan bir avukatın ekseninde, keskin bir kapitalizm eleştirisi barındırıyor. Nazım Hikmet okumak, her zaman uyarıcı, uyandırıcı, düşündürücü ve sorgulayıcı bir deneyim.

İSTANBUL EFENDİSİ / MUSAHİPZADE CELAL

İstanbul Efendisi, Musahipzade Celal tarafından yazılmış olan seyirlik bir oyundur.

Kızı Esma’yı evlendirmek amacıyla bir damat adayı arayışına giren Savleti Efendi’nin gerek yöntemleri, gerekse Esma’ya âşık olan Safi Çelebi’nin çabaları karşısındaki tutumu, olayları traji – komik bir hale getirecektir.

İstanbul’un dönemsel bir portresinin çizilmeye çalışıldığı oyun yaklaşık üç saat sürelidir. Kitap bu oyundan oluşmaktadır.