Kemal Yılmaz/Radikal
Yılın en büyük 'medya' düğünü
Yılın en büyük medya düğünü önceki akşam Taksim’deki
Romeo&Juliet’te gerçekleştirildi. Sabah gazetesinin kültür
sanat editörlerinden Olkan Özyurt ve bizim Radikal Hayat’ın cevval
muhabiri Bahar Çuhadar dört yıllık birlikteliklerini evlilikle
taçlandırdılar. Ne yalan söyleyeyim benim için de oldukça duygulu
bir geceydi. Ne de olsa damat da eski bir Radikal’ci ve bir
zamanlar benim önemli haber kaynaklarımdan biriydi…
Gelin ve damat medyanın kültür sanat alanından olunca düğün de
‘medya-sanat’ zirvesi gibi oldu. Kimler yoktu ki: Yönetmenler Reha
Erdem, Tayfun Pirselimoğlu, Özcan Alper, yapımcı Sevil Demirci,
oyuncu Derya Durmaz sinema dünyasından simalar olarak dikat çeken
isimler oldu. Ama kültür-sanat dünyasından katılanlar bununla
sınırlı değildi elbet. İKSV de Azize Tan, Ayşe Bulutgil ve Berna
Özdemir’le geniş bir temsil yetkisi almıştı.
‘Durun, siz kardeşsiniz!’
Söz temsil yetkisinden açılmışken, bu yetkiyi alan ama daha
Meclis’te yemin etme fırsatı bulamayan ‘çiçeği burnunda’
milletvekilimiz Sırrı Süreyya Önder de düğündeydi. Önder bir yandan
‘hayranlarıyla’ fotoğraf çektirip gecenin tek yıldızı olma
iddiasındaki gelini gölgede bırakırken aynı zamanda siyaseti de
ihmal etmedi. Futbol konusunda fazla birikimi olmadığını saklamayan
Önder, pazar günü ülke gündemine bomba gibi düşen ‘şike
soruşturması’ konusunda Radikal Spor Müdürü Uğur Vardan ve Bağış
Erten’den ‘brifing’ alırken ilişti bir ara gözüme. İlerleyen
saatlerde ise Tuğrul Eryılmaz ile siyasi gelişmeleri
değerlendiriyorlardı. Damadın nikah şahitliğini Reha Erdem ve
sinema yazarı Murat Özer yaparken, gelinin şahitleri iki teyzesi
oldu. Tam nikah kıyılırken Sırrı Süreyya Önder’in “Durun siz
kardeşsiniz” haykırışı ‘eski Türk filmleri’ne saygı duruşu olarak
kayıtlara geçti. Görebildiğim kadarıyla edebiyat dünyasının tek
temsilci Ahmet Ümit ise eşi Vildan hanımla katılmıştı törene.
Yılın medya düğününde başka kimler mi vardı? Dün de yazdım,
karaciğerlerinin en az bir parmak büyük olduğuna inandığım Radikal
Hayat ekibi yine tam kadro oradaydı. Bu ne enerji, üç gündür nereye
gitsem onları görüyorum. Bir ara Radikal Hayat’ın halef ve selefi
Cem Erciyes ile Çınar Oskay’ı hararetli bir tartışma içinde gördüm.
Yanlarına Begüm Soydemir ve Ceren Şehirlioğlu da gelince gizli bir
‘Radikal Hayat’ zirvesi toplandı diye düşünüp sinsice yaklaştım ama
gündem ‘Rusya’ydı, anlam veremedim, uzaklaştım oradan...
Gözlediğim kadarıyla ‘kadro genişliği’ açısından en kalabalık ekip
Radikal’deydi. Yazıişleri’nden Demet Bilge, İstihbarat’tan İsmail
Saymaz ve eski Radikal’ciler olarak Ceyda Karan (O artık
HaberTürk’te), Esin Çetinel (O artık Para dergisinde), Serkan
Taycan (O artık sanatçı) düğündeydi.
Ama Sabah da evladını yalnız bırakmamış. Ekler yayın yönetmeni
Elçin Yahşi, Murat Çelikkan, Yeşim Kasap, Melis Dabağoğlu, Müjgan
Halis, Ulaş Yıldız da oradaydı.
Milliyet hafta sonu eklerinin genel yayın koordinatörü İlke Gürsoy,
Cumhuriyet kültür sanat servisinden Özlem Altınok da düğündeki
yerlerini almıştı. Bir ara Radikal Kültür Sanat’ın ‘çiçeği
burnunda’ şefi Erkan Aktuğ’u ve eşi Pınar’ı gördüm. Pınar Hanım
şıklığıyla ‘rüzgar gibi geçti’ düğünden...
SİYAD sahne aldı Tebrik ve takı faslı bittikten
sonra, gelin ve damat Sezen Aksu’nun ‘Kutlama’ şarkısıyla gecenin
ilk dansını yaparken, daha sonra pistin hâkimi gelin hanımın
Mardinli akrabaları oldu. Ama ben özellikle film festivallerinden
bildiğim için finali SİYAD’ın yapacağından emimdin. Öyle de oldu.
Murat Meriç’in DJ kabinine girmesinin ardından festival yokluğunda
böyle geniş kadroyla bir araya gelemeyen SİYAD’lılar piste
damgasını vurdu. Eski başkan Murat Özer’in liderliğindeki ekip
bilenlere ‘Altın Portakal geceleri’ni hatırlatan bir eğlence şovu
sundu.
Gelin kızımız tüm zamanların en neşeli ve eğlenceli gelini olmaya
adaydı. Konuşmalar yaptı; açılışta, kapanışta, pasta keserken hep
dans etti. Damat da ona ayak uydurdu…
Saatler gece yarısını vurduğunda iri damlalar halinde atıştırmaya
başlayan yağmur, gecenin sonunu da getirdi. Bu sinematografik
finalin de, Bahar Çuhadar tarafından kurgulanmış olabileceğini
söyleyerek neşe içinde mekanı terk ettik.
Ben mekandan çıkıp, yağmur altında hızlı adımlarla taksi bulmaya
çalışırken, başını Muhsin Akgün’ün çektiği
bir grup ‘şimdi nereye gidiyoruz’ diye kendi arasında
tartışıyordu... Ben “Bu gecelik bana yeter” deyip evin yolunu
tuttum ama duydum ki gelin ve damat dahil çekirdek bir ekip Hayal
Kahvesi’nde sabahı etmiş...