Zaman yazarı Fethullah Gülen ziyaretini anlattı: Ne kadar ağladığı gözlerinden belli

Ahmet Kurucan, Gülen ziyaretinden izlenimleri köşesine taşıdı.

Google Haberlere Abone ol
Zaman yazarı Fethullah Gülen ziyaretini anlattı: Ne kadar ağladığı gözlerinden belli

Zaman Gazetesi yazarları Ahmet Kurucan, bugünkü köşesinde Fethullah Gülen'in, Cemaat ile iktidar arasında ortaya çıkabilecek bir anlaşmazlığın ipuçlarını iki yıl önce verdiğini belirti.



Kurucan, Gülen ziyaretini köşesine bu şekilde taşıdı:



'Gelen, Gider, Konan Göçer Bu Elden'



Sohbetin sonunda Yunus Emre’nin “Bir garipsin şu dünyada; gülme gülme ağla gönül” dizelerini söylerken “siz ne zaman güldünüz ki?” dememek için kendimi zor tuttum.



İkindi sonrası misafirlerine ayıp olmasın diye oturduğu o 5-10 dakikada bile hıçkırıklarını tutmak için büyük mücadele veren bir insan vardı karşımda. Demedim, diyemedim. Vasat müsait değildi, yanlış anlama ve anlaşılmalara konu olur endişesi beni durdurdu. Ama okuduğunuz üzere yazı diliyle söylüyorum şu an bu sözleri. Sizin güldüğünüzü gören yok ki? Hele şu günlerde.



İşte burada duruyorum; çünkü dershanelerin kapanması tartışmaları, herkesin bildiği gibi başlangıçta belki de çoklarının hayal dahi edemediği noktalara doğru kaydı. Hocaefendi konu ile alakalı Herkül sitesinde yayınlanan konuşmaları ile açıkça düşüncelerini dile getirdi. Gazetelere manşet oldu bu konuşmalar. Ortalığın bir manada toz duman olduğu bir zamanda bizatihi kendisi açıktan açığa dünya kamuoyuna mal olacak şekilde düşüncelerini dile getirirken, Hocaefendi’nin sohbetlerini ortam tasviri ile birlikte anlatan birisi olarak devreye girmem çok doğru olmazdı. Şahsî düşünce ve kanaatlerime gelince ben onları sosyal medyada zaten paylaştım. Onun için geçen hafta yazı günümde Ramazan ayındaki bir derste aldığım notları değerlendirdiğim bir yazıyı yayımladım.



Bugüne gelince, gündem cenneti dediğimiz ülkemizde hadiseler bir türlü durulmuyor ama her geçen gün, her yeni açıklama, her yeni haber daha net bir manzaranın oluşmasına sebebiyet veriyor zihinlerimizde. Kanaatler rasih hale geliyor. Flu renkler ortadan kaybolup siyah ve beyazda karar kılıyor. Dolayısıyla bu safhadan sonra benim söz konusu günlerde Hocaefendi’nin hissiyatını –dikkat edin sözlerini, düşüncelerini demiyorum, çünkü onlar meydanda- tarihe mal olması için kaleme almamda mahzur olmadığını düşünüyorum.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin