Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal, geçen
yılki tartışılan fotoğrafları gölgede bırakacak pozlar vermeye
hazırlanıyor. Babası hayatta olsa da aynı pozları vereceğini
söyleyen Zeynep Özal, ‘Kitabım Fransızcaya çevrilecek ve kapağında
biraz daha seksapeli olan fotoğraflarım yer alacak’ diyor.
Geçen yıl piyasaya çıkan, ‘Bir Kadın Birkaç Hayat’ isimli
kitabınıza gösterilen ilgi sizi mutlu etti mi? Ne kadar
sattı?
Korsanının 40 bin sattığını duydum ki bu korkunç bir rakam.
Biliyorsunuz kitap piyasaya çıkmadan, neler yazdığım bilinmeden çok
eleştiri aldı. Sanırım herkesin, ‘acaba ne yazacak’ diye bir
korkusu vardı. Ancak kitap piyasaya çıktıktan sonra çok farklı
şeyler oldu.
- Ne oldu?
Bir kere halkın tepkisi beni çok mutlu etti. Çünkü bir dönem
başbakan, cumhurbaşkanı kızı olarak bana kızıyorlardı. Ama bu
kitaptan sonra, ‘Biz sizi böyle tanımıyorduk, sen de bizdenmişsin’
dediler. Benim de yapmak istediğim buydu. Çünkü ben de herkes gibi
sıradan bir kadındım.
- Paris’te bir imza gününüz oldu. Ama kitabın içeriğinin dışında da
sorular geldi size. Mesela türban ve dayak olaylarıyla
ilgili...
İmza gününe, Türklerin dışında Fransızlar da geldi. Çok güzel
sorularla karşılaştım. Tabii türbanı ve dayak olayını da sordular.
Türkiye’de yaşanan dayak olayının çok fazla abartıldığını söyledim.
Keşke olmasa ama dünyanın her yerinde bu tür olaylar yaşanıyor.
Medyada bir otokontrol sisteminin olması gerek. Avrupa bunu çok
güzel başarıyor. Böyle bir dönemdeyken Türkiye’yi, ‘Barbar Türkler’
diye göstermemizin hiçbir anlamı yoktu. Türban konusunda da ne
düşünüyorsam onu söyledim. Ben bu konuda serbestlikten yanayım.
Hepimizin büyükleri türban ya da başörtüsü takardı. Bu sorunun
üzerine gidilmeseydi, politik olarak kullanılmasaydı, bu noktaya
gelinmezdi. Orada da bu şekilde açıkladım. Rahat bırakılsaydı, bir
taraf mini eteğini giyerken, diğer taraf türbanını taksaydı, her
şey farklı olurdu.
- Tam karşımda, ‘Taktım bu basına’ diyen babanızın bir karikatürü
var... Babanızın döneminde de basın kanunlarında değişiklikler
yapılmıştı. Şimdi yeniden bir düzenleme söz konusu... Bu konuda
neler söylemek istersiniz?
Babam sadece yalan habere karşı gelmiş, yalan haber yapan belli bir
ceza alsın demişti. Ama şimdi daha sert. Eee, gelen, gideni
aratırmış. Tekzip kanunu çıkmıştı. Tekzip çok önemlidir. Olayla
ilgisi olmayan insanın kendisini savunmasıdır. Bu olay çok
büyütülmüş, babama çok yüklenilmişti. Halbuki babam para cezası
getirmişti, şimdi ağır hapis cezası var. Son hali ne olacak
bilmiyorum.
İlişkimi saklamayı başardım
- Annenizle aranız nasıl?
Limoni. Çok önemli bir sorun yok aslında. Anne-kız arasında olur
böyle şeyler. Bakın, benim kendime göre doğru bildiğim bir hayat
tarzım var. Ben o yoldan asla taviz vermem. Kendime bakıyorum,
geçmişime bakıyorum, keşkelerim yok. İnanın bugün olsa yine aynı
şeyleri yapardım. Bu benim hayatım.
- Semra Hanım sanırım estetik ameliyatlarınıza kızdı...
Tabii ki endişeleri olduğu için yaptırmamı istemedi. Ben dinlemedim
ve yaptırdım. Aynaya baktığım zaman kendimi beğenmek için
yaptırdım.
- Yaptırdınız, beğendiniz ve erotik fotoğraflar çektirdiniz.
Kendinizi öyle mi görmek istediniz?
Onları kitap öncesi çektirdim. Bu bir imajdı, hoşuma gitti. Mesela
bu kitabım Fransızcaya çevrilecek ve oradaki kapağı farklı olacak.
Biraz daha seksapeli olan fotoğraflarım yer alacak. Değişiklikte
fayda var her zaman... Hafif göğüs dekolteli fotoğraf vermemin ne
sakıncası olabilir ki? ‘Benim babam şöyle bir adamdı’ diye neye
dikkat edeceğim ki. Babam da yaşasa yine aynı şeyleri yapardım.
Çünkü onun ‘Hayır, yapma’ diyeceğini zannetmiyorum.
- Bu bir milattı diyorsunuz...
Evet. Bütün cumhurbaşkanı, başbakan çocukları da benim gibi
yaşıyor. Monaco Prensesi Caroline, Amerika Başkanı Bush’un
kızları... Anormal bir şey değil ki bu. Ama bizim ülkemizde sorun
oluyor.
- Özel hayatınız nasıl gidiyor, birlikte olduğunuz biri var mı?
Özel hayatım gayet iyi gidiyor. Evet, çok uzun zamandır hayatımda
birisi var. Çok mutluyum. Sonunda ilişkimi ilk kez sizlerden
saklamayı başardım.
- Saklamayın canım. Tanıyor muyuz beyefendiyi?
Tanımazsınız... Hiç kimsenin bilmediği, hiç kimsenin aklına
gelemeyecek birisi. Uzun zamandır süren bir ilişki bu.
- Peki, evlenecek misiniz?
Asla evliliği düşünmüyorum. Allah yazdıysa bozsun! Bu saatten sonra
ne kimse beni çeker, ne de ben kimseyi çekerim. Evliliğin aşkı
öldürdüğüne inanıyorum. Ben en sevdiğim, en aşık olduğum insanla
bile evliliği sürdüremem. ‘Evde biri bekliyor, gitmem gerek’ gibi
sorumluluklar istemiyorum. Herkesin ayrı evi olsun. Mesajlaşmak,
telefonlaşmaktan da hoşlanmam. Vakit kaybı. Bir bakış, bir söz çok
şey ifade eder.
Geçtiğimiz yıl çıkardığı, ‘Bir Kadın, Birkaç Hayat’ isimli
kitabıyla uzun süre gündemi meşgul eden Zeynep Özal, şimdilerde
kitabının Fransızca’ya çevrilmesiyle meşgul. Özal’la İstanbul’daki
ofisinde bir araya geldik... Babasının karikatürleriyle süslü,
şirin çatı katındaki ofisinde bizleri ağırlayan Özal, yine çok
ilginç ve çok özel açıklamalarda bulundu.
ANAP’a geri dönüyorum
Erkan Mumcu’nun ANAP’a dönmesine çok sevindim. Çünkü Erkan Mumcu,
iyi bir portre. Güleryüzlü, genç bir lider. Her şeyin çok iyi
olacağına inanıyorum. Babam yaşarken ben partide delege olarak
çalışıyordum. Ölümünden sonra annem ayrılmamı istedi ve ayrıldım.
Ben yine çalışmak istiyorum. Bu saatten sonra herhangi bir
beklentim yok. Sadece partiye ve ülkeye faydalı olmak amacım.
Ankara’ya gideceğim ve partiye tekrar yazılacağım. ANAP, babamın
evladı gibiydi. Ben Erkan Bey’i beğeniyorum. Eğer babamın çizdiği
yoldan ilerlerse çok başarılı olur. SEMA DENKER/HÜRRİYET
ZEYNEP ÖZAL FRANSIZCA'YA ÇEVRİLECEK KİTABINA SEKSİ POZLAR VERECEKMİŞ
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal, geçen yılki tartışılan fotoğrafları gölgede bırakacak pozlar vermeye hazırlanıyor.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin