Yasaların uygulanması için kaç kadının daha ölmesi gerekiyor? Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim: Yetkililer yasalara dokunmasın, etkin uygulasın!

Kadın cinayetleri bitmiyor, azalmıyor ve katlanarak her gün daha vahşilerek devam ediyor. Türkiye, geçtiğimiz gün sokakta yürürken aynı Ceren Özdemir gibi ‘güçsüz olduğu’ bahanesiyle samuray kılıçlı bir erkeğin saldırısına uğrayarak hayatını kaybeden Başak Cengiz’e ağlıyor. Türkiye’yi ayağa kaldıran her kadın cinayetinde biz kadınlar olarak aynı soruyu soruyoruz: Yasaların uygulanması için kaçımızın daha ölmesi gerekiyor?

Google Haberlere Abone ol
Medyatava Özel Yasaların uygulanması için kaç kadının daha ölmesi gerekiyor? Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim: Yetkililer yasalara dokunmasın, etkin uygulasın!

Berfin Bakay – MedyaTava Özel

İstanbul Ataşehir'de gerçekleşen olay, dün akşam saat 19.00 sıralarında Barbaros Mahallesi Karanfil sokakta meydana geldi.

Lüks sitede tek başına yaşayan Can Göktuğ Boz, sokakta karşılaştığı Başak Cengiz'e samuray kılıcıyla saldırarak ağır yaraladı. Saldırı sonrası, ağır yaralanan genç kadın kanlar içinde yere yığıldı. Yaralı kadın, Ataşehir'de özel bir hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Cengiz, yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Cinayet zanlısı Can Göktuğ Boz ise Ataşehir Asayiş Büro Amirliği ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edilen zanlı, aynı Ceren Özdemir'in katili Özgür Arduç gibi öldürmek için bir kadın seçme nedenini, şu sözlerle açıklamıştı; "Kadınlar zayıf oldukları için daha kolay öldürebileceğimi düşünüyordum..."

Kadın cinayetlerinin her gün arttığı, yasaların etkin kullanılmadığı Türkiye’de kadın cinayetlerini nasıl önleyeceğimizi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve Avukat Süreyya Kardelen Yarlı ile konuştuk.

'YASALARIN ETKİN UYGULANMASI GEREKİYOR'

KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, ‘’ Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kadına yönelik şiddetin sadece yasalarla engellenemeyeceğini, bunun bütünlüklü bir politika ile çözülebileceğinden bahsetti. O bütünlüğün önemli bir parçası olan şey yasaların etkin uygulanmasıdır. Yasaları etkin uygulayacak olan birinci sorumlu da bakanlardır, bakanlığın kendisidir’’ dedi.

Ataselim, ''Bu ülkenin sadece dün değil günlerdir, aylardır, yıllardır kadın cinayetlerini konuştuğunu ifade etti.

Yıllardır kadın cinayetleriyle mücadele ederken kadınların özgür yaşamalarını sağlayan İstanbul Sözleşmesi’nden imzamızı çektik. Her cümleye İstanbul Sözleşmesi ile başlamamızın bir sebebi işte budur, her gün konuştuğumuz Başaklardır. O açıdan bizler kadın cinayetlerini durdurmak için, kolay öldürülebilir görülmediğimiz günler için, bu ülkenin sokaklarında özgürce dolaşabilmek için mücadele ediyoruz. Bunun için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz ve bütün yetkililerede yasalara dokunmayın, etkin uygulayın diyoruz’’ diye konuştu.

Ataselim, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele günü için 27 Kasım'da Kadıköy'de buluşacaklarını söyledi. ‘’Çünkü biliyoruz mücadelemizle kadınların ölmediği, öldürülmediği, eşit ve özgür yaşayacağı, şiddetin, sömürünün olmayacağı bir dünyanın olduğunu biliyoruz.’’

  ‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE TEKRAR İMZA ATMAMIZ GEREKİYOR’

Avukat Süreyya Kardelen Yarlı ise: ‘’İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar caydırıcılığının olmadığı düşünülsede sadece bu sözleşmenin tarafı olmamız ve 6284 sayılı kadını ve aileyi koruyan yasanın çıkarılması ve uygulanması biz kadınlar için çok büyük bir kazançtı. Sözleşme aykırı bir şekilde feshedildikten sonra fail ya da potansiyel failler de bir cezasızlık algısı oluştu. İnsanlar bu sözleşmeden çıkıldıysa kadına şiddet ile ilgili bütün cezalar kalktı, kadına yönelik şiddetle ilgili hiçbir ceza yok gibi düşünmeye başladı. Bu sebepten dolayı bizler faillerin daha fazla cesaret aldığını düşünüyoruz. Çünkü sözleşmenin adı bile caydırıcılık yaratırken şimdi olmaması faillerde bir rahatlık yaratmaktadır. Bu şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadının sadece cinsiyetinden ötürü şiddete maruz bırakılması olduğu için Başak Cengiz olayında da gördüğümüz gibi failler ‘hastalıklı düşüncelerinden dolayı değil, sadece karşılarındaki kadın olduğu için ve kadınların daha güçsüz olduklarını düşündükleri için kendilerine hak görüyorlar.’

Bu nedenle hem cezaların yetersiz oluşu, hem varolan cezaların gerektiği gibi infaz edilmemesi, hukuka aykırı bir şekilde haksız tahrik indirimi ya da iyi hal indirimi yapılması, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde çekilmesi son zamanlarda gördüğümüz kadına şiddetin artmasındaki en temel sebeplerdendir.

Bu noktada acilen yapılacak şey İstanbul Sözleşmesini tekrar imzalamamız, infaz sisteminde kadına yönelik şiddet suçlarıyla ilgili mağdur kadını baz alan düzenlemeler yapmak. 6284 sayılı kanunu daha hızlı ve kanunun amacına yönelik kullanmak, faillerle ilgili devletin rehabilitasyon çalışması başlatması gerekiyor’’ dedi.

 

 

 

 

 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin