Söyleşinin sonunda seyirci sorularına yer verildi. Söz alan bir seyirci:
Şarkılarında özellikle kullandığın bir metafor, simge, kavram var mı?
“Benim evrenle ilgili bir problemim var. Herkes aşk üzerine yapar. Bunları yaptık tabi. Deneyimlemek zorundayız. Ama hiç yakışmadı ağzıma. Nerdesin balım falan olmadı bende. Sonra “boşluk”. Benim ilk albümümde “boşluk” parçası vardı. O türkü formundadır. Sanırım dilimi buluyorum dediğim ilk şarkımdır. Ne anlatmak istiyorum dediğim “fırtına“ parçasıdır. İlahi noktaya seslenme vardır. Ulvi bir bakış açısı var. Hiçbir şarkım yaşadığım şeylerle alakalı değildir. Bir tek “siren” şarkısı, eşime yazdığım, yaşadığım şeydir. Genelde hayal dünyam, gözlem dünyam, yaşanılan zorlukları görüp empati kurmam gibi bir şey benimkisi.”
Söyleşinin sonunda söz alan Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever:
“Biz bu sene bir pencere açmak istedik. Hayatımız o kadar yoğun geçiyor ki. Bazı şeyler kaçırıyoruz. Büyük bir fırtına geliyor. 2048 yılında hayatımız çok değişik olacak. Bazı meslek dallarının yok olacağı söyleniyor. Şu anda insanlar kendi beyinlerini kullanmak yerine deepseek, chatgpt kullanımı inanılmaz çoğalmış. Sizin konuşmanızın aynısını bir başka şeye yaptırabiliyorlar. Bizi çok değişik bir dünya bekliyor. Yapay zeka insanın yerini alacak diyorlar. Umut ediyoruz biz, hayal ediyoruz. Onların bunu yapma şansı olmadığını söylüyorlar. Müzik alanında da, sanatta da çok farklı şekilde uygulamalar hayatımıza girdi. Artık çevirmenlere değil chatgpt’ye çeviri yaptırıyorlar. Siz kendi sanatınızla ilgili bir endişe hissediyor musunuz?
“Moda, kıyafet şeylerinde bir model kullanılıyor. Giydiriyorsunuz, poz veriyor, fotoğraf çekiliyor. Şu anda yapay zekayla o manken o kıyafeti giymiş gibi gözüküyor, o manken işi bitti mesela. Bu iş 2048’i bulmaz. Dönemsel olarak insanların bir şeylere sürüklendiği biyografik dönemler var. Şimdi de bu. Niye buna kızılıyor? İnsanları tembelleştirdiği, aklını daha az kullandığı için gençlere kızılıyor. Kuşaklar arasındaki kopukluk çok açıldı. Arabaları zaten mahvettiler, her yere ekran koydular. Dönem bunu gerektiriyorsa gençler bunu yaşamak, bunun ceremesini de çekmek zorundalar. Kötü olan şey el becerilerini kaybediyor insanoğlu. İnsanoğlu hızla kendini revize edecektir.” Dedi.