Cumhuriyet Dönemi’nin bu görkemli mimarisinde Devlet Tiyatrolarının Genel Sanat Yönetmeni Tamer Karadağlı, usta sanatçılarımızı anarak söze başladı onların izinden gitmenin bir sanatçının olmazsa olmazı olduğuna değindi, Türkiye’de tiyatro sanatının seyir defterini Devlet Tiyatroları ile özdeşleştirdi.
Önümüzdeki yıl 75. yılına girecek Devlet Tiyatrolarının asıl amacının, “Çağdaş Türk toplumunun tiyatrosu nasıl olmalıdır?”ın yanıtını aramaktan geçtiğini belirten Karadağlı, derinlemesine düşünülmeden, topluma ve ülkenin koşullarına göre irdeleme yapılmadan gerçek anlamıyla sanatsal öze ulaşılamayacağını ifade etmiş, yerel olanı çağdaş tiyatroyla birleştirme, ulusal tiyatroyu oluşturma amacında olduklarının altını çizdi.
Bu amaçla seyirciye, çağdaş edebiyat eserlerimizin uyarlamalarını daha çok sahnelerde bulacağının müjdesini verdi.
Devlet Tiyatrolarının öncülüğünde, bu alanda kıymetli çalışmalara ait kapının yakın tarihte açılacağını belirtti.
Bu yıl, tiyatronun ve tiyatro sanatçılarının hayatın içinde olduğunu daha çok görüleceğini açıkladığı konuşmasının içeriğini, “Tiyatro her yerde! Tiyatro hayatın içinde!” mottosu oldu.
Devlet Tiyatrolarının seyirciyle zenginleşme, seyirciyi çoğaltma yolunda adım atacağını belirtti; repertuvar adına bu yılki temalarının “Farklılıklarımızdan bir yaşam öyküsü çıkartmak” olduğunu açıkladı.
Birbirimizi kabullenerek güçlenmenin ve çoğalmanın, yüzyıllardan beri karşıtlıklarımızla zenginleşmiş, farklı kültürlerden çok geniş bir bahçe yapmış toplumumuzun da geniş kesimlerine hitap edeceğini özellikle vurguladı.