Yılmaz Özdil'den flaş açıklamalar. Cumhurbaşkanlığı forsu değiştirildi mi?

Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programına bu hafta gazeteci Yılmaz Özdil konuk oldu. HDP'li Garo Paylan'ın TBMM verdiği Önerge'ye sert çıkan Özdil, 'Mustafa Kemal' kitabına gelen eleştirilere de yanıt verdi. Özdil, "Atatürk’ün kullandığı fors bugün Cumhurbaşkanlığı forsu olarak kullanılan fors değil." dedi.

Google Haberlere Abone ol
Yılmaz Özdil'den flaş açıklamalar. Cumhurbaşkanlığı forsu değiştirildi mi?

tv100'de ekranlara gelen Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programına bu hafta Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil konuk oldu.

İşte o yayın:

 Özdil koronavirüs salgınında gıdanın öneminin arttığını belirterek, "Tarım Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda var olan bir vizyon" dedi.

Kurtuluş Savaşı'na değinen Özdil şunları söyledi:

Cumhuriyet ilkelerinin, devrimlerinin gerçekleşebilmesi için bunu topluma aktarabilmek gerekiyor. Atatürk’ün savaştan kastı bu. Dünya tarihine baktığınızda Millî Mücadele güçsüzün güçlüleri yendiği tek savaştır.

İşte o değerlendirmeler:

 Özdil'in konuşmasınsan satır başları şöyle:

Mustafa Kemal’in etrafında çağdaş yaşama inanmış bir kadro var. Bu kadrolar içinde aslında görünmeyen liderler kadınlar.

Bütün dünyada Cumhurbaşkanlığı forsunun ne anlama geldiğini, nasıl oluştuğunu bilmeyen tek devlet var o da Türkiye. Atatürk’ün kullandığı fors bugün Cumhurbaşkanlığı forsu olarak kullanılan fors değil.

Cumhuriyet mucizesini neye bağlıyor, Atatürk vizyonu neleri öngördü?

Cumhuriyet ilkelerinin, devrimlerinin gerçekleşebilmesi için bunu topluma aktarabilmek gerekiyor. Atatürk’ün savaştan kastı bu. Dünya tarihine baktığınızda Millî Mücadele güçsüzün güçlüleri yendiği tek savaştır.

Mustafa Kemal’in etrafında çağdaş yaşama inanmış bir kadro var. Bu kadrolar içinde aslında görünmeyen liderler kadınlar. Tarım Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda var olan bir vizyon. Dünya tarihinde enflasyonsuz tek savaş Kurtuluş Savaşıdır.

Ekrem Akurgal bu memlekette arkeoloji biliminin kurucusu. Ekrem Hoca İzmir’de vefat ediyor. Bu memleket Ekrem Hoca’nın kabrine bakmıyor. Ben gittiğimde Ekrem Hoca’nın kabrini ellerimle temizlemeye çalışıyorum.

Genç Cumhuriyet nasıl başarılı oldu?

Türkiye’den 750 genci dünyanın en saygın okullarına gönderiyorlar. Memlekette daha ot bitmiyor, sen çocuğu Chicago’ya göndermişsin. Ben gelmişken Amerika’da kalayım dememiş. Uzman olarak memlekete dönüyorlar. 1 kişi bile kalmamış.

Çankaya Köşkü’nün bahçesinde bile kara tahtalar var. Memlekette bir eğitim seferberliği var. Bu bir dayatma olsa böyle bir başarı söz konusu olamaz.

Ankara Türkiye Cumhuriyeti açısından diğer devletler gibi sadece bir başkentten ibaret değildir. Saltanatın bu ülkeden gönderilmiş olmasının, demokrasinin halkının egemenliğinin de sembolüdür.

Latife kadın özgürlüğü konusunda bir rol modeldir. Henüz kadınların seçme ve seçilme hakkı yokken bu ülkede seçimde Latife’ye oy çıkmıştır. Aday değil ama oy çıkıyor.

Türkiye'deki siyasi gelişmelere dair açıklamalar

Türkiye’de iki ana akım var. Biri bölücü biri gerici. Bu iki ana akımın kuklacısı emperyal güçler. Sevr’e, Osmanlı’nın yıkılışına baktığında gericiyi ve bölücüyü görüyorsun. Heykellere yapılan saldırılar yine aynı odaklar.

"Saldırının temel sebebi..."

Atatürk ile ilgili yazdığı kitaba gelen eleştirilere Özdil, "Mustafa Kemal kitabına saldırının temel sebebi bu ülkenin öğretmenleri tarafından sahiplenmesidir. Kitap 1 milyon 400 tirajına, Mustafa Kemal’in çocuk versiyonu 2.5 milyondur. Biz bu ülkede doğan her bebeğin kundağına Mustafa Kemal kitabını koyduk." yanıtını verdi.

HDP'li Garo Paylan'ın TBMM'ye verdiği önerge ile ilgili Özdil şunları söyledi:

Bugün utanmadan çıkıp Türk Devleti soykırım yaptı diyenler açsınlar Amerika’nın misyoner arşivlerini okusunlar. Tehcir 1915yılında oluyor. 1897 yılında daha tehcir olmamışken Amerikan Senatosu’na soykırım teklifi nasıl geliyor?

HDP milletvekilinin, PKK uzantılı bir partinin içinden birinin çıkıp soykırımla ilgili bir şey söylemesi benim için şaşırtıcı değil.

Gezi Parkı Davası yorumu

Özdil son olarak Gezi Davası’nda verilen ağır cezaları da eleştirerek şöyle konuştu:

Osman Kavala’nın halen hapiste tutuluyor olması zaten bir insanlık suçuydu. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirilmesi Türkiye’nin artık bir hukuk devleti olma idealinden vazgeçtiğini gösteriyor.

Osman Kavala’nın uğradığı bir insanlık suçudur. Bu ‘Yetmez ama evet’ diyen ikinci cumhuriyetçilerin, ‘Vesayet odaklarıyla mücadele ediyoruz’ diyen sömürge solcularının, çantacı gazetecilerin bedelini aslında şu anda Osman Kavala ödüyor.

Hazin olan tarafı şudur ki, cehenneme giden bu yolları döşeyenlerin hepsi dışarıda ellerini kollarını sallayarak geziyor, hatta muhalif medyada boy gösteriyorlar. Ama aslında ‘Yetmez ama evet’ demeyen Osman Kavala’ya bunun hepsinin bedeli ödetiliyor.

Ben hem insan olarak Osman Kavala’nın başına gelenlere çok üzülüyorum, hem de bu ülkenin yurttaşı olarak Türk hukukunun eğilip, bükülerek getirildiği bu noktadan utanç duyuyorum.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin